Ah Seda, vah Bülent...

İbrahim Tatlıses'in sevenleri olduğu gibi, sevmeyenleri de vardır mutlaka... Ama gerçek olan bir şey var, Tatlıses büyük adamdır... Bunu kabul edelim bir kere... 

İki tane İbrahim Tatlıses var biliyorsunuz.. Birincisi, benzerine ender rastlanan etkileyici yorumcu Tatlıses, ikincisi ise işadamı kimliğindeki Tatlıses... 

Yaklaşık oyuz, otuzbeş yıldır kendi müzik kategorisinde hep bir numara oldu. İkinci hiç olmadı... 

İşadamı kimliğini konuşmayacağım... 

İbrahim Tatlıses'in iyi bir ses'e sahip olması dışında sahnede seyircisine pozitif elektrik verebilen sanatçılarımızdan biri dir. Zeki, akıllı ve öngörüleri yüksek adam dır... 

Yaşadığı suikast olayı ile ilgili haberler, yurt ve dünya haberlerinin önüne geçerek günlerce birinci haber olarak yayınlanması Tatlıses'in ne kadar önemli insan olduğunu ortaya koymuyor mu? 

Tatlıses'in Magazin dünyasındaki fotografına baktığımda duygulu, hassas, özverili, paylaşımcı, pozitif bir kişilik görüyorum... Yukarıda bahsettiğim gibi işadamı fotografına bakmıyorum... 

Suikast'te kullanılan ağır silah'tan çıkan mermi insan vücudunu yaraladıktan sonra diğer silahlardan farklı olarak bütün vucuda mermi'nin dağılması söz konusu olduğu halde Tatlıses'in mucizevi kurtuluşunu yorumcu kişiliğine bağlıyorum... Ya silah'ın tutukluluğuna ne dersiniz? 

Suikastçı, on bir el silahını ateş ettikten sonra silah'ın tutukluluk yapması da bir başka mucize değil midir? 

Şimdi biraz da timsah göz yaşları konusuna gelelim... 

Bülent Ersoy: "Hastane ziyaretine gitmedim çünkü Tatlıses yoğun bakımda, kendisine sarılamadıktan sonra timsah göz yaşları dökmek istemedim"... 

Seda Sayan: "Tatlıses'e ailesinden sonra en çok üzülenlerden biri benim. En çok gözyaşı döken de benim, bana gönderme yaptıysan üzüntümü ifade etmek isterim..." 

Bülent Ersoy:" Hayır ben genel konuştum"... şeklinde polemikler yaşandı dün magazin dünyasında... (Dikkat edin lütfen, canlı yayında bu tartışmalar yaşanırken Seda Sayan'ın program reyting'i hızla dönüyordu)... 

Seda Sayan'a şunu sormak isterim; Siz 14 Mart sabahı programınızın başındaydınız değil mi?... Bildiğim kadarıyla evet... 

Tatlıses, 13 Mart'ı 14 Mart'a bağlayan gecede vuruldu... 

İnsan, en sevdiği insanın ölüm-kalım savaşı verdiğ bir günde neden dükkanını kapatmaz anlamış değilim... 

Not: Seda Sayan yokken, Bülent Ersoy-İbrahim Tatlıses vardı...