Valla helal olsun..!

Bu memleket ne çektiyse procesizlikten çekti. Proce demek ne demek? Hayal demek… Öyle bir şey yapacaksın ki, şimdiye kadar görülmemiş , duyulmamış bir şey olacak… Hele bir de de “Çılgın Proce” olursa, dadından yinmez… 

Aslında, herkesin böyle yüz tane procesi olsa Türkiye kurtulur… Hele herkesin onar tane çılgın procesi olduğunu farzetsek… Vay anasını sayın seyirciler… Türkiye’yi düşünün.. Köprüler, kanallar, fabrikalar… neler de neler… Proce bu… Kolay kolay akla mı gelir… 

Aslında biliyor musunuz, şairlerin kendilerine özgü bir sürü proceleri vardır. Düşünür düşünür bir hayal proce yaratırlar. Zamanında Şair Başbakanımız Rahmetli Bülent Ecevit’in de böyle bir Trakya’da Karadeniz-Marmara Kanal Projesi varmış, zamanın Milliyet gazetesinde açıklanmış… Neyse adamcağız ölmüş gitmiş, proce de tavan arasında bulunmuş, birisi Başbakana getirmiş… Sonra ne mi oldu… Hikayeyi biliyorsunuz? 

İşte konuşup duruyoruz. Memlekete yeni bir öykü daha çıktı. Yok böyle bir Proce olur mu, olmaz mı? Olmazsa niye olmaz, olursa neden olur… Laf aramızda , Yunanistan’da “Ya olursa… “ diye tir tir titriyormuş… Profesörün biri de, “Bu Kanal yapılırsa, Karadeniz, Akdeniz’e boşalır …” demiş… Aman Allahım… Yahu , dururken dünyanın düzenini değiştirmiyelim. Koca Karadeniz, akıp giderse, Rusya gemilerini nerede yüzdürecek… Hayda… 

Profesörlerde akıl mı yok… Bir başka değerli profesörümüz: Maazallah bu kanal açılırsa, Karadeniz’in içindeki “Hidrojen Sülfür gazı” fırlayıp dışarıya çıkabilir ve bu zehirli gaz herkesi öldürebilir…demiş. Gel de şimdi tir tir titreme..! Etmeyin, eylemeyin beyler… Kalsın Karadeniz yerli yerinde… Sonra biz hamsisiz ne yaparız..! 

Şimdi onu bunu boşverin… Kimisi bu Proce aslen Kanuni’nin , yok Abdulhamiti’in, kimi Abdulmecit’in , kimi de rahmetli Ecevit’in Procesi deyip duruyorlar… Boşverin böyle dedikodulara… Bu arada atı alan Üsküdar’ı geçecek. Siz hala , benim senin kavgasındasınız…Kanal çevresi arsaları derken, lütfen bir gözümüz de Seçim sandıklarında olsun. Zaten netameli bir seçim... 

Ha...Bu köprü mü , kanal mı, şehir mi her neyse yapılacak da , biz emeklilerin menfaati ne olacak onu anlayalım… bizim bir çıkarımız yoksa, ben karşıyım arkadaş… Proce dediğin işe yaramalı, bir şeyini görelim.. Değil mi? Hadi diyelim ben bir şey kazanamıyorum.. Bari memleket kazansın… Memleket ne kazanacak? 

Geçen gemilere vergi koyabilecekler mi, ha..? Koyamayacaklarsa, boşuna… Avara kasnak geçip gideceklerse bizim menfaatımız ne? 

Yok çevredeki arsalar kıymetlenecekmiş, iş yeri açılacakmış… Bunlar hep hikaye… Bir kere o delik açıldıktan hemen sonra Rusya’nın kızları gelip peşin peşin oralara yerleşirler.. Zaten , her biri eskinin Vikingleri gibi bizim Antalya sahillerimizi çoktan sarmış durumdalar ; bir de Kanal’ı ele geçirirlerse bitti gitti Türkiye… Ondan sonra ne kadar Baltacı çıkarırsanız çıkarın, hepsi de Kanal bataklığında boğulup gider. 

Bence eğer yapılırsa, yapılacak en karlı iş, paralelinde havuzlar yapıp , buralarda hamsi yetiştirmek …. Hamsiyi dünyada kim sevmez… O bile bu kanalın yapılışını haklı gösterir… 

Ayrıca üzerinde olta balıkçılığı yapan işsizler için çok sayıda köprü yapılmalıdır ki; sallandırıp vakit geçirsinler… Zira artık Galata Köprüsünün her metrekaresi kiralanmış, burada ayakta balık avlanacak yer kalmamıştır… İşte bir yapılma nedeni daha… 

Ey İstanbul’lular gözünüz aydın… Artık o kadar kurum kurum kurumlandığınız Boğaz’da elden gidiyor… Bir rakip Kanal ortaya çıkıyor… Artık kim bakar Boğaz arsalarına… Varsa yoksa Kanal manzaralı arsalar..! 

Gördünüz mü akıllı bir adam bir taş attı, memleketin bütün gevezelerine konu oldu. Bu yüzden memleketin bütün dertleri unutuldu. Ne YGS Sınavı, ne açlık; ne işsizlik… Bir hikaye ki herhalde bir çeyrek asır bizim milleti avutacak… 

Ondan sonra mı ne olacak? Valla bulurlar bir Akıllı Proce daha…Bulamazlar mı? Bulurlar da milletin ağzı bir karış açık kalır… Bizim akıllımız da çok, delimiz de !