Amazonların Çandarlısı

İzmir den arabayla1, 5 saatte ulaştık Çandarlı ya. Serin, nemsiz küçücük şirin, bence halen bakir bir belde. Konuk olduğumuz ev, denizin kucağında. Dostlarımızla rakı bardakları hiç boş kalmadı.. Sohbetimizi derinleştirdi, ancak asla sarhoş olmamıza izin vermedi Çandarlı havası. İnsanın sahip olduğu değerler içinde önemli yer tutar insanın dostları. Mutlu olmak adına, paylaşmak adına. Zevkle hazırlanmış soğuk mezelerle Anne Oğulu buluşturan sevgi kümesi, dostlarla pekişerek keyifli bir gece yaşamamıza neden oldu. Hülya dan meze tariflerini aldım. Zaman içinde bloğumda paylaşacağım. Gerçekten çok lezzetliydiler.. Güneşin batışı ile damarlarımıza yayılan alkolün dayanılmaz hafifliği ile yaşanmış muhteşem gecenin tadı, damağımda kaldı..

Çandarlı nın tarihi hakkında bilgi topladığımda; Amazon söylencesinde savaşcı kadınlar tarafından kurulduğu söylenmekte. Bana çok ilginç geldi. Çandarlı sokaklarını, kumsalını düşündüğümde amazonları görür gibi oldum. Amazonlar, Hititlerin Kadın Süvarileri” anlamındadır. Çünkü atı ilk olarak Hititler evcilleştirmişler ve savaşlarda kullanmışlar. Yayı germek ve daha rahat ok atabilmek için kızlık çağlarında bir memelerini dağlamışlar. Sparta da kadınların askere alındığı ve sağ memelerini yok ettiklerini duymuşsunuzdur. Ancak asıl Amazon yurdunun Anadolu’nun Karadeniz kıyılarında ve Kafkasya’da olduğu ileri sürülür. Libya’dan buralara geldikleri de söylenir. Amazonlar, ata binen ve son derece çevik savaşçı kadınlar topluluğudur. Tarım ve kent yaşamıyla erkekleri uğraşmakta kendileri avcılık ve savaşçılıkla geçinirlermiş. Ana egemenliği kadın etkinliği denebilir. Fakat aile yaşantısı olup olmadığı da tam bilinmemektedir. Bu avcı kadınların toplu yaşadıklarına, savaşlar verdiklerini, zaman zaman komşu halkların erkekleriyle cinsel ilişki kurduklarını bu geçici ilişkiden doğan erkek çocuklarını babalarına gönderdikleri, kız çocuklarını ise yanlarında eğittiklerini eski kitaplardan öğrenilmekte.. Strabon Herodot, Diodoros gibi yazarlar Amazonların kimliğini, yurtlarını ve nasıl Anadolu’ya geldiklerini biraz farklı anlatırlar. Amazonlar kraliçesi Myrina önderliğinde Amazonlar yurtlarında kalkmışlar ve yollara düşmüşler hatta düşsel Atlantis Ülkesine kadar gitmişler orada söylencelerde geçen Gorgo canavarlarını alt etmişler ve Yunanistan’a konmuşlar.

Helenlere yenilip tutsak olmuşlar ancak yolda korsanları boğup gemileri ele geçirmişler. Böylece Karadeniz’e ve Ege kıyılarına dağılmışlar. Yerleştikleri yerlerde koloni kentler kurmuşlar. Bu kentler Smyrina, Myrina, Mytilena, Elaia, Anaia, Gryneia, Kyma, Pitane, Latoreia ve Ephesos’dur. Pitane’yi bir Amazon Kraliçenin kurmuş olduğu, Ana Tanrıça Kibele inancının yaygınlığı, kadının üreme özelliğini üstün görüldüğü, arkeolojik buluntular arasında çokça rastlanan idol denilen küçük kadın heykelciklerin varlığı bunları doğrulamaktadır. Çandarlı tarihteki diğer adıyla Pitane, tarihiyle gerçekten ilginç bir yöremiz. Konuk olduğum yerde, oldukça sakin bir yer olduğunu sandığım Pitane, çarşı merkezine gittiğimizde çok şaşırttı beni. Tüm tatilciler sokaktaydı. Antalya da bile böyle kalabalık bir cadde görmediğimi söyleyebilirim. Çandarlı Kalesi ile eskiden yağhane olarak bilinen eski yapının bakımsız ve terkedilmiş olması Çandarlı nın ayıbı bence.

Yeni yapılaşmaların arasında yer yer rastladığım eski yapılar Çandarlı nın tarihini merak etmeme neden oluyor. Sabahın ilk saatlerinde denizinin serin sularında yüzerek huzur buluyor, serinliyorum. Denizin kirli olmadığına şükrediyorum. Çandarlı yı oluşturan savaşcı kadınları düşlüyorum.. Başarılı ok atabilmek için; sağ memesinin birisini dağlayan savaşcı kadınları.. Hep bakir ve gizemli kal Güzel Çandarlı..