Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '13

 
Kategori
Özel Lezzet Durakları
 

Antalya'da Özel Bir Lezzet Durağı, "Evin Ev Yemekleri"

Antalya'da Özel Bir Lezzet Durağı, "Evin Ev Yemekleri"
 

  • Arkadaşım eleştirmişti, “Neden Antalya’nın yeme-içme ve eğlence yerleri hakkında görüşlerini, gözlemlerini yazmıyorsun?” diye.
  •  
  • Hiç düşünmemiştim. Aslında güzel bir fikirdi ama nedense bir türlü kafamı toplayıp da kendimi bu işe veremedim. Aslında yeme-içme hususuna karşı zaafı olan ben gibi birisi için, sohbet ortamlarının da yegâne konularından birisi yeme-içme mevzuları oluyor. Tabi bir de kilo alma, göbek yapma kaygısı olmasa emin olun yirmidört saatin yarısını yemek masasında geçiririm.
  •  
  • Anadolu coğrafyasının insanı olmak zor… Yani kilo almamak hususunda zor! Sanırım dünya mutfakları içerisinde Anadolu mutfağını tutan mutfak çıkmaz. Zaten kuzey ülkelerini bu işin dışında düşünmek lazım ama Akdeniz ülkelerinin durumu pek tabi ki farklı! Ortalama iklim vaziyetimiz birbirine yakın. Gerçi Fransa’nın iklim durumu her ne kadar bizim kadar olmasa da yine de mutfağı hayli zengin. Hatta kimilerine göre dünyada birinci sırada yer alıyor Fransız mutfağı. E tabi ben bu duruma gülüyorum. Anadolu mutfağının yerini alması mümkün mü? Anadolu mutfağı daha fazla kültürden etkilenerek bu günlere gelmiş. Anadolu’nun etnik kimliğinden kaynaklı bir zenginlik tabi… Kilo alma, göbek yapma kaygısı olmasa (emin olun bütün dert budur), günün yarısını rakı içerek ve Anadolu mutfağının tatlarıyla damağımı şenlendirerek geçiririm. Hani “Rakı” deyip geçmemek lazım… Herkes “Şarap” dese de ben rakıdan şaşmam. Rakı kişilikli bir içki! Lezzeti ise zaten tartışmasız! Tabi şaraba da “Hayır” diyenlerden değilim. Epey şarap içerim ama dediğim gibi önceliğim her zaman rakıdır. Gerçi şu aralar kendimi rejime vermiş vaziyetteyim ve o güzelim Anadolu mutfağının yemeklerinden keyfimce tadamıyorum ama olsun, önemli değil.
  •  
  • “Anadolu mutfağının yemeklerinden keyfimce tadamıyorum” lafı bence fazla uçuk kaçık bir laf oldu şu zamanda. Antalya’da, Anadolu mutfağı yakalamak hiç de zor değil. Gerçi Antalya’nın her yanında “Ev Yemekleri” adı altında Anadolu mutfağından esintiler sunan lokantalar var ama bu lokantalar çoğunluk aynı yemekleri yapıp, geçiyor. Yani bildik çorbalardan ezogelin, mercimek, sulu yemeklerden kuru fasulye, orman kebabı ve ille de makarna, pilav… Fazla alternatif yakalamak zor… E tabi bunları da her yer aynı lezzet düzeyinde yapamıyor. Neden böyledir, bilemiyorum ama Antalya’da epey bir “Ev Yemekleri” adı altında lokanta açan bayanlar oldu. E tabi bir de bizim Kenan böyle bir mekân açtı. “Evin Ev Yemekleri” adıyla Konyaaltı/Altınkum’da.
  •  
  • Kenan’ın yemekleri farklı… Farkı ise yemekleri sevgiyle yapıyor olması. Bakın ben buna inanırım. Her ne kadar “batıl” şeylerle ilişkim olmasa da, bir yemekte lezzeti oluşturan ana arterin sevgi olduğunu kabul ediyorum. Sanırım Kenan yemeklerine sevgiyi katmayı beceriyor. Yemekleri çeşitlendirip, farklı lezzetler ortaya çıkarabiliyor. Tabi yemek yaparken eğlenmek de lazım… Sanırım Kenan yemek yaparken eğleniyorda!
  •  
  • Daha bu Cumartesi günü öğleden sonra Kenan’a uğradım. Daha önce hiç denemediğim yemeklerinden birisini yapmıştı Kenan. “Güveç”. Ama o bildik toprak güveçlerden kullanmamış. Isıya dayanıklı seramik kâselerden kullanmış. Beyaz renkte küçük kâseler… Tavuk eti ve diğer birkaç sebzeyi güvece basmış, fırına sürmüş. Baharatları kararında, tuzu kararında, yanında ekmek ihtiyacı hissetmeksizin gayet güzel bir lezzet yaratmış. Hem mideyi rahatsız etmiyor, hem de damağı şenlendiriyor.
  •  
  • Doğrusunu isterseniz Kenan bu işi çok iyi kıvırıyor. Sadece yemeği lezzetli yapmak yetmiyor. Dediğim gibi çeşitlendirebilmek de önemli… O alışılmış lezzetlerin de dışında farklı şeyleri sunabilmek ciddi birmeziyettir. Hani “Ev Yemekleri” deyince aklımıza ilk gelen pilav, kuru, nohut gibi yemek tercihlerinin dışında bir şeyleri de ortaya çıkarmak gerekiyor. Belki de Kenan’ın genel anlamda farkı bu olsa gerek. Birbirinden farklı mantar yemekleri, sebze yemekleri, ot çorbaları ilgi çekici… Örneğin; Herkeste brokoli çorbası yapar ama Kenan farklı yapar. Bu farkı hissetmek için gurme olmaya gerek yok. Bu farkı nasıl yarattığı hususunda teknik açıdan fazla bir bilgim yok ama Kenan bildiğim bir insan olduğundan işin içine herhangi bir dümen katmaz ama o lezzeti nasıl verdiğini de söylemez.
  •  
  • “Neden Kenan örneğinden yola çıktın?” derseniz, şunu bir kez daha itiraf etmek isterim ki Antalya’da bu işi yapan epey işletme var. Kafamı kaldırdığımda hemen her yerde bu türden işletmeleri görmek mümkün… Çoğunluğunda yapılan yemeklerden tatmışımdır ama bir kaçı hariç, geneli farklı bir şeyler sunamıyor. Hem çeşitlendirme anlamında olsun, hem de lezzet ve sunum anlamında olsun. Kenan’ın farkı tam da bunlar. Çeşit, lezzet ve sunum… Tabi bir de fiyatlandırma… Konyaaltı’nın, Altınkum Mahallesi ki sahile yakın olan bir bölgedir ve bir hayli turistikleşmiş bir mahalledir, böyle bir mahallede kabul etmek gerekir ki fiyatlarda yüksek olur. Oysa Kenan çeşit bakımından olsun, lezzet ve sunum bakımında olsun iyidir ama bunların yanı sıra fiyatları da gayet makuldür. Onbeşlira gibi bir rakama insan tıka basa doyuyor.  
  •  
  • Eğer Antalya’nın Konyaaltı/Altınkum mahallesinin pansiyon veya üç yıldızlı otellerinde tatil yapmak gibi girişimleri olanlar varsa, bu kimselere Kenan’ın yerini gönül rahatlığıyla öneririm. Hem fiyatsal açıdan, hem de lezzet, çeşitlilik ve güvenilirlik açısından. Öyle fazlasına görgü kuralının rağbet görmediği bir yerdir de. Yemek yemek gibi derdi olanlar için ideal tabi. İnsanı rahatsız eden ritüellerden fazlasıyla uzak, nezih bir ortam.  
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..