Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

ARALIK

Biten yılın gideni, gelecek yılın müjdeleyeni diyebileceğimiz Aralık ayı, genel yaşantımıza ne yazık ki; bu yıl da beklediğimiz, olumlu katkıda bulunamadı. Yaprak dökümü devam ediyor. Ekranlara bakamaz olduk. Genel sorunlara, hastalıklara, kazalara verdiğimiz kayıpları aratır oldu Pandemi dönemi, içinden çıkamadığımız bir hal aldı.

Bunca uyarıya rağmen, gereken önlemler ne devletimiz ne de biz halk tarafından yeterince alınamadı, can kayıpları, hastanelerin durumu, işsizliğin hat safhada olduğu yetmezmiş gibi işini kaybedenlerin sayısı endişe verici boyutlara ulaştı. Hava da buna uygun davranıyor adeta birkaç gün güneş yüzünü gösterdi. İçimizi açıp ruhumuzu aydınlatmasına sevinelim mi? Yok sa hızla yaklaşan kuraklık adına üzülelim mi? Bilemedik. Birkaç günden beri de yağmur bir gösteriyor kendini umudumuzu yeşertiyor. Bir bakıyoruz kaçıveriyor bulutların ardına, Aralık; adı gibi arada derede kalıyor işte, Kış desen değil, bahar desen hiç değil! Ne yazık, pek çok insan için “son” var baharlar yok artık.

Zaten mevsimler değişeli beri, ne baharımız belli ne yazımız ne de hayran olduğum renk cümbüşü güzümüzü keyifle yaşayamaz olduk, keyifle yaşayabildiğimiz şeyler de bir bir kayıp gidiyor elimizden, mesela; biz eskiden sinema, tiyatro bileti için sıra beklerken tanışır, oyunlarda, konserlerde hiç tanımadığımız insanlarla ellerimiz patlayıncaya kadar alkış tutardık. Arkadaşlarımızla kitaplardan sözcükler, şiirlerle bilmeceler üretir, yemeklerin resimlerini değil sofralarımızda lezzetini paylaşırdık. Düdüklüde kek, çay demleninceye kadar tavada börek yapardık, ne olduğunu anlayamadığımız bir şekilde, bütün güzelliklerimiz sabun köpüğü gibi yavaş yavaş eriyiverdi insani değerlerimiz, asansörde yüzünü duvara dönen, sokakta selam vermemek için başını çevirenlere dönüşüyorduk, o bile yetmedi pandemi canavarı geldi. Tuz biber ekti. O günleri bile arar hale getirdi bizi, her şeye rağmen önce sağlık olsun deyip, susan sözcüklerim için de şiire sığınıyorum.

“Evlerin içi oda oda üzüntü,

(…) Evlerde nice nice cinayetler işlendi,

Ruhu bile duymadı insanların.

Dört duvar arasında aile sırları,  

Dört duvar arasında dünyanın kahırları:

Bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın

Gözyaşlarıyla beslendi.” Behçet Necatigil’

 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..