Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Alçak ego

Alçak ego
 

Ego, kendimiz hakkındaki kanı, inanç, düşünce ve algılarımızın toplamıdır. Kendimizi, olduğumuzu düşündüğümüz kişiden ibaret sanırız. Çok iyi bildiğimizi sandığımız benlik duygumuzla(ego) özdeşleşme eğilimindeyizdir. Oysa, egomuz, kendi mutlak benliğimizin üzerine asılsız ve çarpık bilgi ve fikirlerle beslenmiş sahte bir benlik inşa etmiştir. Başka bir deyişle, zihin, ego vasıtasıyla bir kişilik illüzyonu yaratmıştır. Bu durumda, benlik duygumuzu egonun ardı arkası kesilmez zihinsel gürültülerinden almışsanız, kaldı ki çoğu insanda bu böyledir, kendinizi sınırlı ve zavallı bir varlık olarak algılarsınız. Çünkü, egonun referansı geçmişteki olumsuzluk ve başarısızlıkla dolu anılardır. 

Bizler istemdışı olarak gün boyunca düşünürüz. Düşüncelerimiz asla susmaz. Dur durak bilmez bir zihinsel gürültüyle yaşarız kafamızın içinde. İstemdışı iç diyaloglar sürer gider. Hatta bazen transa geçer, bulunduğumuz yerin bile farkına varmayız. Aslında o anda, doyum vermeyen şimdiki andan kaçarak, geçmişte ne olup bittiğini ya da gelecekte ne olacağını düşünmekteyizdir. Farkında dahi olmadan varlığımız zihin tarafından ele geçirilmiştir. Zihnin kölesi olmuşuzdur. Kendimizi, düşünen zihnimiz olduğuna inanırız. Bilincimizde algıladığımız ve kendimiz sandığımız bu düşünürle özdeşleşiriz. 

İşin aslı, zihin, algı, duyu, düşünce hükmü altındayken, gerçeklik algımız beşeri değerlendirmelerle sınırlıdır.Zihin, bizlere evren ve diğer insanlar ile aramızda ayrılık illüzyonu yaratır. Halbuki, metafizik boyutunda böyle bir ayrım, tecrit söz konusu değildir. Ayrılık illüzyonunu yaratan, zihnimiz ve düşüncelerimizdir. İşin doğrusu, o anda düşüncelerimiz akarken, içsel sessizlik alemimiz ile bağlantımız yitiktir. Çok daha geniş bir bilgi ve zeka alemine bağlı olmadan üretilen düşünceler genellikle kısır, anlamsız ve yıkıcıdır. Ne yazık ki, o sırada size, iç aleminizdeki sonsuz bilgelik yerine egonuz rehberlik etmektedir. Bildiğiniz gibi ego, öyle entelektüel ve yaratıcı fikirler üretmez. Onun fikirleri yıkıcıdır, o beyninizin sol kısmının işlevi olan mantıklı düşünme departmanında görev yapmaktadır. Gelin görün ki, asıl ihtiyacımız olan, mantıklı düşünceler değil, sezgisel ilhamlardır. 

Egosal zihin tarafından üretilen düşünceler, bizden çok daha bilge olan içsel özümüz, tanrı, yaratıcı ile aramıza girer. Bu yüzden, kendimize baktığımız ayna islidir, kirlidir ve gerçeği örtmektedir. Net düşünmemizi engellemektedir. Hareketsiz ve atıl kalmamıza neden olmaktadır. Bu durum, bizlerin kendimizi tembel bir insan olarak algılamamıza neden olur. Gerçekler acı verir. Ego bastırdıkça bastırır. Egomuzun saldırgan doğası yüzünden yaşam enerjimiz sızıp gider. Kendimiz ve kim olduğumuz ile ilgili acı veren sınırlarda yaşarız. Başarılı olmuş insanların hayatlarına bakar ve onlar gibi tatminkar ve mutlu bir hayat süremeyeceğimize inanırız. 

Varlığımızın canlılığını ve sonsuz yaratıcı potansiyelini örten bu düşünce cızırtılarıyla özdeşleşmeyi kesene dek gerçek benliğimizin derinlerden gelen sesini duyamayız. O bir tek sessizlikte anlatır kendini. Kulakları sağır eden bir sessizlikte hitap eder insana. Bizler, zihnin(egonun gevezelikleri) hakimiyetinden kurtulana değin gerçek anlamda huzur, mutluluk ve doyum bulamayız. Ancak, ego iktidarını korumak için türlü türlü numaralara başvururken işimiz pek de kolay olmayacaktır. Kanımca, egonun iktidarda olmasından salt bireysel olarak sorumlu değiliz. Sebebini soracak olursanız cevabım şu olacaktır: Miras aldığımız kültürel koşullanmalar yüzünden dünyayı nasıl göreceğimiz, nasıl tepki göstereceğimiz, ne düşüneceğimiz ve hayatımızı nasıl yaşayacağımız ta başından beri bellidir. Ve bizler, neyin doğru neyin yanlış olduğu hakkındaki kişisel değerler sistemimizi kendi deneyimlerimize ve bilgi birikimimize dayanarak oluşturamazsak, yıllarca bu belirleyeciliğe tabi oluruz. Kitlelerin yaşantısına hükmetmiş zihin kalıpları, yaşam sınırlarımızı oluşturur. Ve ömür billah, ego yakamızdan düşmez. 

Bizler suretlerimizden çok daha öte varlıklarız. Ölmeden önce ölene değin, varlığımızda ikamet eden ilahi ve yüce olan benliğimiz zahir olmayacaktır. 

 
Toplam blog
: 42
: 1612
Kayıt tarihi
: 05.04.11
 
 

Uludağ Üni. İktisat Mezunuyum. Muhasebecilik, bankacılık gibi muhtelif mesleklerde çalıştıktan so..