Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '08

 
Kategori
Öykü
 

Alo orda mısın (17)

Alo orda mısın (17)
 

http://blog.milliyet.com.tr/alo-orda-misin--16-/Blog/?BlogNo=112681

 

Nazan çayları tazeledi ve Murat’ın yanına geldi. Hiç konuşmadan televizyon izliyor bir taraftan da annesinin yaptığı böreklerden yiyordu.

Nazan ve Murat’ın annesi salona gelerek oyundaki beylere şans dilediler ve Nazan’la Murat’ın yanına geldiler. Belli ki onlar da iki anne olarak son durumla ilgili fikir alışverişinde bulunmuşlardı. Annelerin keyfi yerine gelmişti. Havadan sudan konuşup kahkahalar atıyorlardı.

Bir ara Murat’la annesi bakıştılar ve Murat, “anne kalkalım mı artık?” diyerek bu gereksiz samimiyetten sıkıldığını anlatmaya çalıştı. Annesi, “babana söyle de oyunları bitsin kalkalım” dedi. Murat gitme isteğini babasına söylemek için yerinden kalktı.

Annesi Nazan’a, “hiç sesin çıkmıyor kızım?” dediğinde Nazan, “ne konuşayım anne, ne var ne yoksa söylemediniz mi?” diyerek sitem etti.

Murat’ın annesi, “Nazan, lütfen böyle düşünme. İlk verilen karar acele verilmiş bir karardı. Şu an sizin için en doğru kararı verdik, bunu daha sonra siz de anlayacaksınız” diyerek kararın doğruluğunu anlatmak istedi.

Nazan cevap vermedi...

Kısa bir süre sonra da beylerin oyunu bitmişti. Oyunu Murat’ın babası kazandı. Onların da keyfi yerindeydi. Murat’ın babası, “biz artık müsaadenizi isteyelim, geç oldu” diyerek ayaklandı.

Nazan’ın babası da geceden memnun kalmıştı. Aileler arasındaki buzlar erimiş aralarında dünür olarak değil de arkadaş havası yaratmışlardı.

Birlikte hanımların yanına geldiler. Murat’ın babası Nazan’ın annesine, “herşey için teşekkür ederiz. Umarım bundan böyle daha sık görüşürüz. Biz de bir akşam sizleri bekleriz” diyerek memnuniyetini dile getirdi. Nazan’ın annesi de, “geliriz tabi” diyerek karşılık verdi.

Misafirler gitmek üzere hazırlanıyorlardı. Murat Nazan’ın yanına gelerek, “sakın kendini bırakma, göreceksin bu günler geçecek. Seni seviyorum ve biz evleneceğiz. Bunu sakın unutma” diyerek Nazan’ın yanağına buse kondurdu.

Bir süre sonra misafirler gitmişti. Ev yine sessizliğe büründü. Nazan, “ben odama gidiyorum” diyerek odasına çıktı.

Onun gitmesiyle birlikte anne babası geceyi yorumlamaya başladılar. Babası, “kibar insanlar, bizimle polemik yapmadılar. Birlikte en doğru kararı verdik. Olması gereken de buydu zaten ama yine de ortak karara varmamız çok iyi oldu” dedi.

Nazan’ın anesi, “ben de senin gibi düşünüyorum ama Nazan’ın bu sessizliği beni korkutuyor. Çok kolay kabullenmiş görünüyor. Kızımız istemediği hiçbir durumu böyle kolay kabul etmezdi.” dedi.

Babası gülümseyerek, “artık küçük kızımız büyüyor” dedi.

Nazan ise odasında hıçkırıklara boğuldu. . Ağlamaktan yorgun düşerek uykuya daldı. Gecenin bir yarısı çalan telefonun sesiyle uyandı.

Murat arıyordu, “sesini duymak istedim” dedi. Nazan Murat’ın sesini duyunca birden bütün üzüntüsünü unuttu. Saatlerce konuştular. Nazan telefonda konuşurken telefon kulağında uykuya daldı...

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..