Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '10

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Apoletsiz dayatmaya hayır!...

Apoletsiz dayatmaya hayır!...
 

HAYIR!


Referandum’a hayır. Çünkü 12Eylül’de referanduma sunulacak olan değişiklik tasarısı çalışanların var olan kazanımlarını yok ediyor. Yürürlükte olan Anayasa’nın 9O. Maddesine göre kamu emekçileri grev yapabiliyorlar. Değişiklik geçtiği takdirde çalışanların hak grevi yapma olanakları da olamayacak.

“Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Uzlaştırma Kuruluna başvurabilir. <ı>Uzlaştırma Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.

Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, Uzlaştırma Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.”

Sekiz yıllık AKP iktidarı süresince gerçekleşen toplu görüşmelerde sendikaların taleplerini dikkate almamış, uzlaştırma kurulu kararlarını uygulamamıştır. İktidara destek olsun diye taslağı öven yayın yapanlar “Maaş zammı konusunda anlaşmazlık durumunda Uzlaştırma Kurulu kararları bağlayıcı oluyor. Bu son sözü hükümet yerine Uzlaştırma Kurulu'nun söylemesi durumunda memurun alacağı zammın yükseleceği anlamına geliyor. Uzmanlar “Eğer bu karar geçmiş 6 yılda uygulansaydı memurlar bu güne kadar yüzde 17 daha fazla zam alacaktı” diyerek tasarının lehinde kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Kimsenin aklına sekiz yıldır iktidarın kurulun öngördüğü maaş artışlarını uygulamadığını sormak gelmiyor.

İktidar kendi egemen anlayışına göre oluşturacağı ; “..toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, Uzlaştırma Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.” düzenlemeye “evet” denilerek biat edilmesini dayatıyor.

Anayasa değişikliği hazırlanışından referanduma sunulmasına kadar çalışanlar açısından antidemokratiktir.

AHİM kararları ortadayken memurların toplu sözleşme yapamayacağını dayatmanın neresi demokratiktir? Mahkeme kararında, "Sendika ve belediye meclisi arasında toplu sözleşme, sendikanın üyelerinin çıkarlarını savunabileceği en önemli hatta tek araçtır. Buna göre iki sene geçerli olan bu sözleşmenin feshi, başvuru sahibi sendikanın sendikalaşma hürriyetine müdahale oluşturmaktadır" denilerek AİHS'in n'inci maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere atıfta bulunan mahkeme, Türkiye'yi 10 bin avro para cezasına çarptırdı.

KESK Başkanı Sami Evren’de değerlendirmesinde değişikliğin“Grev hakkı olmadan taleplerimizi kabul ettirmemiz, gerçek anlamda pazarlık yapabilmemiz mümkün değil. Dahası, grev hakkımız yasaklanıyor. Bugün Anayasa’nın 90. maddesinden hareketle grev yapabiliyoruz. Anayasa paketinin kamu çalışanlarına yönelik hükümleri antidemokratiktir. Bunlara ’evet’ dememiz mümkün değil.” diyor.

Sadece çalışanlar açısından irdelendiğinde bile ortaya çıkan metne yüksek sesle HAYIR demek gerekir.

AKP’nin toplumda genel bir uzlaşı aramadan sadece kendi pişirip referanduma sunduğu anayasaya evet demek, 12 Eylül faşizminin dayattığı anayasayı tekrar oylamaktan öte bir anlam ifade etmiyor.

DİSK’in yaptığı değerlendirme değişikliğin arka planını görmemizi sağlıyor.”Evet demek, vesayete karşı çıkıyormuş gibi gözüken AKP’nin kendi vesayetine evet demektir.

Çünkü bu Hükümet;

• Çalışanları özelleştirme politikalarıyla işsiz bırakan,

• İşçileri taşeronlaştırmaya, örgütsüzlüğe, esnek üretime, 4-C’ye mahkum eden,

• Krizin faturasını emekçilere keserek, açlık, yoksulluk ve işsizliği yaratan,

• İşçilerin kiralanmasını hedefleyerek, sendikal ve sosyal haklarını ortadan kaldıran ve işçileri köleleştiren “Özel İstihdam Büroları”nı kurmaya çalışan,

• Katkı payları veya “dönüşüm projeleri”yle eğitim ve sağlık haklarını gaspeden,

• Çalışanlara mezarda emekliliği reva gören ve sosyal devletin bütün kazanımlarını yok sayan yeni emeklilik yasasını çıkartan,

• İşsizlik Sigortası Fonu’nu amacına uygun kullanmayarak gerçek sahibi olan çalışanlara kara günlerinde aktarmak yerine, sermayeye aktarmak isteyen,

• Emekçilerin ömürlerini tüketerek hak ettikleri kıdem tazminatlarını ortadan kaldırmaya hazırlanan,

• İşçilerin sendikal hak ve özgürlüklerini sınırlayan 2821-2822 sayılı Sendikalar Yasası’nı 8 yılllık iktidarı boyunca değiştirmeyen,

• Gece yarısı çıkarılan yasalarla sendikaları mali denetim adı altında denetim ve cezalarla iyice kıskaç altına almak isteyen,

• Bizzat İçişleri Bakanlığı’nın açtığı davalarla EMEKLİ-SEN’i kapatan, ÇİFTÇİ-SEN ve GENÇ-SEN’e kapatma davaları açan,

• Kamu çalışanlarına grevli-toplu sözleşmeli sendikal hakkı çok gören bir hükümettir!.

AKP iktidarının sekiz yıllık uygulamalarının açıkça gösterdiği gibi, yapısı, siyasal programı ve anlayışı uygun olmadığı için, yapılan değişikliklerin birçoğu mevcut yasalardan daha geri bir düzenlemeyi içermekte ve 12 Eylül anlayışını kalıcılaştırmaktadır.

Çünkü öngörülen değişikliklerle;

• Kamu çalışanları için yasakçı 12 Eylül Anayasası’ndan daha baskıcı ve mutlak grev yasağı içeren düzenlemeler getirilmektedir.

• Çalışanlar için gerçek ve özerk bir toplu sözleşme düzeni öngörülmemekte, emekliler için ise siyasal iktidarın kararına bağlı uygulama yasa aracılığıyla sürdürülmektedir.

• Değiştirilen birçok maddede eskisinden de uzun ve ayrıntılı hükümler getirilerek 12 Eylül Anayasası’nın yasakçı özü hem içerik hem de yöntem olarak olduğu gibi korunmaktadır.

• Grev ve sendikal haklar alanındaki değişiklikler anlamlı hiçbir değişim sağlamayacak şekilde düzenlenmiş olup, bir gözboyamayı ve çarpıtmayı yansıtmaktadır.

• Devletin yapısına ilişkin düzenlemeler yürütme organının ağırlığını arttıracak ve tek adam yönetimi ile polis devleti görünümünü yoğunlaştıracak bir nitelik taşımaktadır.

• Sosyal devlet ilkesini güçlendirecek, siyasal hakları ve demokratik temsili geliştirecek hiçbir düzenlemeye yer verilmeyerek, 12 Eylül 1980 darbesiyle yerleştirilen siyasal, sosyal ve ekonomik düzenin sürdürülmesini sağlayacak bir anlayış açıkça ortaya koyulmuştur.

• Anayasa’nın bazı maddelerine ekler yapılarak çocukların ve engellilerin korunması, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanınması, sendikaların grev sırasında oluşan zararlardan sorumlu tutulmaması, askeri mahkemelerin bağımsızlığını sağlamaya yönelik yetersiz düzenlemeler ve Anayasa’nın Geçici 15. Maddesi’nin kaldırılması paket içindeki olumlu yönde değişiklikler olmakla birlikte, paketin ortaya çıkaracağı olumsuzlukların karşısında denge oluşturabilecek bir ağırlık taşımamaktadır.*

Kısaca AKP bu paketle Türkiye’ye özgürlüğü, eşitliği, demokrasiyi çok görmektedir! Hükümetin toplumsal mutabakat aramaksızın “ben yaptım oldu” mantığıyla hazırlayıp referanduma sunduğu Anayasa değişikliği kabul gördüğü takdirde, belki AKP” kendi geleceğine güvenle bakabilecek”, ama, bu ülkenin emekçileri kesinlikle daha güvenli bir geleceğe kavuşamayacaktır.

AKP’nin siyasal hedefleriyle sınırlı olarak hazırlanan ve 12 Eylül düzenini PEKİŞTİRECEK bu sözde değişiklik paketi yırtılıp atılmalı, emekten barıştan, özgürlükten yana değişim sağlayacak bir anayasa ivedilikle gündeme alınmalıdır.

Bu nedenle DİSK, otuz yıldır içinde yaşadığımız baskıcı düzenin olduğu gibi sürmesinden başka bir sonuç doğurmayacak olan bu Anayasa Değişikliği Paketi’ne “HAYIR“ diyerek; özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik ve sosyal yeni bir anayasa yolunda mücadelesine devam edecektir!”

Referanduma sunulan metnin içeriğini madde, maddede irdeleyebiliriz. Ancak kamuoyunda oluşan genel kanaat referandumun amacının AKP iktidarının yargıyı vesayeti altına alma hamlesi olduğu tartışma götürmez.

Anayasa referandumunda serbest piyasa ve cemaat anayasasına tereddütsüz HAYIR diyorum.

AKP iktidarının sekiz yıldır uyguladığı piyasa ekonomisine, özelleştirmelere, kendine demokratlığına, din istismarına, kendi hukukunu yaratma dayatmasına, toplumu bölen politikalarına HAYIR! ! 12 Eylül zihniyetine HAYIR!

*Blognot:15.Maddede yapılacak değişiklikle darbecileri yargılama olanağı olmayacaktır.13 Eylül günü 30 Yıllık zaman aşımı dolacağından üzerinde tartışma yürütülen madde havada kalmaktadır. Hukukun genel ilkesi çıkarılan yasalar geriye doğru işlemez!

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..