Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '13

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Anneler Günü / Anne"m"(ler)e

Şeklimi düşünmedin belki ne huyumun ne olacağını ne de geleceğimin nasıl olacağını. Düşlerimin, sevdamın, rengimin ne olacağını düşünmedin belki, sadece sağlıklı olmam en büyük isteğindi. Cinsiyetim için istekte bulunanlara içten içe gücendin belki, çünkü senin düşün ve yaratmak istediğin bendim.

Gözlerime… Saçlarıma… Dudaklarıma… Yanaklarıma… Boyuma ama en önemlisi sağlığıma düşlerini ve hayallerini yükledin. Hangi anda ve nerde yarattığınızı, zevk alıp almadığını da, canının yanıp yanmadığını da bilmem, ama bunları, ancak büyüyüp insan olunca öğrenip sana değerlerin ve sevgilerin en büyüğünü vermeye çalışarak anlarım belki. Sende başlayıp büyümek dünyanın ilk ve en güzel duygusu olarak daha gelişmeyen belki de var olmayan beyin hücrelerime yerleşti. İlk andan itibaren sıcaklığını orada hissettim, benden haberin olunca ve büyütürken beni karnında önce alışkanlıklarından kurtulup beni düşünmeye başladın… Daha az yorulup daha çok benim sağlığım için sevmediğin yiyecekleri yemeye başladın.

Ben rahatsız olmayayım diye oturmana… Kalkmana… Uyumana kadar her alışkanlığını bana göre, benim sağlığım için değiştirdin. Büyüdükçe ve yerimde huzursuz oldukça, tekmelerimi-ellerimi şuursuzca sana vurmama karşılık, okşayıp beni sakinleştirerek cevap verdin. Tenime belki de oradan defalarca sevgi ve şefkatini okşayarak ulaştırıyordun… Çünkü o ellerin bana ilk dokunmasında ağlamayı kesmiştim…

Hani hatırlıyor musun senin kucağına ilk bırakılışımı daha göbek bağım yeni kesilmişken bana dokunan ellerinin kokusunu hissedince susmuştum okşarken beni. Gelişimde çektiğin onca acıya rağmen gözlerinden akan yaş sadece sevginden ve mutluluğundan geliyordu. İlk defa çıplak tenine beni doyururken dokunmuştum… Sıcaklığını kucağını ve başımı sırtımı okşaman nefes almamı sağlıyordu. Uyumadığım zaman seni de uykusuz bıraktım, yorgunluğunu düşünmeden gece gündüz ben uyumayınca seni de uyutmayıp huzursuz ettim… Kucağından ya da ayaklarından inmedim uyuyuncaya kadar.

Sesinin güzelliğini ilk defa söylediğin ninnilerden dinledim… Sıcak kucağına sarıp söylerken kokundan uzak uyuyamadım o yüzden günlerce. Ve ellerimden tutup ayaklarımın üzerinde durmayı öğretmeye başladın çıplak ayaklarımın arasındaki bezimden utanmadan seni yıldırmaya çalıştım… Tembellik ettim. Yürümeye çalışırken düştüğümde yüreğinden bir sızı koptu… Sonra bir gün ellerini bırakıp birkaç adım attığımda beni sarmanı koklamanı ve kollarımı tutmadan yürümemi izlerken gözyaşlarını gördüm… Silmeye çalıştım gözlerinden ama ulaşamadım ben de ağladım. İlk defa sana ihanet ettim en basit cümleyi söylemeye başlayarak… Tembellik ettim belki de “baba” diyerek ama konuşmasını bana sen öğrettin ya süt içirirken ya da mama yedirirken.

Dilim açılıp çözülünce isteklerimi sıralamaya… Tam baş belası oldum derken büyümeye başladım. Yaramazlıklarıma bile alışamadan çok çabuk büyüyordum… Daha dün mama kabını yere atıp eline geçirdiği kalemle her yeri boyayan… En sevdiğin kolyeyi koparıp atan… Eski vazoyu çekip düşüren az önce değiştiğin elbiselerimi kirletmem daha dün gibi aldığın küçük patikler yerine sevdiğim ayakkabıyı isteyen bendim… Evet büyüyordum.

Okula ilk giderken giysilerimi giydirdiğinde ilk defa gözlerinden akan yaşları silmeye çabalamıştım belki sen ağlama diye okula girer girmez seni özlediğimi anlatmak için önce ağlayıp sonrada kaçmıştım okuldan, hani inat edip yanımda oturmanı bekledikten sonra alışmıştım okula. Büyüyordum… Dertlerimle… Huzursuzluklarımla… Sorunlarımla büyüyordum… Ben kâbuslar görünce sen terler içinde uyanıyor ve gözyaşlarını görmemem için içine akıtıyordun.

Ben hastalandım ateşim çıktı sende hastalandın… Başımın ucundan ayrılmadın… yere düştüm koşarken senin dizlerin benden çok kanadı. Başardığımda benden çok sevinip sardın kollarına her defasında ödülümü sevgin ve şefkatinle vermekle yetinmeyip hediyeler verdin az da olsa başarmadıklarımda desteğini esirgemedin ve daha iyisini yapmam için yardımcı oldun. Ceza verirken bile bana… İçten içe hüznünü kaçıramadın. Ben büyüdükçe saçlarına aklar dolmaya başlıyordu ben buna dikkat etmesem de sen de umursamadın uzun süre.

İlk ayrılık başka bir şehir ve okul olunca yaşandı, hani sıkı tembihlediğin o gün arayıp seni habersiz bırakmamam için konuşurken, başka bir yaşama pencere açarken senin sevgini yüreğime alıp veda ediyordum. İlk defa senin sevgine yakın bir duygu hissettiğimde anlayamadım bile ne yaşadığımı, kendimden başkası için üzülmeyi onda öğrendim her an için onu düşünmeyi o zaman anladım ve yanında olmadığımda huzursuz olduğumu ilk defa o zaman fark ettim.

Adı benim için aşk olsa da senin sevginden ve sıcaklığından farklıydı ama sana alternatif değildi… Çünkü senin yerini hiçbir duygu dolduramıyordu. Bir gün beni mutluluk kıyafetlerimle hazırlayıp görürsen gözyaşlarını sileceğim yine sana sarılıp… Sana el sallayıp uzaklaşınca senin değerini daha iyi anlamak için bir başlangıca adım atacağımı bileceğim.

Hani sen hep derdin ya “sizde anne- baba olunca anlarsınız” diye… Evet, o zaman seni anlıyor ve her zamankinden daha çok seviyor olacağım.

Ömründen ömür tükettim…
Günlerini çaldım ve yaşaman gereken tüm güzelliklere engel oldum… Saçındaki her ak ve sana çektirdiğim acı varsa affına sığınıyorum…
Hayatına bir soluk olsun mutluluk ve sevinç kattıysam beni sen yarattın, sana sonsuz teşekkürler...

Anneler Günün Kutlu Olsun

 
Toplam blog
: 18
: 271
Kayıt tarihi
: 30.08.07
 
 

01.06.1968 yılında Diyarbakır Merkez Hançepek Mahallesinde dünyaya geldim; İlk-Orta-Lise ve Diyar..