Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '18

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Aral Gölü’nü Kurtarma Umutları

Aral Gölü’nü Kurtarma Umutları
 

Kuruyan Aral Gölünde Gemilerin Yanında Develer


Dünyanın bir çok yerinde ekolojik sorunlar olduğu malum. Bunlar içinde en yürek burkanı ve trajik olanı herhalde Aral Gölü’nün kurumasıdır. Yıllardır dünyanın gündeminde olan Aral felaketi nihayet çözüme kavuşuyor gibi. 24 ağustos 2018 tarihinde Türkmenistan’da, Uluslararası Aral’ı Kurtarma Fonu (İSAF) zirve toplantısının 9 yıl aradan sonra yapılmış olması umutları arttırıyor.

Zirve’ye İSAF’ın kurucu devlet başkanları, yani Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhamedov, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Özbekistan Devlet Başkanı Şavkat Mirziyoyev, Tacikistan Devlet Başkanı Emomali Rahmon katıldı. Kırgızistan Devlet Başkanı Sooronbay Ceenbekov ise zirvede onur konuğu olarak yer aldı.

2017-2019 yılları itibariyle bölgesinde Uluslararası Aral’ı Kurtarma Fonu’nun dönem başkanlığını yapmakta olan Türkmenistan Devlet Başkanı, zirvenin karşılıklı bir anlayış ve açıklık ortamında gerçekleştirildiğini ve tarafların eşit işbirliği için ilgi gösterdiklerini ifade etti. IFAS faaliyetlerinin çeşitli yönleri, iyileştirilmesi konuları ayrıntılı olarak ele alındı.

Bilindiği gibi, Aral Gölü’nün kurumasına Sovyet döneminde uygulanan yanlış tarım politikaları sebep olmuştur. Günümüzde kurumakta olan Aral Denizi'nin yataklarından her yıl 150 milyon ton zehirli toz rüzgarla dünyanın çeşitli bölgelerine savrulmaktadır. Bu afeti, bölgesel olmaktan çıkarıp küresel boyuta taşımaktadır. Çünkü, bu zehirli toz Asya, Avrupa ve hatta yerleşimin az olduğu Antarktika'da insanlar tarafından soluklanmaktadır. Bundan dolayı bu afet sadece Orta Asya'nın meselesi olmaktan çıkmış ve bir dünya meselesi haline gelmiştir.

Araştırmacı Ruslan Osmanov’un belirttiğine göre, üzeri beyaz pullarla kaplı kum şehirleri ile çöl manzaraları şimdi Özbekistan ve Türkmenistan için sıkça rastlanan bir görüntüdür. Güney veya Büyük Aral neredeyse tamamen kurumuş durumdadır ve fırtınalardaki tuz bulutları havzaya bitişik olan ülkelerin şehirlerini kaplamaktadır. Resim bir kıyamet manzarası şeklindedir: Boş sokaklar, ufku kapsayan yoğun gri duman ve insanların burada yaşadığı gerçeğini anımsatan ışıldaklar. Son yıllarda, bu gibi fırtınalar daha sık hale gelmiştir. Deniz, sanki bir zamanlar kendisine yaptıklarından dolayı insanlardan intikam alıyor gibidir. Ne yazık ki, bir zamanlar balıkçılık yapılan ve dinlenilen o güzelim bölge bugün paslı gemileri ve dikenli çalılıklar adaları ile beyaz yarıkları olan bir çöle dönüşmüş ve film yapımcılarının kıyameti betimleyen eserlerine veya depresif müzik klipleri için hazır bir stüdyo haline gelmiştir.

Aral Gölü'nü besleyen büyük nehirlerden Amuderya (Ceyhun) suyun yüzde 80'ni Tacikistan nehirlerinden alırken Sirderya (Seyhun) da Kırgızistan'da doğuyor. Afganistan, Türkmenistan ve Özbekistan'dan geçen Amuderya, söz konusu ülkelerin tarım arazileri için kullanılıyor. Sirderya da Özbekistan ile Kazakistan'ın güneyindeki tarım alanlarını besliyor.

Aral’ı kurtarma çalışmaları ancak SSCB çökmesi ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlığına kavuşmasından sonra başladı. 1993’te Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan liderlerinin ortak kararı ile 1993 yılında Uluslararası Aral’ı Kurtarma Fonu (IFAS) kuruldu. Onu kurtarmak için bir çok proje teklif edildi. Örneğin, Hazar Denizi'nden Aral Denizine bir kanal kazılması veya Sibirya nehirlerini yönünü çevirme ya da Ob ve İrtiş’in sularını Aral'a boşaltma gibi. Ancak bu projeler, teknik olarak mümkün olsa da, başka çevresel felaketlere yol açabilirdi. Bu nedenle, ekosistemin geri kalanı için bu kadar çılgın olmayan ancak oldukça güvenli olan bir yol seçildi: Aral’ın parçalara bölünmesi ve her bir parçanın ayrı ayrı kurtarılması.

Bu şekilde gölün kuzey kısmı Kazakistan tarafından kurtarıldı. Orada, önce kumların içine girip kaybolan suyu tutmak için Kökaral (Gökaral) barajının yapımına başlandı. Kuru baraj havzası su ile dolduğunda, biyologlar flora ve faunanın restorasyonunu üstlendi. Çabalar boşuna değildi: Şimdi Küçük Aral'daki su seviyesi 50 metreye ulaşmaktadır, bir litredeki tuz konsantrasyonu o kadar azaldı ki, rezervuar balık yaşamı için o kadar uygun hale geldi, şimdiden balık türlerinin sayısı iki düzineyi aşmış bulunmaktadır.

Küçük Aral'ın yeniden canlandırılmasının bir örneği, bilim adamlarının Büyük Aral'ı yeniden canlandırmanın mümkün olduğunu umduğunu göstermektedir. Ancak bu, uzmanlara göre, mali destek, siyasi irade ve yetkin bir bilimsel yaklaşımı talep etmektedir. Birincisi, Özbekistan ve Türkmenistan'daki eskimiş ve verimsiz sulama kanallarının iyileştirilmesi gerekiyor. İkincisi, yaz aylarında zaten buharlaşan Amuderya deltasında sığ rezervuarların bakımından vazgeçilmelidir. Bu akarsular hala suyun olduğu Büyük Aral'ın batı kısmını doldurmaya yönlendirilebilir. Üçüncüsü, Özbekistan ve Türkmenistan'da çevre felaketine rağmen, aynı sanayi ölçeğinde büyümeye devam eden çok su isteyen ürünlerin ekiminden vazgeçilmesi gerekmektedir.

Bunlar, Büyük Aral'a yaşama şansı veren projelerin birkaçıdır. Gelecekte çok daha fazla seçenekler olabilir. Uluslararası Aral Denizi’ni Kurtarma Fonu ve bölge ülkelerinin hükümetlerine 70'den fazla proje sunuldu. Bunlara bölge dışından başka ülkelerin de destek vereceği muhakkaktır. Çünkü dünya ülkeleri, bu gölün kuruması dünya çapında bir felaket olduğunu ve eğer durdurulmazsa, bunun olumsuz sonuçlarının dünya her tarafında hissedileceğini bilmektedir.

Şimdiden Aral Denizi'nin kurumasından etkilenen insan sayısı 5 milyonu aşmaktadır. Bu insanlara solunum yolu hastalıkları, yemek borusu hastalıkları, gırtlak kanseri gibi hastalıklar teşhisi konmuştur.

24 Ağustos 2018’de Türkmenistan’da, Uluslararası Aral’ı Kurtarma Fonu (İSAF) kurucu devlet başkanlarının zirve toplantısında bir araya gelmiş olması gölün kurtarılması yönündeki umutları kuvvetlendirmektedir.  

 
Toplam blog
: 22
: 124
Kayıt tarihi
: 03.11.11
 
 

  Mesleğim tarihçi. Özellikle Türk dünyası tarih ve kültürü üzerine araştırmalar yapıyorum. Tarih..