Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '17

 
Kategori
Güncel
 

Amerika-Erdoğan Kavgasının Arkasında, Keşke Sadece Siyasi Ve Ekonomik Nedenler Olsaydı (6)

Amerika-Erdoğan Kavgasının Arkasında, Keşke Sadece Siyasi Ve Ekonomik Nedenler Olsaydı (6)
 

Toplumu devlet yapan, idealleridir. İdeal yoksa, devlet de yoktur.


İhtiyacı olan askeri ve sivil teknolojiyi üretemeyen bir devletin tam bağımsızlığı, sadece bir fakir rüyasıdır. Bu anlamda biz, yakın tarihlere kadar (yarı da olsa) bağımsız değildik. Yeni yeni bağımsızlığımızı kazanmaya çalışıyoruz. Amerika-Erdoğan Kavgası'nın gerçek nedenlerinden birisi de budur.

Ancak en önemlisi bu değildir.

Bir milletin bağımsızlığı; medeniyetinin, değerlerinin ve onu “Devlet” yapan idealinin yaşaması ile mümkündür.

Elleri, ayakları kesilen; tüm ekonomik, kültür ve dini değerleri sıfırlanan bir milletin, “Milli Mücadele’yi Kazandık” iddiası, içerisinde bir gerçeği ne kadar taşımaktadır ?

Bu manâda, ilk olarak geçen bölümde Ayasofya ile ilgili bazı kırıntılar ortaya atılmış; Mustafa Kemal Paşa’nın Ayasofya’nın müze olması ile ilgili görüşlerinin de aktarılacağı ifade edilmişti.

Bu bölümde Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesinin hikâyesi aktarılacak; gelecek bölümde de “Osmanlı'da imalat ve sanayii yoktu” yalanı, yabancı ilim insanlarının eserleri ve belgeleriyle çürütülecektir.

Ayasofya’nın bir müze olmasına giden süreci, yazının devamında (çoğu tarafımızca tercüme edilmiş olan) Amerikan (ve sonunda da ayrıca İngiliz) basınından kronolojik olarak öğreneceğiz :

15 Mart 1919 tarihli The New York Times gazetesi

…Ayasofya’nın kiliseye dönüştürülmesine yönelik Müslüman itirazları anlaşılabilir, fakat camii olarak kullanıldığının iki katı kadar süre, bir kilise olarak kullanılmıştı. (kiliseye) dönüştürülmesi, Avrupa’yı çok uzun süre tahrip etmiş olan barbar istilacıların sonuncusunun, tamamen kovulmasının bir sembolü olabilir…

22 Haziran 1919 tarihli The New York Times gazetesi

Walter LittleField’ın Yazısının Başlığı : “Sultan’ın Başkenti (İstanbul) Başka Ellere Geçtiğinde, İstanbul’daki Ünlü Camii’nin (Ayasofya’nın) Üzeri (Sıva ile) Kapatılmış Olan Güzellikleri Ortaya Çıkabilir.”

28 Şubat 1920 tarihli The New York Times gazetesi

-Türklerin Avrupa’dan ve İstanbul’dan Atılması Konusundaki Bir Yazıda-

…Türk’ü Avrupa’dan atmak için, İngiltere’nin elinde bugün inkâr edilemeyecek bir güç vardır. İstanbul’un herhangi makûl bir şekilde yönetiminin ele geçirilmesi, Padişah'a Yıldız Sarayı’nda kalmasına izin vermekten ve müezzinin, Ayasofya’nın minarelerinden ezan okumasından daha iyidir…

06 Mart 1920 tarihli The New York Times gazetesi

…Ayasofya, Hristiyanların üçte birinden daha fazlası için, dünyadaki diğer tüm yerlerden daha kutsaldır…

17 Aralık 1922 tarihli The New York Times gazetesi

…Ayasofya, Hristiyanlığın ve Yunan Uygarlığı’nın sembolü, her Hristiyan’ın kalbindeki arzu….

24 Şubat 1924 tarihli The New York Times gazetesi

...Yakın Doğu ile ilgili olan Avrupa ve Amerika gazeteleri, sık sık İstanbul’daki Kutsal Bilgelik Kilisesi’nden (Ayasofya’dan) bahsetme fırsatı buluyorlar…

29 Kasım 1926 tarihli The New York Times gazetesi

(Amerikalılar) Ayasofya’nın Restorasyonunu Planlıyor

Mimarlar Enstitüsü, Türkiye’den Antik Kilise’de Çalışma İzni İsteyecek.

Profesör E.H.Swift, eğer Amerikan Sermayesi tarafından desteklenirse, plânın onaylanabileceğini söylüyor.

Amerikan Mimarlar Enstitüsü İcra Heyeti’nin, İstanbul’daki Ayasofya Kilisesini restore etmek için harekete geçtiği, enstitünün başkanı olan Philadephia’lı Milton B. Medary tarafından dün duyuruldu.

29 Nisan 1928 tarihli The New York Times gazetesi

-Kariye camiinde, üzeri sıva ile kapalı olan bir Meryem Ana mozaiğinin tesadüfen bulunması hakkındaki bir haberden alıntı-

…Ankara, devrimci Türkiye’nin merkezi; mozaiğin, olduğu yerde bırakılmasını ve çok dikkatli bir şekilde muhafaza edilmesini istedi.

Böylece İslâm tarihinde ilk kez, İslâm tarafından kesin bir şekilde yasaklanmış olan resimlerin gölgesi altında ibadet edilecek. Bunun, tüm dünya tarafından uzun zamandır beklenen büyük ölçekli bir etkisi olacak; yani isim vermek gerekirse, üzeri boya ile kapatılmış olan Ayasofya’daki mozaiklerin ortaya çıkması ve bu mozaiklerin üstünü örten, üzerlerinde halifelerin adlarının yazılı olduğu ve (Ayasofya'nın) görkemli kubbesinin simetrisini bozan  o büyük, kaba saba levhaların (*) kaldırılması olasılığı.

18 Ekim 1931 tarihli The New York Times gazetesi

Ayasofya’nın Mozaikleri Tekrar Görülebilecek.

İstanbul’un 1453’te Kaybedilmesinden Sonra Üzeri Sıva ile Kapatılmış Olan (Mozaikler), Restore Edilecek Olan Kilisede Tekrar Parlayacak.

….Kutsal Bilgelik –Ayasofya- Kilisenin veya Camiisinin restorasyonu, Türk Eğitim Bakanı Esat Bey ve Amerika Bizans Enstitüsü tarafından imzalanan bir sözleşme ile ayarlandı. Üç yıl önce kurulmuş olan bu Amerikan organizasyonu, anlaşmanın şartları altında, Ayasofya’daki renkli cam duvar mozaiklerini de keşfetmeyi sabırsızlıkla bekliyor…

02 Şubat 1932 tarihli The New York Times gazetesi

Yeni Kur'an, Ayasofya Camii’den Yayınlanacak.

İslâm tarihinde ilk kez, bir Türk camiine bir radyo mikrofonu kuruldu.

Bu yenilik için Türkiye’deki en ünlü dini yapılardan biri olan Ayasofya seçilerek; Mustafa Kemal tarafından, yirmibeş din adamınca yeni benimsenen Türkçe Kur’an’ın okunması emredildi.

Bu, ilerici Türk Başkan tarafından gerçekleştirilen; dini uygulamalardaki eski alışkanlıklardan uzaklaşılmasının, bu seneki  ikinci örneğidir. Lâtincenin olduğu gibi, halk için daima anlaşılmaz olan Arapça Kur’an;  bazı İstanbul camiilerinde, ocak ayı başlarında Türkçe tercümesi ile değiştirilmişti.

21 Şubat 1932 tarihli The New York Times gazetesi

Amerika Bizans Enstitüsü’nün girişimiyle, Ayasofya camiisindeki mozaiklerin ortaya çıkartılması işi, Thomas Whittemore’un yönetiminde başladı.

Bay Whittemore’a göre girişimin amacı, camiiyi tamir etmeye veya mozaikleri restore etmeye çalışmadan; Bizans sanatının belgelenmiş kanıtları olan mozaiklerin, üzerine sürülmüş olan sıvanın temizlenmesiyle sınırlanmıştır. Birkaç yıl sürmesi öngörülen bu iş için, yetenekli İtalyan ustalar işe alındı.

25 Aralık 1932 tarihli The New York Times gazetesi

Ünlü Camii’deki Mozaikler Ortaya Çıkartıldı

Ayasofya’da Uzun Süredir Gizlenmiş olan Bizans Hazinelerinin Plastik Örtüsü (sıvası) Soyuldu.

Bazı Müslümanlar İtiraz Ediyorlar.

Fakat Türk Hükümeti, bu iş için Amerikan Enstitüsü ile birlikte çalışıyor. 18 ay önce, America Bizans Enstitüsü, Türk Hükümeti’nden izin almıştı…

…Bazı Müslümanlar Protesto Ediyorlar. Türk Hükümeti tam desteğini vermesine ve Türk arkeolojistler tam işbirliği sunmasına rağmen, bu girişimle ilgili İstanbul’da çok sayıda dedikodu yayıldı. Bazı aşırı tutucu Müslüman grupları, buna dini zeminde, İslâm dinine aykırı olduğu yönünde itiraz ettiler ve hatta Bay Whittemore’un amacının, üstü kapalı şekilde hristiyanlık propagandası yapmak olduğunu iddia ettiler. Bu tavır, uzun yıllar Ulusal Müze müdürlüğü yapmış olan ve şu an Meclis’te vekil olan, yerel basındaki Halil Bey’den, yaralayıcı bir cevap alınmasına neden oldu. Bay Whittemore’un yeteneğini ve tarafsızlığını övdükten sonra, bu girişimin arkasında kesinlikle bir dini amaç olmadığını vurguladı ve sadece Bizans sanatının en önemli örneklerini ortaya çıkartmak gibi, çok doğal bir istek ile harekete geçtiğini ifade etti. Ayrıca İslâm dininin, insan yüzü ve şeklinin tasvirine izin vermediği inancının yanlış olduğunu ekledi. İlk zamanlardaki halifelerin, metal paraların üzerine resimlerini bastıklarını; bugün Suriye’deki ve Arabistan’daki bazı camiilerde, Müslüman liderlerin portrelerinin bulunduğunu söyledi. Bunun ötesinde, bazı ilk Türk padişahlarının, yabancı ressamlarca resimleri yapılmıştı. Sonuç olarak Halil (bey), Bay Whittemor’a girişimi ve işindeki başarısı için samimi teşekkürlerini ileterek; başlatmış olduğu çalışmaya devam edileceğini ve bağnazlık veya bilgisizlik sebebiyle yapılan itirazların, cumhuriyet hükümetince dikkate alınmamaya karar verilmiş olduğunu açıkladı…

20 Kasım 1933 tarihli The New York Times gazetesi

Amerikalı, Ayasofya Sanatını Ortaya Çıkartıyor.

Whittemore, Üzerlerindeki Türk Boyasını Kaldırarak, Justinyan’ın Kilisesi’ndeki Mozaikleri Koruyor. Muazzam İş Devam Edecek.

Uzman, İki Yılda Sadece Camii’nin Dış Dehliz Gruplarındaki Kaplamaları Çıkarttı.

Bay Whittemore… bu iş için Yeni Türkiye’nin bilginlerinin ve yöneticilerinin sürekli desteğini almıştı ve Türkiye’nin Başkanı olan Gazi Mustafa Kemal, çalışmayı yoğun bir ilgiyle takip ediyor…

10 Şubat 1935 tarihli The New York Times gazetesi

…Ayasofya’nın Restorasyonu. Ayasofya Bizans Kilisesi, Türkler tarafından 1453’te ele geçirilene kadar, Hristiyan Kilisesi’nin başındaki tacıydı. Bundan sonra, Yunanistan ve diğer hristiyan ülkeler için bölgesel tutkuların bir mıknatısı olurken; Osmanlı padişahlarının ana camiisi oldu. Haç ve Hilâl arasındaki ebedi mücadelenin sembolüydü; öyle ki Türkler tarafından kıskanç şekilde korundu…

13 Şubat 1935 tarihli The New York Times gazetesi

…(Ayasofya) bir ibadet yeri olarak Aralık ayında kapatıldı ve 01 Şubat’ta, Bizans Sanat Müzesi olarak açıldı. Bizans zamanlarından gelen, müslümanlarca üzeri kapatılmış olan muhteşem mozaikler kısa süre önce temizlenmişti.

23 Temmuz 1939 tarihli The New York Times gazetesi

… (Ayasofya’da) bugün, muhteşem duvar resimleri ve mozaikleri, tüm ihtişamlarıyla, binanın iç yapısının orijinal haline gelmesini emreden Gazi Mustafa Atatürk sayesinde ortaya çıkmıştır…

28 Şubat 1942 tarihli The New York Times gazetesi

Harvard arkeolojisti Profesör Thomas Whittemore, Ayasofya müzesindeki Bizans mozaiklerini ortaya çıkartmak için dokuzuncu (çalışma) yılına başlamak üzere Amerika’dan İstanbul’a döndü.

* * *

Yukarıda aktarılan haberlerin içeriğinden dikkatimizi çekmiş olanlar :

“..Ayasofya Bizans Kilisesi, Türkler tarafından 1453’te ele geçirilene kadar, Hristiyan Kilisesi’nin başındaki tacıydı…Haç ve Hilâl arasındaki ebedi mücadelenin sembolüydü".

"(Ayasofya) bir ibadet yeri olarak (1934) Aralık ayında kapatıldı ve 01 Şubat’ta (1935) Bizans Sanat Müzesi olarak açıldı…”.

* * *

Mustafa Kemal Paşa ile 1922 yılında Ankara’da görüşen İngiliz Yazar Grace Mary Ellison, Ayasofya ile ilgili olan görüşmeyi de, “Kuva-ı Milliye Ankarası” isimli  kitabında bizlere aktarmaktadır. (**)

Yazar, Papa ile de ayrıca (Ayasofya konusu da dahil) birçok konuyu görüşmüş ve bunları da bize aktarmaktadır.

“…Papa’ya beni tanıyan ve bana güvenen insanların bulunduğu Ankara’ya niçin gittiğimi, ne elde etmek umudunda olduğumu anlattım. Ben devam ederken, yüzünden sonsuz bir üzüntü bulutu geçti: 'Bu dehşetli kan dökümü, bu gereksiz ıstıraplar… Keşke bütün bunlar başımıza gelmeseydi' dedim.

Gerçekten onun söyleyebileceği bir şey yoktu. O şimdi, Yakın Doğu’daki diplomatik rezaletin sorumluluğunu, tarihin kimin omuzları üzerine yükleyeceğini sormanın gereksizliğini biliyor. Ama hatırlayınız ki, o Mustafa Kemal’e yazmış ve ordusu ilerlerken kan dökümünü önlemesi için elinden geleni yapmasını yalvarmıştı.

Paşanın cevabı, mükemmel kişiliğine çok uyan bir biçimde akıllı, sempatik ve soyluydu. Papa’ya dedim ki :

- 'Mustafa Kemal bana Hıristiyanlara karşı çok iyi davranacak, anlayışlı bir kişi olarak görünüyor. Nutukları oldukça demokratik, halkı için anlayış ve şefkatle dolu… Çok kıymetli madenleriyle zengin bir toprağa sahip insanların, lâyık oldukları zenginlik içinde yaşamalarını sağlamak için, onların önderi olmakta gerçek bir istek ve karar vardı sözlerinde. Elbette başka ülkelerde de böyle büyük sözler söylemiş, fakat hiçbir şey yapamamış insanlar çıkmıştır.'

Mustafa Kemal Paşa’nın kişiliğini bildiğim kadarınca anlattım. Papa’ya, onun oldukça ılımlı bir insan olduğunu, kan dökümünü önlemek için bütün gücünü kullanacağını söyledim. (1)

–'…Papaya hiçbir şey olmayacaktır, Sayın Peder… Yeter ki Yunanlılar olayları başlatmasın. Trakya’dan acele ve dehşet içinde sürülürlerken, kendilerine küçük Asya’da yaptıkları katliamı hatırlatmadılar mı ?' dedim. Ama Papa’nın yüzü yine de kaygılıydı, sesinde de büyük bir üzüntü vardı.

Ankara’da Mustafa Kemal Paşa’ya, Papa’nın barış için büyük isteğini söyledim. Paşa’ya, Hıristiyanlara karşı cömert davranışının ne olacağını sordum. Ayasofya bir Hıristiyan kilisesi olduğuna göre, Hıristiyanların ruhanî lideri Papa’ya geri verilip verilmeyeceğini araştırdım.

Mustafa Kemal Paşa cevap verdi :

- 'Eğer Hıristiyan kilisesinin bir tek kolu olsaydı, Ayasofya şimdi, bizim Müslüman geleneklerimizin bir parçası olmasına rağmen, bu mümkün olabilirdi. Hıristiyan kilisesi o kadar çok bölündüğüne göre bu, imkânsızdır. O takdirde Ruslar, Yunanlılar ve Anglikanlar bizim topraklarımızda Ayasofya için birbirleriyle dövüşmeye kışkırtılacaklardır. Ve sizin barış için öğütlediğiniz iyi davranış, sonsuz bir çatışmaya yol açacaktır.

– Ama yine de Hıristiyanlara dünya gözünde lâyık olan onuru vermek için, elimizden ne gelirse yapmaya çalışacağız ve Ayasofya’yı bir cami olarak korumakla, Katolik kilisesinin gerçekten haysiyetini incitiyorsak; onu ya bir müzeye çevireceğiz. ya da tamamen kapatacağız.

–Hiç kimse bizim, bilerek, plânlı, Hıristiyan kilisesini incittiğimizi söyleyememelidir.' " (2)

Ayasofya Minarelerinin Yıktırılmak İstenmesi

Atmeydanı’nın (Sultan Ahmed Camii Meydanı) demiryolu tarafında Büyük Ayasofya ile aynı devirde yapılmış ve o devirde iki azize ithaf olunarak Aya Sergius ve Aya Baccus adı verilen Küçük Ayasofya Kilisesi’ni, II. Bayezid döneminde, Hüseyin Ağa camiye çevirmişti. Ayasofya’nın müze yapılma fikri Maarif Vekili tarafından yayılınca, Küçük Ayasofya bu işin içine alınmış, kanuni hiçbir dayanağı olmadan bir gecede caminin minaresi yıktırılmış idi. (3) 1959 senelerinde halk tarafından yeniden yaptırılmıştır. (4)

Küçük Ayasofya minaresi yıktırıldıktan sonra, Büyük Ayasofya’nın dört minaresini yıktırma işlemine başlanılacağı sırada oluşan tepkiler üzerine, minarelerin yıkılması kararı askıya alınmıştır.

Ibrahim Hakkı Konyalı, bu konu hakkında bir yazısında şu bilgiyi paylaşıyor:

“Minareler birinci Cumhurbaşkanı'nın (M. Kemal Atatürk) verdiği şifahi (sözlü) bir emirle yıkılacaktı.”(5)

 

www.canmehmet.com

Devam edecek...

Resim:

Kaynak ve açıklamalar:

(*) Tercüme notu : Bu levhalar, 7.5m çapındaki yuvarlak, 8 adet olan hat levhaları olmalıdır.

"1934 yılındaki Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevrilmesinin öncesinde, Amerikan Bizans Enstitüsü adına mozaikleri meydana çıkartma izni alan Thomas Whitetemore, çalışmalara başlamıştı ve bu levhalar yerlerinden indirilmişti. Yerlerine yeniden asılmaları için 14 yıl yerde beklemişlerdi… Thomas Whittemore’nin çalışmaları sırasında yerlerinden indirilen levhalar başka yere taşınmak istendiğinde, büyüklükleri sebebiyle hiçbir kapıdan sığmayınca, Ayasofya Camii’nin Hünkar Mahfili tarafındaki köşeye üst üste yığılmış ve kaderlerine terk edilmişti. Levhaların yerlerinden indirilmesi konusunda Semavi Eyice, şunları yazmıştı: 'Ayasofya müze haline getirildikten sonra, bu levhaların indirilmesi için bir temayül belirmiş ve bu fikir Türk sanatına sevgi ve saygısı şüphe götürmeyen Albert Gabriyel tarafından da desteklenmiştir. Atatürk, bu levhaların 'Mimariyi bozuyorlar' demek suretiyle indirilmelerinin doğru olacağı düşüncesini ortaya koymuş ve bu levhalar az sonra indirilmiştir. Maalesef indirildikten sonra Ayasofya’nın Hünkar Mahfili tarafındaki köşesine üst üste yığılan ve bu yüzden rutubet ve havasızlıktan çürüyen yazıların bir an başka camilere asılması tasarlanmış fakat kapıdan geçmeyecekleri düşünülerek bundan da cayılmıştır' ”.

Kaynak:  http://www.dunyabulteni.net/haber/288868/ayasofyanin-buyuk-hat-levhalarini-curumeye-terk-etmisler )

(**) İngiliz yazar Grace Mary Ellison’ın yazdığı, “Kuva-ı Milliye Ankarası” kitabı; Lozan’da, Ocak 1923’de yayınlanmış, "Milliyet Yayınları” tarafından 1973 yılında Türkçeye kazandırılmıştır.

(1) “Kuva-ı Milliye Ankarası”, Grace Mary Ellison. Sahife:247, paragraf 1.

(2) “Kuva-ı Milliye Ankarası”, Grace Mary Ellison. Sahife:248, paragraf 1.

(3)*** "Ayasofya Camii". Ilhan Akçay. Ankara 1968. Sahife : 90, 91.

(4)*** İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri. Ömer Lütfi Barkan-Ekrem Hakkı Ayverdi. Sahife : 16, 1 no.lu dipnot.

(5)*** Yeni Asya Gazetesi, Tarih Sohbetleri. Ibrahim Hakkı Konyalı.  1 Ekim 1974.

*** (3) - (4) - (5)  no.lu kaynaklar,  http://belgelerlegercektarih.com/2015/02/28/ayasofya-camiini-ataturk-mu-kapatti-ataturkun-imzasi-sahte-mi/  adresindeki yazıdan alınmıştır).

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..