Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Ale Lol Os...

Ale Lol Os...
 

Bell, 1877’de kendisinden on yaş küçük olan Mabel Hubbard’la evlenir. Ancak Bell’in telefonu icadı sırasında, dillerden düşmeyen bir aşk yaşadığı söylenir. Graham Bell, mucidi olduğu telefonun ilk hattını sevgilisinin evine çeker. Zaten Bell’in esas derdi mucitlik değil, sevgilisinin sesini duymaktır!... Ancak her telefon açışta sevgilisinin adını söylemekte zorlanır. Çünkü kadının oldukça uzun bir ismi vardır: “Alessandra Lolita Oswaldo”...

Graham Bell zamanla, sevgilisinin adının ilk hecelerini söylemeye başlar: “Ale Lol Os”...

Ve bu söylem bir süre sonra daha da kısalır: “Alo”!...

Siz bu yazıyı okurken kim bilir kaç kişinin telefonu çalıyordur... Hiç şüphe yok ki, o kadar insanın içinde şairler de vardır. Şairlerin konuşmaları genellikle aşkla ilgilidir:

alo?!... canım?!... hayrola böyle geç saatte...

ben... yani neden, nerden çıktı şimdi bu...

sıkılma bir terkedilme biçimi midir ki...

bi’ tanem, seni seviyorum ve ayrılmak da istemiyorum...

ısrarlısın, galiba vazgeçiremeyeceğim...

üç dakikalık telefondan mı arıyorsun?!...

peki tamam, tamam bitti, tamam anladım...

sen susuyorsun...

ama içim inan ki inim inim inliyor...

kısa keselim...

polis telefonlarımı dinliyor...

Bu şiiri yazan ve “telefon seks hatlarında yazarlık” yaptığını da belirten küçük İskender’in, her şairin şiir kitabına ilişkin renkli anlatımıyla bize telefonlar ettiği “Şiirlideğnek” adlı kitabının sayfalarını aralayalım: “Cemal Süreya ile hiç biraraya gelemedik. O’nu bir tek kez aradım, telefonla. Konuştuk, gülüştük; alkolden, hastalıktan söz ettik ve birkaç gün sonra da öldü.

Telefon ahizesindeki numaraları çeviren / tuşlayan parmaklarıma dikkatle bakmış, o evde çalan telefona, buralardan, daima kulak kabartmışımdır.

Mektupları, telgrafları, trenleri seçmiştir şairlerimiz önemsedikleri yerlere, insanlara bir an önce ulaşmak için. Oysa bin bir gece hisleriyle, dayanıp bir geceyarısı telefon kulübesine, bir jetonla, o bir ‘üç dakika’ya sığdırılması zorunlu bir hülyayla, bir ihanetle titremenin coşkusu, törpüsü unutulabilir mi?”

Cemal Süreya ise, yarım kalan şiirlerinden biri olan “Bu Yaşta” adlı şiirinde, bu “üç dakika”ya değinir:

Bu yaşta

Orta okul aşkı (Lise değil)

Ege’de

Nüfus 40 bin

Geniş zaman, evet geniş zaman istiyorum

Ama telefon kulübesinden konuşuyorsun

Süre doldu dolacak

Üç dakika

O, dar zamanda

Bir başka açıklamıyor mu

Daha doğru hemen özetlemiyor mu kişiyi ve durumu

Bir kişisellik kazanmıyor mu zaman

Üstü başın olmuyor mu zaman

ân, diyorum, çocukluktur...

“Sıcak Nal” adlı kitabıyla aynı adı taşıyan şiirde ise şöyle diyecektir:

Ağzına ağzına dolu telefonlardan

Gözleri bozuk paralardan

Saplantılı duvar saatlerinden

İçkilerin giderek küçülmesinden

Belli, iyi şeyler olmayacak.

Cemal Süreya, “Kehanet”in şairi, o günlerden bugünleri mi görmüştür? Çünkü paralardan atılacak sıfırlarla “gözleri yine (!) bozulan” yalnız paralar değildir! Zaten yanıbaşımızda yaşanan Irak işgali, onlarca ölen insan nedeniyle de “hiç iyi şeyler olmamaktadır”!...

Barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz şu sıralarda, birçok şiirinde saatlere de yer veren Akgün Akova, “Barış Nedir Sevgilim?” diye sormaktadır:

Einstein’ın Roosvelt’e yazdığı mektup mudur barış

Lozan’dan gelen telefon mu Mustafa Kemal’e

çöplerini bilimin süpürdüğü bir sokak mıdır barış

küçük İskender, “bir sokak”taki telefon kulübesinden ayrılık telefonu alan bir kişiyi anlatırken, bir başka telefon kulübesinde de Akgün Akova vardır. “İzin Verirsen Artık Bize Taşınmak İstiyor”da şöyle bir konuşma geçer:

alev almış yıldız sesiyle çalınca herhangi bir telefon
sanadır
durma aç
alooo’na karşılık bir tanıdık koku duyarsan,
gönül borcu var gibi
hani mummutluymuş, sevinçten dili tutulmuş gibi
anla sevdiğim
o’dur
telefon kulübesine ektiğimiz karanfil
büyümüş de, evlendik mi onu soruyor

(Yakında yayımlanacak olan KEŞFEDENLER İÇİN ATLAS - TELEFON adlı kitabımdan.)

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..