Akil adamlar bir adım öne çıkmalı

20 Mayıs 2007 Pazar saat 11.20 itibariyle Milliyet gazetesinde İngitere'nin Observer gazetesinden bir haber yayımlandı. Haber önce; ''Observer: Türkiye'deki sert mücadelenin etkisi yıkıcı olabilir.'' başlığı ile verildi. Daha sonra haberin içinde yer alan şu başlıkla verildi: ''Observer: AKP seçimi kazanırsa darbe olabilir.''

Kısa bir bölüm daha yazayım: ''İNGİLTERE'de pazar günleri yayınlanan Observer gazetesi, Türkiye'nin ''değerlerin çatıştığı'' bir dönemden geçtiğini ve bu durumun son derece ''tehlikeli'' olduğunu yazdı.''

''Gazete, ''Modernizm ve gelenekler, demokrasi ve baskıcılık ile islamcılık ve laiklik arasında kıyasıya bir mücadele yaşanıyor'' yorumunda bulundu.''

Türkiye'nin akil adamları bir an önce öne çıkmalı ve kendilerinden beklenen akil adımlar atmalıdırlar. Herkes yelkenleri suya indirmelidir. Önce ders almamız gereken acıları hatırlatayım: Toplu mezarlar ve toplu acılar diyarı olan Bosna-Hersek'te acılar, kuşaklar boyu sürecek. Biz bundan ders almayacak mıyız? Millet olarak birbirimizi anlayıp birbirimizle kenetlenmeyecek miyiz? Can, mal ve namus emniyetimizin; vatanımızın ve milletimizin koruyup kollayıcısı olan ordumuzla gurur duymayacak mıyız?

Filistin başındaki İsrail belasıyla travmalı bir toplum oldu. Yıllaryılı süren bunca derde, acıya, kıyıma, yokluğa hangi toplum dayanabilir ve şimdi ne yapacağını bilmeyen Filistin kendi kendisiyle çatışıyor.

Irak'ta, bir yandan ABD'ye karşı savaş sürerken; bir yandan da bir iç savaş yaşanıyor. . İçimiz sızlayarak izliyoruz. Belki de Irak halkına ''cahil'' diyoruz. Irak halkı da travmalı bir toplum. Savaşlarla, acılarla, yokluklarla aklını, yarınını, geleceğini yoketti. ABD çekilse bile bu travmadan kurtulması kolay olmayacak Irak halkının. Aklımızı başımıza almazsak Irak'a benzemek gibi bir kabusu Allah korusun biz de yaşarız.

1980'den önce yaşananlara, o dönemin gençlerinden ve bugün akil bir hal almış olanlar; TV'lerde o dönemi ''bir cinnet dönemi'' olarak ifade ediyorlar. Unutmayalım ki daha önce cinnet geçirmiş bir toplum tekrar cinnet geçirebilir. Hele de bu cinneti körükleyenler de varsa...

Başımızda bir terör belası var. Bugün arşivimdeki gazeteleri karıştırıken 07 Nisan 2006 tarihli Milliyet gazetesini görünce dakikalarca durdum, kaldım. Baş sayfada o zaman Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Büyükanıt ile evin tek evladı olan şehit Onbaşı Mükremin Başaran'ın babasına sarılı vaziyette çekilmiş bir fotoğraf var. O gün bu gazeteden tam beş tane almışım.

İşsizleri var milletimin ki çok büyük bir dert. Cezaevleri dolu. Gençler okula gidiyor ama ne gazete okuyor ne kitap; bırakalım bunları ders kitaplarını bile okumuyorlar. Öğretmenler şiddetin, gürültünün, erozyona uğramış gençliğin kabullenilemez olumsuz davranışlarıyla başbaşalar ve çaresizler.

Ne yapmalı?

Çok acilen şunlar yapılmalı. Bir seçimden çok bir eziyet tarihi olan 22 Temmuz seçimleri Eylül ayına alınmalıdır. MGK toplantıları eskisi gibi bir aya, hatta on beş güne alınmalıdır. Akil adamlar dinlenmelidir. Terör bitmeli ve gerekirse günlerce süren toplantılarla MGK'da bir çözüm bulunmalı ve uygulanmalıdır.

Türk milletinin bu coğrafyada sonsuza kadar yaşaması için Atatürk'ün önderliğinde neler yapılmışsa, aynısı hiç tereddütsüz yapılmalıdır. Tüm partiler ve akil adamlar bu yolda bir araya gelmeli ve Türk milletine hakettiği aş, iş, ekmek ve huzur verilmelidir.