Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '16

 
Kategori
Siyaset
 

Anayasa referandumu," demokrasiden yana" olanlarla "karşı olanların" mücadelesi midir?

Anayasa referandumu," demokrasiden yana" olanlarla "karşı olanların" mücadelesi midir?
 

Yeni Anyasa refaranduma dunulduğunda Türkiye'nin "karanlık bir tablonun içine çekileceğini" söylüyor...Öyle mi olacak acaba?


Bu soruyu ben soruyorum ama; Anayasa referandumunun, "...DEMOKRASİDEN YANA OLANLARLA KARŞI OLANLARIN MÜCADELESİ OLDUĞUNU" söyleyen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dur.

Kılıçdaroğlu, yıllık değerlendirme toplantısında, "anayasa değişikliğinin referanduma sunulması halinde, demokrasiden vazgeçileceğini, Türkiye'nin karanlık bir tablonun içine çekileceğini"(1) iddia etmiştir...

Bu toplantıda bir gazetecinin, "Anayasa paketi 330 ve üzerinde bir oyla kabul edilirse, nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?"(2) sorusuna da Kılıçdaroğlu şu yanıtı vermiştir: "Bu sadece benim ya da CHP'nin değil. Demokratların, samimi Müslümanların, aydınların ortak hareket etmesi lazım. Demokrasi giderken gerekirse bedeller(3).

Nedir bu bedeller?... Cevap yok...

Şimdi şöyle diyelim...Anayasa referandumu yapıldı ve halkın %50'den fazlası; "hayır"  oyu verdi... Bu "hayır" oylarını verenler,Türkiye'yi karanlık içine çekilmesini önleyen "demokrasiden yana olanlar" olarak mı kabul edilecek?

Şimdi de tam tersi olduğunu düşünelim... Halkın, %50'den fazlası "evet" verdi... Bu "evet" oyu verenler de, Türkiye'yi karanlık içine itecek, "demokrasi karşıtı olanlar" mı kabul edilecek?

Demokrasi'nin ilkelerinden biri de, aslında tartışılır olmasına rağmen, "çoğunluk"(4) kavramı değil midir? Ve şu anda ülkemizde geçerli olan da bu sistem değil midir?

Seçimlerimiz ve yapılan referandumlar bu esasa göre olmuyor mu?  Bu, bir "karar verme" yöntemi değil midir?

Nasıl oluyor da, halkın %50'den azının verdiği karar "demokratik"  oluyor da; %50'nin üzerinde olan halkın tercihi "demokratik" olmuyor...

Kılıçdaroğlu'nun, buna da bir açıklaması var; diyor ki, "Dünyanın her ülkesinde halklar uzun vadeli düşünmez. Halklar plan yapmaz. Planları bürokrasi yapar"(5).

Bu ne demek?... "Yani seçime ya da referanduma katılan halk, neye ve ne için oy verdiğini bilmez"... Bu halkın "çoğunluk iradesine saygısızlık" değil de nedir?

*

-- 15 Ararlık 2016 günü, "Halkını tanımayanlar... Halkını küçümseyenler ve aşağılayanlar..." başlığı altında bir blog yazmıştım... Eğer Kılıçdaroğlu, halk için bu düşüncelerini o sıralarada söylemiş olsaydı, bloğuma bunu da ilave ederdim...

Bu bloğu yazan ben de, burda blog yazan diğer arkadaşlar gibi halktan biriyim. Diğer arkadaşlar arasında "bürokrat" var mı bilmem; ama ben "bürokrat" değilim... Konu referanduma giderse, ben de oy vereceğim...

"Halkına güvenmeyen" ve "onun iradesine saygı duymayan" bir siyaset adamı, devletin yönetimine nasıl talip olur?...

Devletin "varlık nedeni" halk değil midir?

cdenizkent

--------------------- :

(1), (2), (3) : Okan Müderrisoğlu, "Cumhurbaşkanlığı...CHP...Anlayış farklı, felsefe  farklı!", "sabah.com.tr", 29 Aralık 2016.

(3) Evrensel.net Haber Bülteni-Politika, 29 Aralık 2016(Bu kaynağı özel olarak verdim. Çünkü, "Evrensel", Kılıçdaroğlu'nu zor duruma düşürene soruları ve Kılıçdaroğlu'nun verdiği yanıtları, haberine dahil etmemiştir)

(4) cdenizkent, "Çoğunluk kavramı" sınırları ve "plüralizm", "milliyet.com.tr", 29 Nisan 2014

Açıklama: "Pluralizm", toplumbilimi olarak, "çoğulculuk"; felsefe terimi olarak, "çokçuluk" anlamına gelir.

(5) "sabah.com.tr", A. g. y.

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..