Aman Tanrım!!!

Osmanlı devletinin son zamanları…

Bir isyanı bastırmaya yardımcı olmak için Rus donanması gelmiş…İsyan bastırılmış. Paşalardan biri diğerine; neyse ki yardım ettiler de kurtulduk, deyince, ötekisi Rusları kastederek tarihe geçecek şu yanıtı vermiş: Peki şimdi bunlardan nasıl kurtulacağız?

İsrail’i protesto mitinglerine dikkat!

Hatta bir dikkat az gelir. Sirenlerle alarm, bombardıman düdükleriyle uykulardan uyandırılmamız gerekir !

Bir devletin kınanmasından çok bir şeriat ayaklanmasını akla getirmiyor mu bu siyahında bir tek yıldız parıltısı olmayan kara kalabalıklar ?

Yarın bu kalabalıkları aynı kin ve nefreti çağdaş insanlara yöneltmiş olarak göreceğimizi söylersem, bana fal bakıyor mu dersiniz, yoksa fal diye tanımlandırdığınız şeyin aslında yaşamaya başladığımız bir geleceğin, dünyamıza çarpan ilk meteor parçaları diye mi düşünürsünüz?

Ortaçağdan fırlamış ve karanlık gecelerin örtüsünü üzerinden atmamış bu kalabalıklar bu günkü Türkiye’den insan manzaralarıdır.

Bu görüntüleri saklandıkları isyan ve kan kokan inlerinden çıkaranlar, onlara imkan ve intikam fırsatı verenler Türkiye ‘nin takvimini binlerce yıl geriye atıp, zamanını da çöllerin hiçbir gelişmeye tik tak yollamayan kum saatlerine çevirmişlerdir.

Artık ne kadar çağdaş ne kadar Atatürk yolunda olursak olalım, iki adım gerimizde, sahnemizin dekorunda, dünyaya sunacağımız tüm eserler ve seslerin fonunda kara çarşaflarıyla bize yüzyıllar boyunca uyuyacağımız yataklar hazırlayan insanlar olacaktır.

Biz; dünyanın güneşli yanını arayanlar onlara öcü derken, onlar kendilerine İslam’ın gücü adın vermişlerdir.

Bu öcülerin yaptıkları her şey aslında medeniyet yolunda Atatürk adımları atanlardan, kendi karanlıklarının öcünü almaktır.

Birinin göğsünde görevli yazısı vardır!

Kandırmayın beni; aptal değilim. Yüz yılların en kalın kumaşlarını attık biz üstümüzden, din simsarlarıyla eğitilmiş, eğretilmiş, körelmiş ve hantal da değilim!

Bu GÖREV İsrail’e karşı çıkmak, Filistin için ağıtlar yakmak öyle mi?

Gidin kuran kurslarında Cumhuriyet ağacına en zararlı kurtçukları, zehirli sarmaşıkları yollayanları kandırın siz!

Bu görev Atatürk’ ün bizlere birinci vazife diye gösterdiği, korumakla yükümlü olduğumuz Cumhuriyet’i bölmek, parçalamak, medeniyetin yıkıntıları üzerine BEDEVİYETİN örümcek ağlarıyla sıvalı duvarlarını örmektir.

Şimdi soruyorum ben de: diyelim ki bunlar Filistin’ i kurtardılar. Bizi onlardan kim kurtaracak?

Mavi gözlümün hüzünlü bakışlarındaki yağmur bulutlarını artık kim dağıtacak?