Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '09

 
Kategori
Antalya
 

Altın Portakal Film Festivali ve Venüs heykeli...

Altın Portakal Film Festivali ve Venüs heykeli...
 

İşte böyle geri dönmüştü. Sonu kötü oldu!


Evet, konumuz Turizmin Başkenti, yıllık 10 milyonun üzerinde turist ağırlayan, 30 bin civarında yabancının yerleşik olarak yaşadığı, turizmin yanı sıra, Türkiye’nin sebze ve narenciye ambarı, 46 yıldan beri Türk Kültürüne hizmet veren ANTALYA…

Altın Portakal Film festivali, benim çocukluğumdan beri her yıl düzenli olarak yapılan bir etkinlik. Son yıllarda uluslar arası bir boyut kazandı. Yerli ünlülerin yanı sıra, yabancı ünlü konuklarda ilimizi ziyaret edip, festival kapsamında geniş etkinliklere katılarak, ülkemizin tanıtımı için kendilerine düşen görevi en iyi şekilde yaptılar.

Altın Portakal Film Festivali’nin önemli özellikleri vardır. Birincisi ve en başta geleni Antalya’nın simgelerinden olan Portakal, ikincisi festivalin simgesi haline gelen ve Güzelliği, Sanatı, Masumiyeti, Temizliği simgeleyen Venüs Heykelidir.

Altın Portakal Film Festivali’nin simgesi olarak kentin çeşitli noktalarına yerleştirilen Venüs heykellerinden biri sabaha karşı yakıldı. Yapılan tahminlere göre, heykel ‘Müstehcen’ olduğu gerekçesiyle yakılmış!

Antalya Büyükşehir Belediyesi ve AKSAV işbirliği ile bu yıl 46'ncısı düzenlenecek Antalya Altın Portakal Film Festivali için şehrin işlek noktalarına bir hafta önce 100 adet Venüs heykeli yerleştirilmişti. Festivale 15 gün kala ışıklandırılmaları yapılacak olan polyester heykeller Menderes Türel zamanında kaldırılmıştı. Mustafa AKAYDIN’ın gelmesi ile yeniden dikildi.

Antalyalı tarihçi Hüseyin Çimrin’in anlatımına göre; Venüs heykeli festivallerde 1964yılından beri kullanılmakta. Polyesterden yapılan ve yukarıda da belirttiğimiz gibi, güzellik, sanat, temizlik ve masumiyeti simgeleyen bir heykelin ‘müstehcen’ bulunarak yakılması, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın dediği gibi “Cinsel Bir Sapkınlık”

Bildiğiniz gibi Kemer ilçemizde de daha önce bir heykel “Müstehcen” bulunarak kaldırılmıştı. Seçimlerden hemen sonra gerçekleştirilen bu eylem, gündeme gelme meselesi olarak görülse de, aslında “Ben böyle sanatın içine tükürürüm” zihniyetinin bir parçasıydı.

İşte geldiğimiz nokta. 21. yüzyılda ve Turizmin Başkentinde, sanata, güzelliğe, masumiyete ve temizliğe yapılan saldırı karşısında söylenecek bir söz var mı?

Sizlere Süleyman Apaydın’ın “Yıkın Heykellerimi” isimli şiirle veda etmek istiyorum. Ve böyle bir eylemin yaşadığım kentte meydana gelmesinden derin üzüntü duyduğumu belirtmeme bilmem gerek var mı?

"Ey milletim,
Ben, Mustafa Kemal'im...
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
Hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim,
Kurusun damağım, dilim.
Özür dilerim...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

Özgürlük hâlâ,
En yüce değer
Değilse eğer...
Prangalı kalsın diyorsanız, köleler...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı,
Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,
Baş tacı edebiliyorsanız
Sanatın içine tüküren adamı...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın.
Anlamı kalmadıysa
Yurtta sulh, dünyada barışın.
Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın.
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

Özlediyseniz fesi, peçeyi!
Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi.
Hâlâ medet umuyorsanız
Şıhtan, şeyhten, dervişten.
Şifa buluyorsanız,
Muskadan, üfürükçüden...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek...
Kara çarşafa girsin diyorsanız,
Yobazın gazabından ürkerek...
Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız;
Budur bizim alın yazımız...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

Fazla geldiyse size,
Hürriyet, Cumhuriyet...
Özlemini çekiyorsanız,
Saltanatın, sultanın...
Hâlâ önemini anlayamadıysanız,
Millet olmanın...
Kul olun, ümmet kalın,
Fetvasını bekleyin, Şeyhülislamın...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
RAHAT BIRAKIN BENİ..."

S. Apaydın

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..