Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '15

 
Kategori
Sinema
 

Ali Baba ve 7 Cüceler

Ali Baba ve 7 Cüceler
 

Fantastik Bir Komedi


Cem Yılmaz’ın AROG, GORA ve YAHŞİ BATI filmlerinde ne varsa, ALİ BABA VE 7 CÜCELER’de de o var. İlk üçünden hoşlananlar, bundan da hoşlanacak; hoşlanmayanlar "Beni niye getirdiniz lan bu filme!" diye isyan edecek.

Peki, ben hangi kategoriye giriyorum?..

Ali Şenay ile kayınçosu İlber bahçe oyuncakları üretmektedirler.  Her işadamı gibi ülke sınırları dışına taşıp memlekete döviz kazandırmaya can atmaktadırlar. Bu amaçla Sofya’da bir fuara katılırlar, ürettikleri oyuncak cücelerden satarlar.

Mesai saatlerinde ürünlerini tanıtırlar, para kazanırlar. Bitleri kanlanır. Akşam da yorgunluklarını atmak için bir eğlence yerine kapağı atarlar. Hayli cömerttirler, yanlarına yanaşan bir kadına da içki ısmarlarlar. Maksat Türk’ün cömertliğini dünyaya göstermek!!!

Sonra hesabı isterler. 60.00 Leva gelir. Ali Şenay, ne kadar da ucuz diye sevinir, belki de içinden keşke birkaç kadına daha içki ısmarlasaydık diye geçirir. Hesabı nakit öder, ama garson adisyonu yanlış okuduklarını, hesabın 60.00 değil, kaz turistler için uygulanan tarifeye göre 6000 Leva (Yaklaşık 9.000 TL) olduğunu söyler. Tabii enişte-kayınçonun yanlarında bu kadar paraları yoktur, otelde ödeyebileceklerini söylerler. Bulgarlar Nuh der peygamber demez; Nuh'un peygamber olup olmadığını anlamak için mecburen karakola götürülürler…

Olaylar ondan sonra gelişir. Meğerse 7 cücelerden bir takım satın alan tipsiz bir herif uranyum, füze ve feza işleriyle uğraşan tekno-mafyamatik bir tiptir. Bizimkilerin başı hem polis hem de mafyayla derde girer…

Zaman zaman çok komik diyalog ve sahnelerin olduğu film daha çok gençlere hitap edermiş gibime geliyor. Fantastik bir komedi. Zombisi bile var. Öldürülen adam diriliyor, bir daha ölüyor, sonra yine diriliyor, tekrar ölüyor. Öff, öfff!

Bazen öyle zeka ve bilgi dolu sahnelerle karşılaşıyorsunuz ki, bunu yazan müthiş bir entelektüeldir diye hayran kalıyorsunuz; bazen de izlediğiniz bir sahne için bu kadar abukluk da fazla diye isyan ediyorsunuz. Hangi taraf ağır basarsa, filmi beğeni seviyenizi de o belirleyecek.

Ben Cem Yılmaz’ın ilk paragrafta bahsettiğim üç filmini de izlemiş, üçünden de hoşlanmamıştım. Bu filme daha iyisini bulma umuduyla gittim.

Umduğumu buldum mu?

İki farklı rolde oynayan Cem Yılmaz; Çetin Altay ve bir Sovyet askerini canlandıran Zafer Algöz’ün muhteşem oyunları ve Sovyetler Birliği’nin dağıldığını bilmeyen bir askerin konu edildiği bölümler olmasa, verdiğim paraya acırdım doğrusu.

Ama siz bana bakmayın, fantastik komediden pek hazzetmediğimden bu yargıya varmış olabilirim. Bana kalsa Cem Yılmaz sinema yapmasın; en azından yazmasın.

Komediyi bu kadar trajediye döndürmeye kimsenin hali yok.

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 173
: 2173
Kayıt tarihi
: 03.10.07
 
 

1958 Trabzon doğumlu. Darüşşafaka Lisesi ve M.Ü. Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu. Yazdığı kitapla..