Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '06

 
Kategori
Psikoloji
 

Araf' ta zamanlar...

Araf' ta zamanlar...
 

Araf... Evet aynen Araf burası. İki dünyayı bağlayan, diken, koparmayan... Korkutucu... Cehenneme gidiyor gibiyim... Sıram gelince beni kapısından itecekler ve merhaba ölümün sıcak nefesi! Evet... Sinyal sesleri, anonslar ve trenle alakalı ne varsa... Korkutucu olan buraya uzun zamandır gelmemiş olmam değil korkutucu olan yeni bir şeylerin çıkageleceği... “Cehennem Zebanisi” nden aslında korkmamam gerektiği... Bekleme Salonunda beklemek gerginken ellerimin hakimiyetini zor sağlıyorum. Trenler gelip geçerken bu gelenin “Benim Tren”im olmamasını umuyorum. Başkent Ekspres... Bir Numaralı Peron... Kim ine kim kala; Trenler geldikçe benim halim ne ola... Kapıdan girecek “Zebani” ile el sıkışırken Cehennem anlaşmama muhteşem ve muhtemel imzamı atarken de bu kadar korkmam lazım mı? Yoksa cesaret zaten korkmak mıdır? Yeni ne kadar korkutucu ise bir o kadar da yeni... Hayatınıza yeni bir parça ekleniyor; hayat çemberi büyüyor ve Doğu Ekspres ya da başka bir trenle midenize yumruklar iniyor. Yurdum insanı trenden iniyor, Ankara menşeili yolunu tamamlamak, rahatlamak adına oturuyor Araf’a... Başka bir Cehennem’ e Eskişehir’e gelmiş ki ben de yeni bir halkayı “Bilinmeyen Zebani”yi Eskişehir’ de ağırlayacağım. Ey Cehennem gel haydi!

Babasının renkli gözlü varyasyonu olan Turuncu Ufak Şey etrafına dalgın bakarken onun yerinde olmak var diyorsunuz; Ne Araf’tan ne Cehennem’ den ne de yeni olandan korkusu var. Ufak Boy Cesaret! Bilmediğini bildiği için korkmuyor. “Freud Bilinci” gelişmemiş Noel Baba Şapkalı Mini Korkusuz... Hatta Bayan Mini Korkusuz... Bilete bakışı bile korkusuz! Trende kim bilir ne yapar!

Doğu denen ekspresin saatlerine anlam verememişken ne kadar bekleyeceğimi de bilmiyorum. Korkum bekledikçe artıyor ve o an gelince zirve yapacağım ve “Bungee Jumping” hesabı aşağı hızla düşeceğim!Başkent, Haydarpaşa’ya giderken yanıma kül tablasının teki oturdu. Öhö öhö! Ciğerlerimi katlettin sağ ol!

Şimdi bakıyorum da cümlelerimin arasında bağ yok! O kadar saçmalamışım ki bir kağıt boyu ve hala rahatlayamadım! Ne kadar beklemem umuluyor bilmiyorum ama sabırlı olduğum kadar da beklemeyi sevmem. Üşüyorum... Ürperiyorum... Sıcaklığım düşüyor... “Kutba” giden bir sergüzeşt oldum... Donuyorum! Buz dağı çarpıyor bir yerime ve batacak gibi oluyorum... G. ile Y. buradaydı. Başkent’ e binip İstanbul’a gittiler. Onları görünce de gerildim tabii ama zaten gerginken ikinci kez gerilmek anlamsızdı sonra vazgeçtim ikisinden de.

“Sigara İçilmez” yazıyor madem de ben neden duman soluyorum? Neden üşüyorum?Neden güzel adamlar görüyorum? Ve neden güvenlik bana alık alık bakıyor?? Korkum artıyor, arttıkça beklemek istemiyorum...Kıyamet geliyorsa gelsin! “Cause I’m Broken”...Yo değilim de “I’m So Scared” desem daha mantıklı... “So F**kin’ Scared!” Z. de İngilizce sınavına (vize) girecekti ne yaptı acaba? Rahatlamasını umuyorum ama ya ben?!Nasıl gerginim ve neden gerginim? “Yeni” ye ait yüzü bile unuttum!!Üşüyorum!Donuyorum...İstemiyorum... “Demiryolu Güvenç Yolu, Güven Yolu ve Bayındırlık Yoludur” demiş Atatürk. Ama ben sırf bu yüzden inanılmaz stresli ve güvensizim nasıl olacak Atam nasıl??

Hoşnudiye Mahallesi nerede? Hatta Cengiz Topel’ in neresinde? Ve neden midem bulanıyor ısrarla, inatla ve acıktığımda yiyemiyorum?Ne zaman “Çocuk Yapabilme Potansiyel Belirtileri” ne haiz oldum? Ne zaman “Kadın” oldum ne zaman??

Hiçbir “olasılık” bizim “Zebani” ye benzemiyor. Karnıma atılan her yumruk kusturuyor! Gar denen yer “İhl*s Motor”u hatırlatıyor ve gülüyorum. Hatta güvenlik anonslarını... Hatta bizi “Kirli İşler” çeviren birileri algılayışlarındaki iğrençliği... Y.T. oldukça felsefe sahibi bir adam... Gara neden sevgilini yolculuk etmiyor ya da birini beklemiyorsan götürürsün ki?

Doğu Ekspres’ e dair bir iz bile yok... Hatta Başkent’ ten beri tren adına bir şey yok... Beklemekten sıkılmaya az kalmış! Anonslar yok, inen yok, Tren yok; Raylar susuyor inatla... Ben bekledikçe daha çok geriliyorum... Yanlış yerde miyim?Yanlış biri miyim?Yanlış mıyım? Üşümek ürperti dalgaları halinde yayılıp sinir ederken beni beklemenin de sinirlendirdiğini anlıyorum, kızıyorum... Turuncu Mini Boy Cesaret uyumuş... En güzeli... Ben de uyumak ve uyanmamak; uzun süre “Uyuyan Güzel Kırması” olarak kalmak istiyorum. İyi Geceler Dünya! Toplu mizansenimizde uyumak bize yaraşırdı doğrusu.

Tepeme biri dikilecek ve bana “None?” diyecek... Gerilmekteyim... Anons Sesleri duymaktayım; Doğu geliyormuş...Ama galiba Doğu’ ya gidecek... Yani...Dur ya!!Bilecik Eskişehir’in batısında değil mi?? Bu tren yoksa??Hayıııırrrr!! “Beş Dakika” dedi sayın anons yapan kişi... “Noel Cesaret” gidiyor. Tren geliyor cesaretim kırılıyor...Bütün tanımadıklarımı tanımamazlıktan gelmek, hiç kimse ile tanışmamak istiyorum... “Tanıdıklık Tadında Tatsızlık” istiyorum. Doğu gelme! Gelme ki beni germe... Karşıma oturan, korkunç renkli gözleri olan sinirli ağabey gibi yapma beni! Üşüyorum; Kapılar açıldıkça üşüyorum... Bütün kapıları kapatın! Kimse gelmesin! Her şey ve Herkes gitsin!Araf’ımda yalnız bırakın beni! Gerginliğim tırmanıyor, tırmanıyor, tırmanıyor... Sakinlik “None” oluyor; “None” geriliyor, Trenlere olan sevgim azalıyor... Ve anons... Gerginliğim üşüme yapıyor bunu da anladım. Of ya bitse de gitsem! Hiçbir şey istemediğime daha önce de karar vermiş miydim? Dur bir daha vereyim: “Hiçbir şey İstemiyorum!”

Anons ve Tren... Haydi sessizlik olsun ve gerilelim! Korku müziği verin! Tın Tın Tın Tın Tın Tınnnnn... Eee??“Zebani”miz nerede? Ve Doğu gider...Eee? soruyorum nerede “Zebani”?Gelmedi ve ben 14.30’ a kadar beklemeye karar verdim... Eğer “Benzeri Olasılığı” ya da “Kendi”si gelmezse giderim! Haydi bakalım... Saat 13.51... Buyurun bekleşmeye... (7 dakika sonra) “Sayın Zebani”ye merhaba diyin, çünkü kendisi tüm gülümsemesi ile karşımda duruyor!!

Devamı Daha Sonra...

Saygılar Efendim...

Nonethelessh – 21.Aralık. 2006 Perşembe – Saat: 10.27

 
Toplam blog
: 58
: 883
Kayıt tarihi
: 24.09.06
 
 

Tuti mucize-i guyem ne desem laf değil, çerh ile söyleşemem ayinesi saf değil! Ne acayip... ..