Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '10

 
Kategori
Haber
 

Sümela'da dinler arası diyalog yansıması...

Sümela'da dinler arası diyalog yansıması...
 

Sümela Manastırı


Trabzon’da Sümela Manastırı’nda seksen sekiz yıl aradan sonra ayin yapıldı.

Hafızasını yoklayanlar anımsayacaklardır. Geçen yıl Trabzon'a gelen ve Meryem Ana'nın ölüm yıldönümü nedeniyle Sümela Manastırı'nda ayin yapmak isteyen turistlere izin verilmemişti.

Selanik Valisi ve Rus Milletvekili ile Trabzon Müzeler Müdürü arasında tartışma yaşanmıştı. Manastır girişinde yaktıkları mumları duvar diplerini koymak isteyenlere görevliler izin vermezken, bırakılan mumlar, su dökülerek söndürülmüştü. Kısa bir süre sonra manastır girişine gelen Selanik Valisi Panayotis Psomyadis ile Rus milletvekili İvan Savvidi, Meryem ve İsa'nın resmedildiği bakır işlemeli bir objeyi önlerini alarak, özel kıyafetli din adamı eşliğinde dua ve ilahi okumaya başlamaları üzerine, Trabzon Müzeler Müdürü Nilgün Yılmazer, Meryem ve İsa resminin bulunduğu objenin önündeki duvar üstüne konulan büyükçe mumu söndürdükten sonra, grubu burada ayin yapmamaları konusunda uyarmıştı. Gerginlik büyümüş, görevlilerin müdahalesiyle, olay yatıştırılmıştı.

Bu gün "Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü" olarak kabul edilen ve kutsal sayılan bu günde düzenlenen ayini, Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetti.

Bartholomeos, “Karadenizlilerin, Trabzonluların sıcakkanlı ve misafirperver olduğunu belirterek, "88 yıl sonra Sümela Manastırı'nda tarihle ve sizlerle buluşmaya, kucaklaşmaya geldik. Çok uzun bir ayrılıktan sonra bu muhteşem bölgede ve tarihi manastırda ibadetimizi yapmamıza vesile olan yüce Allah'ımıza hamdolsun.”dedi. “Sümela Manastırı on yıllarca bir efsane gibi aramızda sabırla bu günleri beklemiş. Ortodoks camiasının, hatta tüm Hıristiyan camiasının en önemli günlerinden biri olan Aziz Meryem Ana'mızın ölüm yıl dönümünün de olduğu bir tarihte, yani 15 Ağustosta burada bulunmaktan ve ayini yönetmekten büyük bir onur ve mutluluk duymaktayım.Bu heyecan, bu sevgi, bu inanç, bu bağlılık asla farklı anlamlarla bağdaştırılmamalıdır. Biz, her zaman olduğu gibi bugün de dua etmeye geldik. Burada yüzyıllarca yaşamış olan Rum Ortodoks halkının anısına ve bu manastırda hizmet etmiş keşiş ve ruhanilerimizin ruhlarına dua etmeye geldik.

Bu manastırın tarihinde, onu gönülden seven, destekleyen Osmanlı padişahlarından İkinci Beyazıt, Birinci Selim, İkinci Selim, Üçüncü Murat, Birinci İbrahim, Dördüncü Mehmet, İkinci Süleyman, İkinci Mustafa ve Üçüncü Ahmet'in anılarına dua etmeye geldik. Türkiye'nin, Ortadoğu'nun, insanlığın ve burada bulunan bizleri izlemeye gelen herkesin saadeti, huzuru ve mutluluğu için dua etmeye geldik. Çok inanan, az inanan Ortodoks veya başka mezhep ve dinden olanlar için dua etmeye geldik. Yüce Allah bu kutsal günde, bu kutsal mekanda şükür dualarımızı kabul etsin.”dedi.

Sümela Manastırı "Meryem Ana" adına kurulan ve "Sümela" adını "siyah" anlamına gelen "melas" sözcüğünden aldığı söylenen manastıra verilen bu ismin, manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar'dan geldiği düşünülüyor. "Sümela" kelimesi, buradaki Hazreti Meryem tasvirinin "siyah" rengine bağlanabiliyor.

Hakkında çeşitli rivayetler bulunan ve kuruluşu bilimsel verilere göre 13. yüzyıla dayanan manastırın 1650'ye kadar dış kapısı üzerinde görülebilen 1360 tarihli, beş mısralık bir manzum kitabede 3. Alesios, bu tesisin kurucusu (ktetor) ve "Doğu ile Batı"nın (Iberia) hâkimi imparator olarak gösterilmişti.

Bir güneş tutulmasını 1361 yılında manastırda karşılayan Alesios, 1365 tarihli vakfiyesi ile de manastırın bütün idari şartlarını, arazisini, gelirlerini düzene koyduktan sonra Trabzon'a gelecek bir tehlikeyi, bir Türk akınını önlemek için buradaki keşişlerin daima uyanık bulunmalarını istedi.

Hizmet birimleri, misafirhane, mutfak, ayazmanın dışında 72 odası bulunan manastırın, Trabzon Kommenoslar olarak bilinen ve 1204 tarihinde Trabzon'da kurulan Kommenos Prensliği zamanında önemi arttı ve fermanlarla gelir sağlandı.

Doğu Karadeniz kıyılarının Türk egemenliğine girmesini takiben Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim'in (1512-1520) manastıra 2 şamdan hediye ettiği, ayrıca Trabzon Fatihi II. Mehmet'in (Fatih Sultan Mehmet) de manastırın haklarını tanıdığı ve birçok manastırda olduğu gibi Sümela'nın da haklarının fermanlarla korunduğu biliniyor.

Bu güne kadar iki kez görme olanağı bulduğum Sümela Manastırı’nın kültürel değeri yadsınamaz. Manastırı gezerken zarar görmüş mozaiklerin durumu içler acısıydı. Umarım bundan sonra daha iyi bir şekilde korunur.

Dinler arası diyalog sürecinin yansıması olarak gördüğüm bu günkü ayin kuşkusuz dünyada Türkiye hakkında olumlu yansımalara neden olacaktır. İnançlarından ötürü insanların boğazlandığı topraklarda yaşanan karanlık fotoğrafların izlerinin yok olmasına vesile olur, umarım…

15Ağustos 2010 ANKARA Necati TÜFEKCİ

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..