Anneler günü... Haa...

Annem benim… güzel annem
Uzun beyaz sakallarınla
Elindeki uzun beyaz süpürgenle
Her halde hala silip süpürüyorsun
O cennetlerin en dibini temizliyorsun... 

Annem benim, güzel annem
Niye senin 64 dişin var?
Bir uzun dilin, hem de üç çatallı
Niçin bir elin ensemden tutar
Bir elin ağzıma kızıl biber koyar. 

Annem benim, güzel annem
Mavi gözleri bir göçmenden kalma
Sarı saçlarını babasından alma
Annem benim, sürü sürü kuşlar
Mezarı üzerinden uçuşacaklar
Annem benim, rakıyı seven
Babamla birlikte susuz içen. 

Neredesin, tam 90 yıl
Bu dünyayı yönettin
Sonra bırakıp gittin…
Şimdi Mezarlıklar Müdürü
Senden şikayetçi,
Şikayetçi ise şikayetçi…
Onu bunu bilmem
Artık benden günah gitti.. 

Niye mezarına korka korka geliyorum
Artık oradan kolay kalkamazsın biliyorum
Yine de çok evhamlar var yüreğimde
Ya annem kalkıp, dirilirse diye
Ama o öteki dünyayı yönetmeye gitti
Bu dünyadakiler biraz rahat etti
Yatsın kadın öğleye kadar
Onu hiç olmazsa orada rahat bıraksınlar. 

Annem benim, ağzı küfürle dolu
İrem bahçesinin bülbülü, babamın gülü
Herhalde orada da durmadan öpüşürler
Kimseye aldırmazlar, gülüşürler
Böyle geçti günleri, herkes korkardı
Mahallede adı yoksa namı vardı
Eh şimdi biraz da öte yandakiler çeksinler
Kolay değil en az 90 yıl,
Yatıp kalkıp el etek öpsünler…