Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '10

 
Kategori
Anneler Günü
 

Anneler Günü'nde annem yok diye üzülenler için, 'Anneler Günü' şiiri

Anneler Günü'nde annem yok diye üzülenler için, 'Anneler Günü' şiiri
 

Öner Samanlı, illaki doğurmakla anne olunamayacağını bir toplumsal sevda gibi işliyor şiirlerinde...


SAKİNE ANNEYİ SEVİNDİRİR YÜZLERCE ÇOCUĞU,

ANNELER GÜNÜNDE PAYLAŞILAN SEVGİYLE…

Tam on iki yıl önceydi,

Hiç unutmam bir Çarşamba,

Birden aldım ani bir karar,

O yıl ‘Anneler Günü’nde,

Olmak için annesiz çocuklara,

Koruyucu anne olmak için ben…

İşte o gün bugün, ne çok,

Çocuklarım oldu,

Büyüdüler,

Gelirken küçükler arkadan,

Dile kolay oniki yıldan,

Söz ediyorum ben…

İşte yine geldi o mutlu gün,

Giyindim süslendim bugün,

Kırmızı da rujumu sürerim,

Gerçi yüz hatlarım olsa da eski,

Zaten bana hiç,

Yalan da söylemiyor ki aynalar,

Pamuk prensesin annesi de,

Olmadım hiçbir zaman ben…

Çantalarım akşamdan hazır,

Üç kilo akide şekeri,

Beş kutu kız mendili,

On düzine erkek çorabı,

Maliyetine ve hediyeli,

Tuhafiyeci Selahattin’den…

Şekerci Şükrü’de ilk yıllar,

Alırdı etiketin yarısını,

Şimdi bende sevap işleyim diyor,

Almıyor şekerlerin parasını…

….

….

Çocuklarım olmadı hiç benim,

Kısmet de olmadı zira evlilik,

Böyle istemiş demek ki Yaradan,

Başka ne söyleyebilirim,

Korkarım Yüce Mevla’dan…

….

….

Üzüm üzüme baka baka,

Kararmazmış demek ki,

Vallahi ağabeyim bitirdi dördü,

Aldı beşinci hanımı,

Beş hanımdan on çocuk,

Verdi ona Yaradan…

Altıda yengelerden geldi,

Etti toplam onaltı…

…..

…..

Bugün anneler günü,

Ne annem kaldı,

Nede babam hayatta,

İşte bu yüzden ben,

Bir mahzun olurum hep,

Adımda Sakine…

….

Bilmezdik bizler,

Anne baba gününü,

Zaten sanki koşumluyduk,

İşe aşa, tarlaya,

Sanki doru bir at gibi…

Çalışırdı rahmetli anam…

Nurlar içinde yatsın inşallah,

İndireceğim akşama,

Ruhuna Yasin’i…

Yakınında evimin,

Yetiştirme yurdu bulunur,

Hergün oraya giderim,

Hiç doğurmadım çocuk ama,

Yüzlerce çocuğa annelik ederim…

Babamdan kalan,

Bir emekli maaşım,

Altıyüz otuz lira,

Kafamı sokmuşum iki katlı,

Müstakil kargir yapıya,

Severim evim evim,

Der derde, severim,

Başımı sokacak şükür ki,

Üç göz odalı yuvam var…

….

….

Yine kına vakti gelmiş,

Az olsa da saçlarım,

Yıllardır belik belik,

Her sabah tarar da örerim…

Bu yıl hediye gelen,

Şu hiç kullanmadığım,

Al bayraklı eşarbı,

Takınayım başıma,

Kılarım beş vakit namazı,

Amma sarınmam o,

Umacı gibi

Sıkmabaşlı türbana…

Belli etmem kimseye,

Derler zaten bana hep,

Sakine teyzemiz,

Cumhuriyet kadını,

Rahmet okurum Ata’ma,

Her namazın ardından…

Laik ve demokratım ama,

Baş örtümü adabıyla örterim,

Üşüyor artık başım artık,

Soğuk olduğu zaman…

Her ramazan tutarım orucumu,

Yüzlerce çocuğa veririm,

Mendil, çorap ve sormuk şekeri,

Birde 23 Nisan Bayramında,

Yani yılda üçbeş zaman..

….

….

Üstelik hanlarım hamamlarım,

Fabrikalarım da yok benim,

Bereketlidir kapılarım,

Kesilmez kısmetim hiçbir zaman…

Şimdi biliyorum,

Oyun parkının banklarında,

Oturmuşta bekleşirler,

Halis ile Mustafa,

Taşımak için yükleri,

Yardıma gelirler her zaman…

….

….

Görünce nasıl seğirtirler,

Sakine, Sakine,

Sakine teyzeye,

Bende derim onlara,

Sakin olun çocuklarım emi..!

….

….

Sizin olsa olsa en fazla,

On, oniki evladınız,

Ben yaşarım her anneler gününde,

Yüzlerce el öpeni….

Babamdan vasiyettir bana,

Esirgemem sevgimi,

Ver kızım derdi rahmetli,

Bol keseden sevgiyi…

….

….

Bakın nasıl seğirtti,

Kızlar ve erkekler,

Gözlerine bakın siz onların,

Ortak olursunuz sevince…

Sakine anne,

Sakine anne diyerek,

Gelirler hepside,

Bir kedi gibi sırnaşıp,

Sevilmek isteyerek,

Atılıp da kollarıma…

Yaşamak gerekli mutluluktur bu,

Siz son cümle olmayın sakın,

Bende zaten koymam son noktayı…

….

….

Ben daha nice yıllar,

Bu çocuklarımdan,

Aldıkça sevinçle umudu,

Yaşlanmam ki uzun yıllar…

….

….

Kör ebe oynarız,

Birde mendil kapmaca,

Ara sıra saklanbaç,

Salıncakta sallanmaca…

Unuttum söylemeyi size,

Günlerdir bir kazan sardım,

Onlar için ekşili,

Parmak gibi ince,

Yaprak sarma…

Canlarım benim,

Yerim o anne diyen dilleri,

Öper öper severim,

Minicik temiz elleri…

….

….

Her birisi bir kader oyununun,

Belli belirsiz dublörü,

Üstelik hiçbir sinemada,

Gösterilmez de filmleri…

….

….

Ara da bir veririz mola,

Geçtiler zaten,

Alışkındırlar yıllarca,

Bir erkek, bir kız,

Dosdoğru dizilirler sıraya…

Yaklaşanın ağzına,

Belirli belirsiz bir hızla,

Bırakırım taze bir yaprak dolma,

İşte dostlarım böyledir hayat,

Kiminin çoktur parası,

Bilmez yerinde harcamayı…

….

….

Hiç görmedim daha ben,

Darlık ve yokluk yolunu,

Yaşarım kendimce,

İzlerim ayda bir,

Ya opera, ya da tiyatro…

….

….

Kesilmez altıyüzlira,

Maaşımın hiç bereketi…

Tekrar tekrar başladık,

Canımda canım yavrularımla…

Fotoğrafçı Kerim,

Önceden zaten haberli,

Gelir az sonra,

Fotoğrafımızı çekmeye,

Her yıl olduğu gibi,

Anneleri Sakine Hanımı,

Alırlar en ortaya,

İki başta da bakıcı,

Anneleri yer alır mutlaka….

….

….

Az biraz sesler yükselir,

Yanıma yakın olmak için,

Çocuklarım bu arada,

Öğlen vakti gelecek okuldan,

Sabiha hanımla kızı,

Mesrure Hoca,

Gideceğiz büyük anneler için,

Darülaceze yurduna…

….

….

Sabiha hanım her yıl onlara,

Yapar beş altıyüz,

Çok güzel içli köfte,

Mesrure hocanımdan da,

Tereyağlı iki tepsi,

Gelir suböreği…

….

….

Ağlaşırlar ah o masum biçareler,

Her birinin yoldadır gözü,

Ya bir yakın, yada Azraili bekler,

Unutturmak ne güzel onlara ölümü,

Geldi yine, bu yılda ‘Anneler Günü’,

Geçti bir yıldönümü bakalım,

Fire verir her ziyaretimizde,

Erkek yada kadın birkaç kişi…

….

….

İçimiz burkulur,

Gözlerimiz ağıtlara gebedir,

İçimiz haykırır feryat figan,

Ne güzel,

Anneler günümüz,

Babalar günümüz,

Sevgililer günümüz,

Yaş günümüz,

Keşke yılda bir değil,

Ayda birde olsa ya,

İnsanlık günümüz…

Haydi çocuklar dağılma vakti,

Seviyorum ben hepinizi…

Öner SAMANLI

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..