Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Alevilik ve Sünnilik perspektifinden Gezi Parkı

Alevilik ve Sünnilik perspektifinden Gezi Parkı
 

Anadolu'da, Yavuz Sultan Selim Döneminde ciddi bir kırım yaşamış olan Alevilik, Osmanlı-İran mücadelesinde sıkıntı yaşamış bir mezheptir. Aleviler özellikle Dersim bölgesinde en son 1930'lu yılların sonuna doğru kırım yaşadılar. Bundan dolayı ilk defa Başbakan devlet adına özür diledi.

Aleviler Anadolu'da kendileri hakkında uydurulan şehir efsanelerine metanetle karşı koydular, o kadar çok yalan ve dolan uyduruldu ki uzun yıllar iki mezhep mensupları özellikle kırsal kesimde bir birlerine sıcak davranamadılar. 12 Eylül'ü hazırlayan katliamlar onların üzerinde yapıldı. "Bugün bir Alevi öldüren 20 kez hacca gitme sevabı alır" diye fetvalar çıkartılarak sünni Halk Çorum'da Alevilerin üzerine yürütülmüştü.

Aleviler kendilerini Anadolu'da hiç bir zaman güvende hissetmediler. Osmanlı'da bile tehdit unsuru olarak görülürken Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamasında üstelikte Atatürk sağ iken katliam yaşadılar.

Türkiye'de tüm solcu marksist partilerin örgütlerin ister legal olanlarının (TKP, ÖDP, ADD, ÇYDD, İP, SDP, KESK) isterse illegal olanların ( Tikko, DHKPC, MLKP vb) tepesinde Alevilerin olmasının nedeni yukarda açıkladığım sebeplerdir. Aleviler, Anadolu'da yaşanan yukarda açıkladığım nedenlerden dolayı asla öz geldikleri kültür olan Caferiliği yansıtamadılar, semah, yeryer Orta Asya şaman kültürünün etkilerini yansıttılar. Bugün Türkiye'de Selahaddin Özgündüz bey'in temsil ettiği Caferilik daha çok İstanbul ve Iğdır bölgesinde etkin.

Şurası kesinki özellikle şu anda Aleviler ve Caferiler Suriye ve İran'ın potansiyel müttefiki olarak manipüle edilmektedir.

Aleviler Anadolu'da yaşamış oldukları sıkışıklıktan Kemalizm ideolojisine sığınarak kurtulmayı düşünmüşler ve çoğunluğu CHP'nin oy potansiyeli olmuştur. Bu noktada Sünni kökenli Solcularda kendilerini aydın ve dinsel düşünmeyen alevilere yakın hissetmişlerdir.

Aslında 28 Şubat Sürecine kadar Türkiye'de Aleviler ve Sünniler belli ve kesin bir oranda siyasal kampta bulunmaktaydı. Kürt Aleviler uzun yıllar tercihlerini CHP'den yana kullandılar lakin PKK içinde özellikle Dersim bölgesinin Alevi oluşumu üst sıradadır. PKK'nın Alevi yönüne en büyük kanıt Sivasta yapılan katliama Başbağlarla verilen cevaptır. Bu benim tezime destek sağlamaktadır. Zira Sivas'ta ölen 33 Kişiye karşılık Erzincan'ın Sünni dindar köyündende 33 can almayı bilmiştir PKK'nın Alevi kanadı. 

PKK Alevi ve Yezidi bir Marksist Kürt örgüt olmaktan daha önce belirttiğim gibi 28 Şubat sürecinde kurtuldu. 28 Şubat, PKK'ya kitleler halinde Sünni Kürtlerin sempati duymasına yanaşmasına yol açmış hatta PKK bile eski sert din karşıtı söylemlerini yumuşatmış süreçten kitleselleşerek istifade etmiştir. Bu da darbecilerin PKK'ya 12 Eylül'den sonra kıyağıdır.

Aleviler, Suriye'deki iç savaş üzerinden kendilerini ciddi olarak kısıtlanmış hissetti, yaşam alanlarına müdahale edildiğini son Alkol düzenlemeleri, kürtaj tartışmaları ve üç çocuk istenmesi gibi konularda hissetti. 

Aleviler genelde bakabileceği kadar çocuk sahibi olmakta, alkol kullanım oranı Alevi kesimde daha çok, kürtaj konusuna alevilerde daha soft bir bakış var. Son alınan kararlar yaşam alanlarına müdahale olarak gördüler ve üstüne üstlük Yavuz Sultan Selim gibi acımasız bir padişah'ın adının köprüye verilmesi Alevileri ciddi olarak tedirgin etti. (O köprüye verilebilecek iki sıkıntılı isimden biri  Yavuz Sultan ve diğeri Vahidüddin'dir). Daha önce Başbakan'ın Cem Evi ibadet evi değildir açıklaması ise yine ayrı bir yaşam alanına ve dinsel bakışa müdahaleydi.

Bu Gezi parkı olaylarında Kemalist, Sol görüşlü, milatan katılımcıların çoğu Alevi vatandaşımız olduğunu tahmin etmek zor değil.

Başbakan'ın Fatih Altaylı ile yaptığı görüşmede "Ben Müslümanım, mezhep olarak Sünniyim fakat Sünniliği ibadet boyutunda ele alıyorum, Mezhepçi değilim" açıklaması aslında Alevilere yönelik benden korkmayın ben sizin Aleviliğinizle savaşmıyorum mealine gelen açıklamaları Alevileri pek ikna etmedi. Zira söylem ve eylemi farklı görünen Başbakan'a Alevilerin çoğu itimat etmiyor.

Gezi Parkı eylemi Aleviler için aslında önemli bir şanstı, seslerini ve hislerini yansıtmak için. Kendileri gibi düşünen Sünni Solcu gruplarla beraber bu eylemi gerçekleştirdiler.

Yeni Anayasa'nın Alevilerin ve Kürtlerin haklarını garantiye alacak şekilde yapılmasının gecikmesinin getireceği tehlikeleri daha önceki yazımda belirtmiştim. Yeni Anaysa atla deve değil, adil bir perspektifle yapılıp hazırlanması ülkede barışı getirecektir. Hükümet hala oyalanmakta. Bu ise riski arttırmakta.

Oysa hala Sünniler içinde Başörtüsü sorununun kalıcı çözümünede Yeni Anayasa çerçevesinde çözüm bekleyen milyonlarca insan var.

Aslında Cem evlerinin Camiler gibi desteklenmesi, dedelere maaş bağlanması, diyanet işler Başkanlığının diğer dinleri ve mezhepleri içine alan şekilde büytülmesi, sadece Cem Evleri dedelerinin değil Kilise ve Havra görevlilerinin de maaşlarının devlet tarafından verilmesi ADALETE uygun olandır. Ayrıca Diyanet içinde Alevi, Ortodoks, Katolik, Protestan ve Yahudi vatandaşlarımızın temsilcilerininde masasının bulunması ve Diyanetle ilgili genel sorunları konuşacakları bir ortam hazırlanması zaten gündemde olan "Dinlerarası diyalog" perspektifine Anadolu ve Avrupa hatta Orta Doğu'yuda içine alan bölge barışına katkı sağlar.

Böyle bir Diyanet yapılanması gerçekten barışa büyük katkı sağlarken başta İsrail, Suriye, Irak, İran, Afganistan gibi ülkelerde de rol modeli olarak ötekileştirmeye karşı olurken aynı zamanda Mezhepçi savaşın önünü alıcaktır.

Herşey bir yana bana gelen bilgilerin doğrultusunda beni en çok şaşırtan kendi cemaatsel çıkarını İslam Ümmetinin üzerinde tutanların iki yüzlü bir şekilde hem bu olayları tezgahlayıp sonrada geri durmaları yok mu işte ben orada durdum. Bana "bu gösteriler saman alevi yanıp sönecek" demişti haklı çıktı. Hiç bişey göründüğü gibi değil.

En sert yazılarımı iptal ettim. Gezi Parkı'nda masum ve makul insanlarla yüreğim ama ne onları ajite edip üzerlerine ayaklansınlar diye anlamsızca aşırı güç kullanan polisle, nede o masum göstericileri kendi siyasal çıkarlarının ve hesaplarının içine çekmek isteyen insanlarla..

Sapla samanı samiiyetle ayırmak gerek.

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara