Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Anneler'e

Yeni bir Anneler günü öncesinde yine eskileri hatırlarken bu gibi günlerin ne kadar yaralayıcı ve de lüzumsuz olduğunu bir daha anladım.

Yaş 9-10, ne kendime ait biriktirebileceğim bir harçlığım, ne de şimdiki çocuklar gibi, beni finanse eden babam var. Yok öyle değil, babam var da, babaların sponsor olma devri henüz başlamamış. Devir bu gibi günler için emekleme döneminde. Bende yeni yetişiyorum. Gazeteler, ilan tahtaları, dükkân camekânları “Anneler Günü “ nü hatırlatma çalışmaları içinde. Aklımdan neler geçmiyor ki. Ama alacak nakit nerede? Her yerde beyaz zemin üzerine, mor bir kadın profili, boynunda bir sıra beyaz inci kolyesiyle. Güya bu resim, annemizi temsil ediyor. Gel de görmezden gel. Beynimizi yıkamaya Amerika taaa o zamandan başlamış da haberimiz yok. Babaannem sizlere ömür, anneannem, “ Müslüman adeti değil, bizde böyle şeyler yok. Taklit edecek başka şey mi bulamadınız elin adamından” diyor. Ağabeylerim derseniz biri uzakta, yakındaki erginlik çağında. Sanki, tek derdi bu onca kavak yeli esiyorken başında.

Tabii ki yine de ilk başvurduğum kaynağım beybabam oldu. ( Ben hiç baba demedim. Hep beybaba denmesi gerektiği öğretildi biz 3 kardeşe. Böylece benden gelen naftalin kokularını da alır gibi oldunuz değil mi? :))))

Aldığım cevabı tahmin edin!

-Annen de dahil bana verebileceğin en güzel hediye, nedeni ne olursa olsun iyi bir karne ve terbiyeli bir insan olmandır!!!!!!

Bu öneri tüm kardeşleri bağlıyordu, ama işiten bendim. Çünkü onları, zamana uygun memnun etme isteğiyle dolu olan hep bendim.

Nihayetinde başvuracak başka kaynakta olmayınca, uzun bir düşünme süreci de yaşadıktan sonra inanılmaz bir çare buldum. Hem de hiç para harcamadan yapacaktım bunu. O zaman anladım ki, hayatım boyunca bu gibi çarelere başvuracağım başka günlerim de olacaktı.

Ve.. Mayıs ayının her 2. Pazar’ına yerleşen o anneler gününde de annemi, babamı, o an evde bulunan küçük ağabeyimi karşıma yerleştirdikten sonra, heyecan içindeki ben, merakla bekleşen onlara, günün mana ve önemini belirten kısa bir konuşma yaptım. Ardından da anneme ait olduğunu ifade ettiğim hediyemi cebimden çıkartıp başladım okumaya. Bu, iki gün süren bir araştırma sonrası okumaya karar verdiğim, Necip Fazıl Kısakürek imzalı bir şiirdi. İlk dörtlüğü bitirmiştim ki önce sesim titredi, ardından boğazıma bir şey düğümlendi ve başladım ağlamaya. Gözlerimden akan yaşlar, yanaklarımı yıkayarak çenemden süzülüp, elbisemin göğsünü ıslatıyordu. Şiiri bitiremeden elimdeki kağıdı anneme uzattım. Annem ciddi bir Osmanlı kadını idi. Bir rivayete göre şımarmayalım diye bizleri uyurken öpermiş. Uyanıkken öptüğünde ben 45, o ise 75 yaşındaydı. :((

Yerinden kalktı, elimden şiirin yazılı olduğu kağıdı aldı ve nemli mavi gözleriyle bakarak “ Böyle şeylere gerek yoktu, hem kendini hem de bizi üzüyorsun.” diyerek bana sarıldı.

2000 yılın 30 Haziran günü annemi kaybettim. Kendisi çok iyi günlük tutardı ve bana da “Bir gün bunları düzenle de kitap haline getir. Burada bir ömür yatıyor” derdi. Bir gün defterlerini toparlarken birinin içinden sararmış bir kağıt düştü. Dörde katlıydı ve bir yüzünde annemin el yazısı ile bir tarih ve not vardı.

“ 13 Mayıs 1962, küçük kızımın en güzel anneler günü hediyesi. Çok mutluyum, duygulandım”

Kağıdı açtım, benim yazdığım ama bir türlü sonuna kadar okuyamadığım şiirdi o.

Keşke o mutluluğunu o gün bilebilseydim. Siz anneler sevginizi gösterin, siz çocuklar, sizde annenizi 1 gün değil hep sevin. En güzel hediye hep verilendir.

O şiiri, yaşlı, genç, doğurmuş, doğurmamış, içinde annelik hisseden, anaç tüm kadınlara hediye ediyorum. Bu defa ağlamadan, ağlatmadan. Yüzünüzden gülücük, yüreğinizden sevgi eksilmesin.

Anneciğim

Ak saçlı başını alıp eline.
Kara hülyalara dal anneciğim.
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim.

Sanma geçer bir gün bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var.
Çocuklar hıçkırır anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim.

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış çırpınmak için.
Bu kış yolculuk var diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim.

N.F.K

 
Toplam blog
: 97
: 395
Kayıt tarihi
: 15.04.09
 
 

Felsefe, edebiyat, bu alem, öteki alem, uzay, evrensellik; kısacası genelin, "aman canım işin mi ..