Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ah şu “Terbiyesiz hamile kadınlar”!

Ah şu “Terbiyesiz hamile kadınlar”!
 

Kaynak: İnternet


Şekerim; meğer ne hadsiz, ne terbiyesiz bir davranış sergilemişiz de haberimiz yokmuş! Hayır yani, Allahtan TRT 1, iftar programında, Ömer Tuğrul İnançer’i konuk etmiş de hatamızı (!) öğrenmiş olduk!

“Türk tasavvuf düşünürü ve avukat” Ömer Tuğrul İnançer şöyle demiş:

“Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşam üstü çıkarlar... Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir."

******

Yok sezaryendi, yok kürtajdı derken, haydi bakalım, şimdi de nur topu gibi bir “Hamile kadın prototipi” miz oldu!

(Ayıp yani! Karnın burnunda çık sokaklara, ayan-beyan “ben seviştim” demeye getir, cıks, olmaz ama, sevişmeye özendirmeyin insanları!)

(Çocuk yapmaya özendirmek tarafı başbakanımızın ilgi alanı, ona bir şey diyemem!)

******

“Estetik değildir” ifadesi de ayrı bir çarptı beni; demek ki neymiş: Estetiği bozuk kadınlar da sokaklara çıkmasınlar! Görselliklerini bozmayalım ama lütfen kadın arkadaşlar durduk yerde bağzı (!) adamların!...

Gerçi onlar yaratılanı hep pek severler yaratandan dolayı ya, neyse, karıştırmayalım şimdi orasını…

Hamile kadının estetiğe aykırı tarafı en çok karnıdır, ee haliyle, bir de süt bezelerinden dolayı büyüyen göğüsleri ki buradan anlıyoruz ki kadının göbeği en fazla ayva göbeği olmalıdır, göğüsleri de en fazla birer portakal büyüklüğünde; ki zaten elma ile kandırmıştır Havva Adem’i!

Hey allahım; adamların kendilerini doğuran analarına bile saygısı yok! Lafa gelince “Cennet anaların ayakları altındadır” diye bangır-bangır bağırırlar, ellerini yüreklerinin üstlerine koyarlar üstelik bunları derken lakin zihniyete bir bakar mısınız!

******

“Hava almak için biraz beyinin otomobiline biner” demiş, her hamile kadının beyinin otomobili var sanıyor, demek ki!

Üstelik hekimler de hiçbir şey bilmiyorlar ve hatta edepsizliğe çanak tutuyorlar ki “Yürüyüş yapın” falan diyorlar.

Bir de hamile kadınların yüzmeleri söz konusu olsaymış programda “Türk tasavvuf düşünürü ve avukat” bey kim bilir daha neler derdi?  

Yok!  Ne aklım, ne de yüreğim bunları algılayamıyor!

Mantığımın algıladığı tek şey ise durumun vehametidir: Kadınlar adına erkeklerin kurallar koyduğu, kadını yalnızca dişi obje olarak algılayıp da cinsel dürtülerini kontrol altına almak yerine kadının toplumdan soyutlanması isteği, herhangi bir kutsal kitapta olmamakla birlikte, Müslümanlığın olmazsa olmazları arasına girmiştir.

Ve, maalesef, mantığım diyor ki: Adım adım Türkiye Cumhuriyeti’nde kadın diğer Müslüman ülkelerdeki kadınlara benzetilmeye çalışılıyor.

“Hadi ya, ne diyosun sen!” tarzı gelecek maillere peşinen cevabım şudur: Hadi, erkeklere özel, hani kadınları şöyle rahatsız etmeyin”, “Aman beyler, istenmeyen gebelikler için prezervatif kullanın”, eşlerinizin muayyen günlerini takip edin, ona göre davranın”, “Cinsel saldırılardan uzak durun”, “Taciz ve tecavüz etmeyin” tarzında başbakandan, yetkililerden, tv’lerde dini sohbet yapanlardan bir örnek gösterin.

Gösterin ki yok “Analar”, yok “Bacılar”, efendime söyleyeyim “Yaratılanı severiz” gibi sözleri tekrar ederken yüreklerin üzerine şap diye yapıştırılan ellerin altında “Acaba ya?”, “Var mıdır” gibi bir merak, en azından, uyansın!

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..