Arda Turan'ın ağır sorumluluğu

Bir süre önce Galatasaray’ın kendisini başarılara taşıyan eski futbolcuları ile olan ilişkisini, futbolcuların takım veya kulüp içindeki pozisyonlarını konuşmuştuk. Bu futbolcuların zaman içinde takımdan ayrılma biçimleri de özellikle tepki görmüştü.

Açıkçası bu futbolcu karakterinin Galatasaray’daki son örneği Arda Turan’ın kişiliğinde kristalleşiyor gibiydi. Arda Turan özellikle kaptanlığa getirilip, bu takımın merkezine yerleştirilerek bütün sorumluluğun üzerine yıkılması geçen sezon başına dayanıyordu. Hatırlamaya çalışırsak Aziz Yıldırım o tarihte Arda ile ilgili Galatasaray kulübüne bir teklifte bulunmuş, Adnan Polat da futbolcusunun Galatasaray için neler ifade ediyor olduğundan söz etmişti.

Sonuç olarak Adnan Polat Arda’yı o beklentilerin merkezine yerleştirdi ve kendisi geri çekildi.

Arda’nın son iki sezon performansı Galatasaraylıların ona karşı bir tepki geliştirmesine neden oldu. Hatta milli maçlarda gösterdiği üst düzey başarı çizgisinin yanına bile yaklaşamıyor oluşu ön plana çıkarıldı, kıyaslandı.

Medyadaki bir takım ağır Galatasaraylılar bu modern olmayan futbolcu merkezli anlayışın doğruluğunu savunan eski günlere atıfta bulunan yazılar yazdılar. Kuşkusuz bu Arda’nın yükünü bir kat daha arttırdı.

Arda’nın üzerine yüklenilen misyon çok ağırdı ve genç futbolcunun bunun altında ezildi.

Oysa futbol bir takım oyunudur, Arda da bu takımın en önemli yıldızı ancak bir parçası olarak görülebilmeliydi. Arda’nın saha içinde ve yedek kaldığı zamanlarda kulübeden hakemin kararlarına tepki gösterme biçimi, tarzı da bu sorumluluktan kaynaklanan zorlama bir refleksti. Fazlasıyla da sırıtıyordu.

Arda Turan şimdi Avrupa’da futbol oynama arzusunu öne çıkararak takımdan ve bu ağır sorumluluktan kurtulma yolu, çıkışı arıyor.

Haklıdır.

Her kim olsa aynı tepkiyi verirdi.

Hiç şüphe yok ki son on yıl içinde futbolumuz içinden çıkan, parlayan ve yıldızlaşan en önemli oyuncudur Arda Turan. Bu yetenekleri tartışılmaz yıldız oyuncuya sorunlardan boğulmuş ve kimsenin gelecek planlaması yapmadığı Galatasaray’ı kurtarma misyonu verilmesi onun temel varlığını, zihnini birkaç parçaya bölmek anlamına gelmektedir.

Arda’nın Avusturya maçında attığı golden sonra medyaya gönderdiği mesaj da bu parçalanmışlığın nedenlerinden bir tanesidir.

Bu durumu Arda Turan yaratmamıştır. Süreç onu yetenekleri nedeniyle böylesi bir pozisyona sürüklemiş olabilir ancak yönetimler kendi sorumluluklarını başkalarına yükleme kolaycılığına yönelmeseler kuşkusuz böylesi alt üst oluşlar yaşanmayacaktır.

Arda Turan’ı yaptığı hareketi nedeniyle eleştirebiliriz ancak bunun nedenlerini öncelikle doğru bir şekilde konuşabilmeliyiz.

Futbolun bir takım oyunu, herkesin eşit derecede öneme ve göreve sahip olduğunu asla aklımızdan çıkarmamamız gerektiğini unutmamalıyız. Kurtarıcılardan medet umanlar zayıf kişilerdir.

Arda Turan’ın görevi futbol oynamaktır. Onu rahat bırakalım ki onun da kafası rahat olsun. O bir kurtarıcı değil yıldız oyuncudur.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com