Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '07

 
Kategori
Anneler Günü
 

Annelik; vallah zor iş!..

Annelik; vallah zor iş!..
 

Arsız bir hücrenin anne rahmini işgal etmesi ile başlar her şey. Korkuyla, umutla, heyecanla ve sabırsızlıkla beklenen bir süreçtir sonrası…

En güzel ve gönüllü hamallıktır annelik!

Siz bu en güzel hamallığı çekerken seve seve, sarışın bir ihanetin sabahına uyanmaktır annelik. Bilmek, susmak ve kırılan onurunuza sarılıp ağlamaktır sonrasında…

Hasta bir ruhla üzerinize doğru gelen yumruk kokusunu önceden sezip ani bir refleksle karnınızı ve bebeğinizi korumaya almaktır annelik…

Ataklıktır!

Bir gün bir fırtınanın gazabına uğrayıp sizi dışarıda, bebeğinizi içerde tek başına bırakan kapının arkasından kendinizi şuursuzca sekizinci katın balkonuna fırlatmaktır annelik…

Gözü karalıktır!

Bazen binlerce kişinin altına yatmaktır annelik, midesi bulana bulana…

Fahişeliktir!

Bazen sevdiği, inandığı, bazen ise silah zoru ile paylaştığı bedenine konuk olan davetsiz misafiri bir günah gibi herkesten saklamaktır annelik…

Suskudur!

Yüzündeki, gözündeki morlukları soranlara “merdivenden düştüm” diyerek saklamaktır annelik... Utanmaktır...
Asıl utanması gereken o değilken!

Gündüz milyonlara karşı “cennet anaların ayağı altındadır” nutukları atan kocasının aslında ne mal olduğunu herkesten gizlemektir annelik.

“Kan kusup kızılcık şerbeti içtim” misali!

Bazen bırakıp üç, dört çocuğunu evde yan komşusu ile kendini hiç ilgilendirmeyen hayatlar konusunda saatlerce dedikodu yapmaktır annelik… Yaşanmamışlıklarının acısıyla...

Kıskançlıktır!

Ardından dört yavrusunun kömüre dönen cesedi ile karşılaşmak ve binlerce kez ölmeyi dilemektir annelik…

Pişmanlıktır ölesiye!

Bazen cehaletten, bazen bilgisizlikten, bazen ise engelleyemediği dürtülerinin sonucunda sahip olduğu bebeği ya camii avlusuna, ya bir yol kenarına ya da apartman boşluğuna bırakıp kaçmaktır annelik, korkmaktır toplumun yaftalarından…

Çaresizliktir!

Gün gelip gecesini gündüzüne kattığı, uğruna ölümleri göze aldığı, hayaller, umutlar, beklentiler büyüttüğü kızından veya oğlundan dayak yemektir annelik…

Hayal kırıklığıdır!

Bazen de bırakıp ardında yılları, yolları, hiç de hak etmediği dayakları; bırakamayacağı tek varlık olan bebeğinin elinden tutup tek başına ve beş parasız hayata yeniden dalmaktır annelik…

Cesarettir, başarıdır!

Kısacası öyle veya böyle toplumun en çok ezilen, hor görülen ne nedir bilmeden, çoğu zaman yalnızca duyduklarımızla, gördüklerimizle, izlediklerimizle linç etmeye kalktığımız anne hikâyelerinin altında hangi zorlu koşullar yatıyordur kim bilir?

Kim bilir belki de eline, ayağına sarılıp binlerce kez öpesimiz, af dileyesimiz gelirdi tüm önyargılarımızdan arınıp, yargısız infaz yapmadan önce gerçek hikâyelerini bilmiş dinlemiş olsaydık!

Kim bilir hangi gizli sırlardan, kim bilir hangi namussuzların açtığı hançer yaralarından sonra düşmüşlerdir asıl adı Ayşe, Fatma, Hatçe, Zeliha olan kadınlarımız yüzlerce kişinin altına yatmak zorunda kaldıkları genelevlere.

Kısacası zordur anne olmak. Servet Kocakaya’nın da bir parçasında dillendirdiği gibi...
Vallah zor iş!!!

***Hangi şart ve koşulda olurlarsa olsunlar tüm annelerin anneler gününü kutlar gönüllerince yaşayabilecekleri günler dilerim. Sevgilerimle…

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..