AKP'ye kırmızı ışık!!!

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP'ye karşı açtığı kapatma davası, herkeste büyük bir şok etkisi yarattı. Bu davayı AKPliler demokrasiye karşı yapılan saygısızlık olarak yorumladılar, Türk demokrasisinin bu davayla yara aldığını söylediler. Davanın gerekçesi ise AKP'nin "Laikliğe aykırı fiilerin odağı haline gelmesi.".

Bu davaya hukuki yönden baktığım zaman çok doğru bir dava olduğunu düşünüyorum. AKP'nin, laikliğe karşı hareket eden bir parti olduğunu ülkemiz insanları biliyordu. AKPliler "Biz bu milletten %47 oranında oy aldık" havasına girdikleri için yanlışlar da kaçınılmaz oldu. Özellikle türban meselesini çözme çabaları bir nevi AKP'nin bu talihsizliği yaşamasına sebep oldu. Türban sorununu çözemeyerek kendi kendilerini yıprattılar. AKP bu sorunu eline yüzüne bulaştırdı.

Sadece türban mı? Daha bir çok fiil AKP'nin laikliğe aykırı davrandığını ortaya koyuyor. Belediyelerin içkiyi yaskalama ve İçişleri Bakanlığı'nın içkili mekanları şehir dışına taşıma girişimleri, bazı reklam panolarındaki bayan resimlerinin sansürlenmesi ve kaldırılması, okullarda tesettür defileleri düzenlenmesi, bazı vakıf üniversitelerinde türbanlı doktorların çalışmasına izin verilmesi veya göz yumulması, Başbakan Erdoğan'ın ve diğer AKP'lilerin laikliğe karşı örnek oluşturabilecek birtakım sözleri vs. Burada zikredemediğimiz daha bir çok sebeple AKP bugünlere gelmiştir.

Hayatın her alanında AKP'nin hükümleri uygulanıyor. AKP her ne kadar biz milli görüşten ayrıldık dese de, milli görüşe hala bağlı oldukları ortada.

Bu davanın siyasi boyutu çok tartışılır. Evet, demokrasimiz yara almıştır ancak laiklik ölmek üzeredir. Türkiye'nin yönetim şekli ve Cumhuriyet'in tanımında mutlak surette yer alan iki kavram demokrasi ve laiklik, AKP'nin güttüğü çeşitli politkalar ve uygulamak istediği hatta gizliden gizliye uyguladığı yöntemler sebebiyle zedelenmiştir.

Bu dava milli iradeye saygısızlıkmış. Bunu AKPliler söylüyor. %47 oy aldınız diye kral değilsiniz. AKPliler Atatürük'ün bir sözünü çok söylüyorlar. O söz "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!" sözü. Evet, bu söze ben de katılıyorum. Ama egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye, AKP her istediğini yapacak diye birşey yok. Egemenlik kayıtsız şartsız AKP'nin değildir. Milletindir.

Demokrasi araç değil amaçtır. Demokrasiyi ön plana çıkarıp laikliği arka plana atmak hiçbir iktidara yakışmaz. Hem demokratik hem laik olmak gerekir. Demokrasiye ne kadar önem veriliyorsa laikliğe de o kadar önem verilmesi gerekir. Aynı zamanda laikliğe verilen önem kadar demokrasiye de aynı drecede önem vermek gerekir.

Yine söylüyorum. Demokrasimiz yara almış olabilir ama laiklik ölmek üzeredir.

AKP kapatılır mı bilemiyorum. Karar ne olursa olsun Anayasa Mahkemesi'nin kararına saygı duymak gerekir. Partinin kapatılması, Türkiye'nin çok zorlu günler yaşamasına neden olabilir. Ama partinin kapatılmaması yine zor günler yaşamayacağımız anlamına gelmez. Türkiye zaten zor günler geçiriyordu. AKP'nin 2007 seçimlerinden bu yana uyguladığı politikalar, vatandaşın belini bükmüş, eylemler yapmasına sebep olmuştu. Kısaca AKP dünden önce de ülkeyi çoktan zora sokmuştu.

Umarım ülkemiz için hayırlı olan gerçekleşir. Umarım adalet yerini bulur. Anayasa Mahkemesi'nin kararı ne olursa olsun millet olarak o karar saygı göstermeliyiz.