Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '13

 
Kategori
Reklam
 

Allah belanı versin Sinem..

Allah belanı versin Sinem..
 

Sipariş ettiğim ama henüz yiyemediğim salata.


TV’lerde sıkça yayınlanan bir kamu spotu var “Karşınızda Sinem, Yemek saati geldi. Salata mı yese, peki karar vermek o kadar kolay mı? Yeşillikler taze mi? Kalıntı var mı? Nasıl yıkandı? Nerde yetişti? Hijyenik mi? Sağlıklı mı? Kafasında binlerce soru. İçiniz rahat olsun, Güvenilir gıda için her adımın takipçisiyiz. “Afiyet olsun Sinem”

Ne zaman bu kamu spotunu izlesem Rahmetli büyük usta Kemal Sunal’ın  ”Yüz Numaralı Adam” filmi geliyor aklıma. Oya Aydoğan filmde bir reklamcıyı canlandırıyor. Yanıltıcı reklamlarda oynatarak, vatandaşı kandırabilmek için halkın içinden, sıradan, temiz ve saf bir yüz arıyor ve buluyor tabii. Bulduğu reklam oyuncusu da Kemal Sunal’dan başkası değil. Bir süre bu reklam filmlerinde oynayan Kemal Sunal bakıyor ki kendi aracılığıyla insanlar aldatılıyor ve dolandırılıyor. Reklamlarda oynamamaya karar veriyor ve reklamcıların vicdan muhasebesi yapmalarını sağlıyor. Tabi işin içine bir de gönül macerası girince, hem düşündüren, hem eğlendiren bir Kemal Sunal filmi çıkıyor ortaya.

Biz bütün reklamcıların, reklam filmlerinde oynayanların bir Kemal Sunal olmasını beklemiyoruz tabi ki. Ancak “Bu kadar da atılmaz oha yani” dedirtecek kadar da akıl ve fikirden yoksun senaryolarda da oynamalarını tasvip etmiyoruz. Bu insanların zekası ile dalga geçmek gibi bir şey. Çünkü çok çabuk kanan, inanan bir milletiz. Birileri gerçek sanıp benim gibi denemek isteyebilirlerJ))

Şimdi ben Sinem’e inanıp, hemen yanı başımdaki kafeye dalıyorum gönül rahatlığıyla, karışık salata sipariş ediyorum tabi ki. (Siz sakın ama sakın denemeyin)

Garson ile aramda şu konuşma geçiyor.

-Salata yiyeyim mi?

-Yiyebilirsiniz efendim.

-Peki yeşillikler taze mi?

-Taze efendim.

-Peki iyi yıkandı mı? Kim yıkadı, Yıkama suyu temiz miydi? Kalıntı var mıdır üzerinde?

-Homur humur (söyleniyor)

-Peki yeşillikler nerede yetişti? Organik tarım mı yapıldı? Sertifikası var mı?

-Homur, humur, homur, humur (söylenmeye devam)

-Yeşillikler hijyenik koşullarda mı taşındı? Hormon verildi mi? Sentetik gübre kalıntısı var mı?

-De get abi, benimle kafa bulma, homur humur, homur, humur (yüsek sesle söylenmeye devam).

-Yeşillikleri nerede saklıyorsunuz? Saklama koşulları yeterince hijyen mi?

-Ulan senin yiyeceğin salatanın…..

-Çalışanların portör muayenesi düzenli yapılıyor mu? Yıkarken ve doğrarken eldiven takıldı mı?

-Ahmet, Mehmet, Recep gelin oğlum, öküzün biri yeşilliklerin durumunu soruyor, otlayacakmış….

 -Sen servis yapmadan önce ellerini yıkıyor musun peki?

-Yıkıyorum tabi. Homur humur. İnanmıyorsan ellerimi sana daha yakından göstereyim it oğlusu. Pat, küt, bam, güm (bana giriştiği andır).

Kimi kandırıyorsunuz beyler. Büfede 1,5 liraya yarım ekmek döner ayran, markette kilosu 7 liraya sucuk satılan, domatesinde güve, salatalığında hormon, yoğurdunda makine yağı, balında şeker, baklavasından bezelye çıkan bir ülkede kimse güvenilir gıdadan söz etmesin olur mu?

 
Toplam blog
: 41
: 2690
Kayıt tarihi
: 29.04.12
 
 

Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi'nden 1984 yılında mezun oldum.  Ardından Ankara Üniver..