Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '06

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Amerika'daki yıldızımız söndü...

Amerika'daki yıldızımız söndü...
 

Amerikan müzik sanatı ve sanayisine yarım yüzyıldır damgasını vuran Ahmet Ertegün 31 Temmuz 1923 yılında Diplomat Münir Nurettin Ertegün ve Hayrunisa Rüstem’in ikinci oğlu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. İsviçre, Paris ve İngiltere’de görevlerde bulunan babasının, Ertegün 12 yaşındayken Washington’a Türkiye Büyükelçisi olarak atanmasıyla birlikte Amerika’ya taşındılar.

Müzisyen olan annesi Hayrunisa Rüstem sayesinde küçük yaştan itibaren müzikle ilgilendi. Annesi ona 14 yaşındayken Cootie Williams’ın “West and Blues” albümünü ve onu çalabileceği bir plak makinesi aldı. Ertegün plakta müzik çalarken, kendi yazdığı sözleri mikrofona okuyor ve bunları kaydediyordu. Sonra hazırladığı bu plakları ailesine dinletmeye başladı.

Ahmet Ertegün küçükken kendine model olarak babasını ve ağabeyini seçmişti.Babası 1920’li yıllardan itibaren Atatürk’ün hukuk müşavirliğini yapmıştı. Savaş döneminde, babası Atatürk’ün çevresinde lisan bilen tek kişi olduğu için, Atatürk nutuk verdiği zaman tercümanlık yapardı. 1934 senesinde Washington’a tayin edildi ve on sene orada büyükelçilik yaptı.

Babası, Roosevelt’in de çok yakın arkadaşıydı.1944’de kalp krizinden öldüğü gece annesini görmeye ilk gelen kişi, Roosevelt’in karısı Eleanor Roosevelt’ti. Önce Arlington Ulusal Mezarlığına gömülen, 2. Dünya Savaşı sonrası Türkiye’ye getirilen Münir Nurettin Ertegün, Türkiye ve Amerika arasındaki ilk güçlü ilişkileri yaratmıştır.

Ertegün’ün bir diğer öğretmeni de, onu blues ve caz müziğinin ustalarıyla tanıştıran ağabeyi Nesuhi Ertegün oldu. Nesuhi Ertegün, 26 Kasım1917 yılında doğdu. Çok gençken Fransa’nın yüksek entelektüel hayatına giren ağabeyi Nesuhi, Paris’te Sorbonne’da tahsil gördü. O günlerde Paris’te yaşayan Türk entelektüeller arasında Abidin Dino ve Fikret Mualla, ağabey Ertegün’ün çok yakın dostlarıydı. Sadece müziğe değil, sanat, resim ve heykele de çok meraklıydı.

Amerika’da zencilerle beyazların ayrı yaşadıkları dönemlerde Fransa’ya kaçan zenci cazcılar arasında Coleman Hawkins, Benny Carter, Bill Coleman gibi isimler vardı ve bu isimler Nesuhi Ertegün’ün dostlarıydı. Ağabeyi ile birlikte caz dinlemeye giden Ahmet Ertegün’de bu müzik çok büyük bir heyecan yarattı ve Amerika’ya döndüğünde plak toplamaya başladı. Ağabeyi ile birlikte topladıkları 15–20 bin plaklık koleksiyonları ile zamanla tanınmaya başladılar.

St. John’s Üniversitesi’nde felsefe eğitimi gören Ahmet Ertegün 21 yaşında iken babası Münir Bey vefat edince annesi Hayrünnisa Ertegün ile üç kardeşin ortancası olan Selma (Göksel), Türkiye’ye döndüler. 21 yaşındaki Ahmet Bey ile ağabeyi Nasuhi Ertegün, Amerika’da kalarak müzik dünyasının zirvesine doğru uzanan yolculuğuna devam etti. İki kardeş birlikte 10 bin dolar borç alarak Atlantik Müzik’i kurdular. 1947’de Atlantic Records albümlerini çıkarmaya başladı. İlk olarak Atlantik Müzik stüdyolarında 21 Kasım 1947’de Harlemaies’in “The Rose of the Rio Grande” albümü kaydedildi. 1949 yılının Nisan ayında çıkarılan Stick Mcghee’in “Drinkin’ Wine Sop-Dee-O-Dee” albümü, 1 milyondan fazla satışı ile Atlantis’in ilk hiti oldu. 1955 yılında Elvis Presley’e kontrat imzalaması için 25 bin dolar teklif edildi, ancak kontrat RCA’ya satıldı.

Ray Charles, Aretha Franklin, The Modern Jazz Quartet, Bobby Darin gibi isimlere kasetler yapan Ertegün, The Rolling Stones, Led Zeppelin, Cream, Genesis gibi isimleri de üne kavuşturdu. Craig David, Phil Collins, Jewel, Metallica, James Blunt gibi başarılı müzisyenleri bünyesinde bulunduran şirket, kısa zamanda dünyanın en önemli plak şirketlerinden biri haline geldi. New York’ta 10 bin dolar borçla kurulan küçük bir plak şirketinin bir dünya devi olacağını kimse tahmin edemezdi. İsmini okyanustan alan müzik endüstrisi devi Atlantic Records’ın şu an yaklaşık 155 tane sanatçısı var.

Ertegün, Amerikalı ünlü caz yorumcusu Ray Charles’ın 1952–1959 yılları arasında seslendirdiği kayıtlardan derlenen “Pure Genius: The Complete Atlantic Recordings” adlı koleksiyonun yapımcısı olarak, “En İyi Tarihi Albüm” kategorisinde Grammy müzik ödüllerine aday gösterildi. Daha önce 3 farklı alanda Grammy Ödülü kazanmış olan Ertegün, 2006 Grammy Ödül Töreni’nde “ICON” adı verilen Onur Ödülü’ne layık görüldü. Bu ödül, müzik dünyasına emeği geçen kişiler için ilk kez verilmeye başlandı.

“Rock and Roll Hall of Fame Müzesi”nin kurucusu Ahmet Ertegün, aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Türk cemiyetinin de en önde gelen isimlerindendi. Amerika’ya Avrupa futbolunu ilk getiren kişi olan Ertegün, 70’li yıllarda New York Cosmos takımını kurdu. Maradona’yı almak istediğinde, Maradona henüz 17 yaşındaydı. Lig büyüdükçe daha iyi oyuncuları getirdi ve 1975’te Pele’yi aldı.

1961 yılında evlendiği, en az kendisi kadar alanında ünlü Romanya asıllı dekoratör Mica Ertegün ile sağlığında, her yıl Türkiye’ye gelerek Bodrum’daki yazlığında yorgunluğunu gideren Ertegün, Türkiye’nin gönüllü kültür elçisi olarak ülkemizi farklı platformlarda temsil etmiştir. Ahmet Ertegün’ün The Carlyle Oteli’nde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın onuruna verdiği iftar yemeğinde ABD’li işadamları ve basın mensuplarının yanı sıra ünlü kalp cerrahı Dr. Mehmet Öz, ABD’li ünlü aktör Robert de Niro ve New York’un eski belediye başkanı Rudy Guiliani de yer almıştı.

Ertegün 1991 yılında Boston’daki Berklee Müzik Okulundan onursal doktora unvanını, 1993 yılında da Sanat ve Bilim Kayıtları Ulusal Akademisinden (National Academy of Recording Arts & Sciences) bir ödül aldı ve 2000 yılında da ABD Kongre Kütüphanesi tarafından "Yaşayan Efsane" unvanıyla onurlandırıldı. Haziran 2006’da 40. Montreux Caz Festivali’nin açılış konseri Ertegün onuruna verildi.


29 Ekim 2006’da New York’ta Rolling Stones konseri sırasında ayağının kayması sonucu düşerek başını vuran Ertegün hastaneye kaldırılmış, tedavisini üstlenen doktorlar tarafından yapılan açıklamada, yoğun bakım ardından bitkisel hayata giren ünlü plak yapımcısının kurtulmasının mucize olacağı söylenmişti. Destek cihazlarla bir süre yaşatılan Ertegün, vasiyetnamesinde böyle bir durumda yaşamak istemediğini belirtmiş.

Ertegün, 14 Aralık 2006 tarihinde 83 yaşında ABD’de vefat etti. Atlantic Records'un sözcüsü, Ertegün'ün Türkiye'de toprağa verileceğini, New York'ta da yeni yılda bir anma töreni düzenleneceğini açıkladı. Müzik dünyasının efsanesi, TGRT’nin resmi patronu Ahmet Ertegün, Üsküdar’da ailesinin kurduğu Özbekler Tekkesi’ne defnedilecek.

Kaynak: ntvmsnbc

 
Toplam blog
: 47
: 2023
Kayıt tarihi
: 29.07.06
 
 

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı “Piyano” ve “Kompozisyon ve Orkestra Şefliği” ..