Aklını Kiraya Veren Partililer

Allah aşırı gidenleri sevmez''

(Maide, 87)

Türkiye’de en çok muhabbeti yürütülen, kahvehanelerde sabahtan akşama hükümet kurulup indirilen konudur siyaset. Siyaset konusunda maalesef istenilen olgunlukta değiliz. Çünkü partilerde siyaset yapan üyeler arasında parti lideri kimse o hata yapmaz, eleştirilemez. Eğer eleştiren üye olursa hemen partiden atılır. Çocukluğumdan bu yana siyasetin içerisindeyim. Misal vermek gerekirse diyelim ki benim siyasi parti liderim Necmettin Erbakan. Liderime, partime ve ülkeme sadakatle hizmet ederim. Hizmet ederken de liderimin bir hatasını görürsem onu da eleştiririm. Doğru olanını söylerim. Refah partisi zamanlarında, şu anda hep eleştirmişimdir hatalı gördüğüm olayları. Maalesef eleştirdiğim için de dokuz köyden kovulmuşumdur. Esasında eleştirmek bir lider ve parti için çok olumlu, faydalı bir durumdur. Çünkü siyasette maalesef şakşakçı çoktur. Lider hata yapmazdır partililer nezdinde. Bu da ‘Şeyh uçmaz, müridler onu uçurur’ atasözünü hatırlatır bana. Esasında aklını kiraya veren bu tip insanlar liderlerin etrafını sararak hem lidere zarar veriyorlar, hem de siyasetin olgunlaşamamasına sebep oluyorlar. Şahsi düşüncem şudur hep: Eleştiren bir parti üyesi benim için samimi, gerçek ve vatansever bir partilidir. Siyaset bir güçtür. Allah muhafaza liderin etrafında şakşakçıların etkisi ile nefsine kapılan lider anlık hatalar yapabilir. Liderin hatası hiçbir şeye benzemez. Hatası ahireti ve ülkesine zarar verebilir. Çünkü liderlik taşıması ağır olan veballi bir makamdır. Bundan dolayıdır ki, partililer ne zaman eleştiren, bilginin peşinde koşan, projeler üreten, liderine yön veren bir olgunluğa erişti; işte o zaman Osmanlı’nın 600 yıl dünyaya hükmettiği dönemlere geri döner. Yoksa partililerin liderini peygamber, hata yapmaz, evliya, alim, insanüstü gibi saçma komedi görüntülerine şahit oluruz. Bütün akıllar kiraya verildiği için liderde toplanır ve lider de ‘Gölgelerin gücü adına, He-man’ çizgi başrol karakterini oynar. Sonuç olarak; Yahudi ve Hıristiyanların “Hahamlarını, papazlarını rabler edindikleri…” gibi, Müslümanların da tarikat liderlerini, hoca efendileri, ilahiyatçıları, parti liderlerini, abilerini, ablalarını haşa rabler edinmesini doğru bulmuyoruz.Cemaat ve parti liderlerinin eleştirilemez oluşunu doğru bulmuyoruz.