Aman sakata gelmeyelim!

"Her sakallıyı baban mı sandın" dedikleri gibi, memlekette her çekik gözlüyü Çinli sanıyorlar! Benim tavsiyem, ülkedeki tatar vatandaşların can güvenlikleri açısından şu sıralar pek dışarıya çıkmamaları yolunda! Baksanıza Taylandlısı da, Vietnamlısı da, Uygur Türkü de, Korelisi de dayaktan nasibini aldı!

Bu olanlar bana 1989 senesinde asimilasyondan kaçan Bulgar Türkleri göçünü hatırlattı. Baş parmaklar havada, tekbir getirerek protesto etmişlerdi dönemin komünist rejimini. Belki bugün Çinli diye her gördükleri çekik gözlüyü dövenler o dönem Bulgar rejimini protesto edenlerin çocuklarıdır! Sonunda Türkiye sınırlarını açmış ve 300 bin civarında Bulgar Türkü ana vatanlarına gelmişti.

Geldi de ne oldu?.

Üç gün sonra tekbir getirerek Bulgaristan yönetimini eleştiren o sakallı abiler, bu defa öğlen yemeğinde taze sıkılmış üzüm suyu içen Bulgar Türklerine "şarap içiyor" deyip gavur damgası vurdu. Bulgar göçmeni o çalışkan, becerikli, insan canlısı hanımların namusları hakkında söylediklerini ise dilim varıp buraya yazamıyorum, ama o dönemi yaşamış olanlar bilir neler söylendiğini!

Bir süre sonra Bulgaristan'da rejim değişti, asimilasyon baskıları kalktı ve ne oldu? 300 bin kişinin neredeyse tamamı kaçar gibi Bulgaristan'a geri döndü! Çünkü Türkiye'de yaşadıkları baskı Bulgaristan'daki asimilasyondan bin beterdi!

Şimdi yeni jenerasyon aldı bayrağı ve Doğu Türkmenistan için bağırıyor! Acaba gerçekten dertleri zorları Türkmen halkının özgürlüğü mü, yoksa Türkiye'de boy gösterisi yapıp, birkaç çekik gözlüyü falakaya yatırdıktan sonra, güçlerini ele-güne ispatlayıp, Türkiye'nin en kısa süre içinde rejim değiştirmesi gerektiği ile ilgili  vermeye çalıştıkları bilinçaltına yönelik bir mesaj mı!

Öte yandan Uzak Doğulu vatandaşları bu dini bütün(!) grubun elinden kurtaranlar ne hikmetse hep aklı başı yerinde, vicdan sahibi vatandaşlardı. Bugün bir video izledim, yanılmıyorsam Vietnamlı turistti, burkalı ablalar saçından sürüklemek isterken yine bir vatandaş araya girdi de zavallı turist canını kurtardı. Bütün bunlar olurken polis oradaydı ama, dedim ya, "vatandaş kurtardı!" Ayrıca tomada su bitmiş olmalı! Niyeyse yürüyüşü yapan burkalı ve sakallıysa, onlara su sıkmıyorlar!

Fransa'da yaşadığımız sırada, Amerika'dan kuzenim gelmişti ziyaretimize. "Abla senin auran değişmiş sanki" diye söze girdi. Güldüm, "La' oğlum Fransa'da bana 'Perulu musun' diye soran oldu ama kimse Türk müsün diye sormadı. Ama asıl felaket Türkiye'ye gittiğimde beni Uzak Doğulu sananlardı! Japonca bile konuşan çıktı ama kimse Türkçe konuşmadı! Hatta bir defasında taksiye binecekken yanımda dedikodu yaptı bir şoför, "şu çekik gözlüyü sen al, şimdi çin-çan-çon bir şey söyler anlamam, senin az biraz İngilizcen var' dediler."  Hep beraber gülmüştük...

Şimdi düşünüyorum da! Allah'tan 4 sene önceymiş! Ya şimdi olsaydı? Aynı taksici, "abi levyeyi kap ben de beyzbol sopasını alıp geliyorum" mu derdi acaba? Uzak Doğu'yu severim! Hatta üniversite yıllarımda bir Japon restoranında Geyşa kıyafeti ile kapıda müşterileri karşıladım. Üniversite arkadaşlarımın pek çoğu Uzak Doğuluydu; Tayvanlı, Koreli, Çinli, Japon bir sürü arkadaşım oldu. Amerika'da Alaska eyaletinde yaşadığımı söylediğimde beni Eskimo sananlar var. Ama Türkiye'de durum farklı!

Hele ki cehalet daha da kötü bir şey!

Çünkü, hadi diyelim avladığınız turistlerden bir tanesi hakikaten Çinli! N'apcaksınız? Bu durum o kişiyi linç etmek için yeterli bir sebep mi sizce? Adamın ya da kadının ne suçu var? O zaman Ermenistan'da Ermeniler Türk avına çıksın! Irak Kürt bölgesinde, Türk kovalasınlar! Yunanistan'da gümrükte Türk pasaportunu görenler, uzaktan Türk vatandaşlarını taşlasın! Esad rejimini destekleyenler sınırdan Türk vatandaşlarına sapanla bilye atsın! Böyle mi olmalı?

Ülke rejiminin kötü uygulamasının faturası nasıl olur da vatandaşa kesilir? Bugün hükûmet bir hata yapsa, bunun bedelini yurt dışında yaşayan ya da turistik gezi yapan Türk vatandaşı mı ödeyecek?

Ne ekerseniz, onu biçersiniz!

Victoria Toumit