Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Akşamın karanlığına vuran kıvılcımların ve ateşin altında

Yazan: Nabide KILINÇ

23. Ocak.2009 hava muhalefeti oldukça sert ve fırtına kopuyor. Kütüphaneye geldim, ilk radyomu açmak istedim, sobamı yakacağım. Sobanın çekmeyeceğini biliyorum ama yine de odunla yakmak istedim. Aniden fırtınayla birlikte camların kırıldığını duyunca bahçeme çıktım, cam inmişti, kırılmıştı. Cam ve pencere çerçevelerimiz öyle eski ve çürük, kırık ki, fırtınayla dayanması mümkün değildi. İşlevini yitireli çok oldu belki bundan beş yıl önce, belki de on yıl önce. belki de binanın yapıldığı çok eski yıldan bu yana... Fırtına ise olanca gücüyle neredeyse çatıları uçurmakta, kiremitleri yerinden fırlatmaktaydı.

O gün dibimde Yerkesik’in pazarı kurulur ve çok hareketlidir burası. Düşen cam iyi ki birine denk gelmedi. Veya bir çocuğa, bir öğrencime. Bahçemde başımı yukarıya kaldırdım pencereye bakacağım, bir de ne göreyim ki? Ana yoldaki ana elektrik direğinden bizim bulunduğumuz binaya bağlanan kablolar kıvılcım ve ateş çıkartmakta. Demek ki, kablolar çok zayıflamış ve eskimişti.

Bahçemde kurulan, pazar açan kişiye bir şey söylemeden hemen içeriye kütüphaneme koştum. Cep telefonumda kayıtlı olan elektrikçi Bülent Arıcı’yı aradım, durumu bildirdim. Elektrikçimiz Bülent, her yıl Kütüphane içindeki elektrik ve kabloların kontrolünü yapar ve bana sağlam diye rapor eder. Veya bir işimiz olduğu zaman koşarak gelir, ve huzurlu olacağım şekilde işini yapar, gider. Kablolardan çıkan kıvılcım için Yerkesik Belediyesi’ne haber vererek, durumu arz ettim.

Fırtına olanca gücüyle esmekte, her şeyi birbirine katmaktaydı. Arkasından bir camımızın daha kırıldığını gördüm.

Fırtınayla birlikte, yağış hiç dinmedi..

Elektrikçi Bülent beyin gerekeni yaparım demesi, beni bir hayli rahatlatmıştı. Hemen müdahalede bulunabilecektim.

Gündüz elektrikler kesilince , kablolardan çıkan kıvılcım ve ateşte, yok oldu. Peki ya elektrikler gelince ne olacaktı, kablolar değiştirilene kadar?

Ben durmadan bu işi takip etmekteydim. Belediyenin memuru Tedaş’ı aradığını söyledi, tedaş yetkilileri bizim de çatımız uçtu diyerek karşılamışlar, ancak gelip elbette yapacaklardır ama, hangi zamanda fırtınalar dindiğinde, yağmur durduğunda mı? Yoksa yangın çıktığında mı? Demek ki buradaki bu önemli sorunu biz hemen yerelde önlem alarak giderebilirdik.

Hemen öğleden sonra saat 15.00’i göstermekteydi. Resmi bir yazıyla gerekli olan işlemleri yazıp önlem alınmasını ve kabloların değiştirilmesini, bahçede bulunan kablonun temas ettiği çam dallarının kesilmesini, kırılan camları da yazarak belediyeye götürüp yazımı verdim.

Akşam saatleri elektrik geldi. Dışarıda oluşan bu kıvılcımların bize herhangi bir zararı olmaz şeklinde iyimser bakılması düşünülse de, ateş ve kıvılcım bu, yangına neden olur, yangın ise dikkatsizlik ve ihmalden çıkar. Binamıza bağlanan kablolardaki sorun artık ihmal edilemezdi. Zaten, kırılmış olan camın pencerelerinden sıçrayarak içeriye düştüğü anda yangına hazırdı her şey. Binada Kütüphane olarak hizmet vermekteydik. Bu olasılık dışarıda bir yerde de olsa ihmal edilemez.

Ben ayrılmadım. Elektrik geldiğinde Kütüphane'deydim . Henüz bir önlem alınmamıştı. Birden elektrik yanıp söndü, tekrar geldi. Akşam saat 17.30.u geçmekteydi. Odamdan bahçeye baktığım bir anda çatlamalar oluyor, kıvılcımlar düşüyor, birden ateş parçaları yere iniyordu. Her seferinde daha çok yağıyordu kıvılcımlar.

Hemen çantamda bulunan el fenerimi ve cep telefonumu elime aldım, elektrik saatinden elektriğimi kapattım. Ben bunu yaparken, binanın dibinde kablolar çatlıyor, yağmurla birlikte ateş ve kıvılcımlar yağıyordu. Hızla kapıyı kapattım. İçeride el fenerimi tutarak telefonumdan ilk iş olarak elektrikçi Bülent beyi aradım, hemen yetişmesini ve elektrik direğinden önlem almasını istedim. Ateş ve kıvılcımlar düştükçe aynı anda çığlıklarım da duyulmaktaydı. Ve ikinci iş olarak 110’u, buradaki itfaiyeyi aradım, çünkü dışarıdan düşen ateşlerin sıçradığı yeri ve yarattığı ateşi göremediğim için Bülent’le birlikte, burada itfaiyenin de hazır bulunmasını istedim, belki de önlem alacağı bir sorun çıkmıştı. Çünkü camlarımız kırıldığı için açıktı. Bütün bu kıvılcımlar ve işler için bir dakikayla yarışmakta aynı zamanda heyecan ve korkudan çığlıklarım sesime karışmaktaydı... Yangın en çok korktuğum şeydir hep.

Ve telefon aramalarım bitince hemen dışarıya çıkmak istedim artık şansım yoktu, ateşler kapımın dibinde atmaktaydı. Öyle yağıyordu ki, bir anda kapımın dibi gökyüzünü delercesine atılan havai fişeklerin çıkardığı kıvlcımlar gibi, bahçemde ve binanın bağlantı noktalarından kıvılcımlar ve ateşler yere düşmekteydi.

İlk, saatimi kapattıktan sonra dışarıya çıkacak kadar vaktim yoktu, dakikayla heyecan ve korku karışık, vakit kazanmalı, hemen telefona sarılmalıydım. Bülent bey sesimi ve çığlıklarımı duydu, koşarak geldi. Kütüphaneme hep koşarak gelir , sağolsun. Fırtınalı yağmur devam ederken, yoldaki ana elektrik direğinden cereyanı kesip, önlemi aldı .

Hızlı bir zamandı, burada bulunmam ve eve ayrılmamam büyük şanstı, bir dakika bize çok şey kazandırdı. Yerler ıslak, bitkiler, ağaç ıslak ve yağmur fırtınalı yağmaktaydı, Bülent hemen koştu, hepsi birer şanstı ki yangın olayını önledik.

Bense heyecanım korkum, çığlıklarım, gözyaşlarım hepsi birbirine karışmış hüzünlü ve durgun, çok yorgundum. O kıvılcımlar her seferinde daha büyük atarken, bahçeme düşerken, birden göz yaşlarımı tutamadım. İçimdeki o kıvılcımlar, yangın oluyordu, küle dönüşüyor, korlaşıyordu. Kütüphaneye olan sevgim dakikalarca yüreğimde atıyordu, içimdeki o pırıltılar yanıp yanıp sönüyordu. Birden kül olup geçmesine dayamanazdım, ben kütüphaneme sevgiyi çok özlemiştim. sevgiyle işlerimi yapmayı, şarkı söylemeyi , gülümsemeyi, her şeyi unutmuştum. Onca çabalarım yöremin kütüphanesi diye kıvılcımlarım, pırıltılarım kablolardan çıkan ateşle birlikte bir bir yanıyordu . Ben kütüphaneme gösterilecek, sevgiyi ve dostluğu özlemiştim...

24. Ocak. Cumartesi günü elektrik kablolarını Bülent bey tamamen değiştirdi, yeniledi. Cuma gecesi evimden aradığım ustamız Muhsin bey camların ölçüsünü alıp kırılan camlarımızın yerine yenisini taktı.
Hala o akşam düşen ateş ve kıvılcımların etkisindeyim... Akşamın karanlığına vuran kıvılcımların ve ateşin altında, kütüphaneyle karışık duygularım ve anılarım yaşanıyordu...

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..