Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '14

 
Kategori
Siyaset
 

Ahmak, Işıkla Alevi Karıştırır, Kendisini Her Yakanı Güneş Sanır

Ahmak, Işıkla Alevi Karıştırır, Kendisini Her Yakanı Güneş Sanır
 

  • “Paralel devlet varsa, siz 12 yıldır hükümette ne halt ettiniz?” diye sormuş ve noktayı koymuştuk.
  •  
  • Noktayı koymuştuk koymasına, lakin “İhale-inşaat sarmalına hapsedilmiş bir ekonomik sistemden de kabul edelim ki pis kokuların çıkmama ihtimali, hamsinin kavağa çıkma ihtimalinden daha düşüktür” görüşümüzü de dile getirmiştik. Az buçuk memleket gündemini takip ediyorsanız, mevcut siyasal iktidar ve etrafına konuşlanmış olan yalama tayfasının top yekün memleketi soyup soğana çevirdiklerini, her yeni rant alanı ortaya çıktıkça ellerini buram buram ovuşturduklarını anlamamak için ya koyu bir AKP yanlısı ve Erdoğan sevdalısı olacaksınız, yada alenen ahmak olacaksınız.
  •  
  • “Yalama tayfası” diye tabir ettiğimiz inşaat şirketleri ve medya dünyasının köşe kadıları ve yöneticileri son 12 yılın yıldızlarıydı… Durumlarından bir hayli memnunlardı.  Gazetelerinin köşelerinde, akşam televizyonların ekranlarında, gündüz mesai saatlerinde sosyal medyada gerdan kırıyorlardı. Alanın razı, satanın razı olduğu, yoksul vatandaşa da alkış tutturulduğu son 12 yıllık AKP-Erdoğan merkezli yeni Türkiye dünyasında hemen her türden etik değerin yerle yeksan edildiğini hep birlikte izledik. “Ahmak vatandaş” diyoruz ya… Ahmak vatandaşlarımızın zihinlerini gıdıklarcasına oluşturdukları algı bombardımanında ise “Ama yani bunlar yiyorsa da, işte yapıyorlar”  gibisinden ahmaklık tescili lafları da epey bir duyduk. E tabi insan sormadan edemiyor, “Babam hangi işi yapmış, adam gibi nihayete erdirmişler?” Benim aklımda kalmış ve öyle aman aman başarı timsali bir icraatlerini şahsen hatırlamıyorum. Varsa hatırlayan, şahsıma hatırlatırlarsa memnun olurum. Ama beceriksizliklerine ilişkin ardı ardına onlarca şey sıralamak mümkün. Alın işte son çıkan telefon görüşmelerine ilişkin tapelere bakın… Bir Başbakan’ın bizzat telefonu dinlenebiliyorsa bu Başbakan dükkânı kapatsın. Kendi telefonunun dinlenmesini dahi önleyememiş bir Başbakan’ın ülkeyi yönetebilme ehliyetine sahip olduğunu düşünebilir miyiz? Marifetmiş gibi de bir önceki gün yedi bin kişinin telefonlarının dinlendiğine ilişkin bir haberi, AKP medyasından öğrenmiş ve bir kez daha sormak durumunda kalmıştık, “İyi güzel de bu ülkenin bir hükümeti yok mu?” diye. Bu ülkede elini kolunu sallayarak insanların telefonlarını birileri dinliyor, bu ülkenin seçilmiş hükümeti marifetmiş gibi “Telefonlarınız dinleniyor” diyerek güya kendince kamuoyunu bilgilendirmeye, muhtemel bu işi yapan çevrelere gözdağı vermeye çalışıyor. Bu ülkede bir hükümet olmadığını ve sadece görüntüde bir hükümet olduğunu, maksat makam boş kalmasın babından bir hükümete sahip olduğumuzu söylemek sanırım abartı olmaz. Abartı olmaz, zira ortaya dökülüp saçılanları gördükçe “Aman da aman” diye bir taraftan kahkahalara gark olurken, diğer yandan da “Suçumuz neydi de bu adamlar bu memleketin başına geçtiler?” diye sitemli sorularımıza kaldığımız yerden devam ettik.
  •  
  • Meselenin özüne dönecek olursak…
  •  
  • Efendim memleket bizatihi başta Başbakan ve aile efradı olmak üzere, AKP’li bakan ve vekiller ile son 12 yılın medya dünyası yıldızları ve inşaat şirketleri vasıtasıyla soyulmaktadır. Vaziyeti anlamak için ne telefon tapelerini dinlemeye ihtiyaç vardır, nede buram buram haber ve yorum okumaya gerek vardır. Memleketin her rant alanın da ihtiyaç dahi olmayan absürtlük düzeyindeki yatırımlarla memleketin soyulduğu alenen oradayken, oturup da tape dinlemenin ve soygunları tescillemenin bir esprisi yoktur ama “Kör gözüm parmağına da” demek lazım gelmektedir.  Erdoğan sevdalısı saftriklerin de gözlerine bir bir bu olan bitenleri sokmak temel bir vatandaşlık görevi değil, temel bir insanlık görevidir. Bu avanenin peşine takılmakta beis görmeyen yurttaşlara hatırlatacağımız yegâne gerçek şudur ki aradan geçecek beş on yılın sonunda bu günleri detaylarıyla okuyup, öğrenecek olan çocuklarınızın karşısında düşeceğiniz acziyetin nasıl bir şey olacağını gözlerinizin önünde canlandırmaya çalışın. Ben eminim ki o çocuklar “Amma salak ebeveynlerimiz varmış” diyeceklerdir.
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..