Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '13

 
Kategori
Felsefe
 

Aristoteles

Aristo Makedonyalıydı. Babası ünlü bir hekimdi. İlk eğitimini babasından aldı. Delikanlılık çağına geldiğindeyse, Platon’un, şöhreti dört bir yana yayılmış olan okulu Akademia’da okumak üzere Atina’ya göçtü. Aristo, Atina’ya geldiğinde Platon okulda değildi. Atina dışında bir geziye çıkmıştı. Yerine de yeğenini bırakmıştı.

Aristo, bu yeni öğrenim döneminin başlangıcında biraz da olsa zorlandı. Çünkü Yunancayı bilmiyordu. Üstelik Atina’nın gelenekleri, geldiği yere göre bir hayli farklıydı. Her şeyde bir hayır vardır,  diyenler haklı olmalı ki, Aristo’da üzerindeki bu olumsuz baskıyı, kendisini derslerine vererek aşmaya çalıştı. Zaten çok zeki ve çalışkan olmak sanki onun doğasında vardı. Bu yüzden Platon, biraz da alaycı bir ifadeyle ona, Hafız adını takmıştı. Tıpkı şimdikilerin, inek dedikleri gibi. Platon’un ölümü yaklaştıkça, Aristo, okulun liderliğinin kendisine bırakılacağı gibi bir beklentiye kapılmıştı. Ne var ki bu umudu boşa çıktı. Çünkü Platon okulu yeğenine bıraktı. Aristo buna çok içerlemişti.

Daha sonra İskender’in babası, Aristo’yu Makedonya’ya, oğluna eğitim vermesi için çağırdı. Atina ile Makedonya arasında askeri ve siyasi açıdan gerilim olduğu için, Atinalılar, Aristo’nun bu çağrıya uymamasını söylediler. Aristo bu uyarılara kulak asmadı ve Makedonya’ya, İskender’i eğitmeye gitti.

İşte yıllar sonra İskender, Yunanistan da dahil olmak üzere birçok ülkeyi fethedip, bir cihan devletinin peşinde koşunca, Atinalılar, bu ideali İskender’in kafasına Aristo’nun soktuğu paranoyasına kapıldılar.

Üstüne üstlük, Aristo’nun, şehrin diğer yakasında eşine bugünlerde bile rastlanamayacak muhteşemlikte bir okul yaptırması, finansmanını da İskender’den sağlaması Atinalıları iyice çileden çıkarmıştı.

İskender’in ölümüyle birlikte kurduğu imparatorluk da çöküverince, Aristo, Atinalılardan gelebilecek muhtemel bir saldırıdan çekinmiş ve kendisini güvende hissedebileceği, aynı zamanda annesinin de yaşadığı bir adaya çekilmiştir.

Aristo, Platon’u, İdealarla, şeyleri birbirinden ayırmakla, bunları ikili olarak ele almakla eleştirmiştir. Ancak, Platon’un otuz altı eseri birden incelendiğinde, Platon’un da bu meselede kesin bir sonuca varmadığı ve bir sentez oluşturma çabasında olduğu anlaşılmaktadır.

Bütün bunlara rağmen Hocasının ölümüne çok üzülen Aristo, daha sonra Çanakkale yakınlarındaki Asos’a gidip, orada halktan bir kadınla evlendi. Mezarı halen oradadır.

Ahmet Güreşçioğlu

 
Toplam blog
: 164
: 710
Kayıt tarihi
: 13.09.06
 
 

1956 yılında doğmuşum. Tanrı Bilimi Eğitimi aldım. 78 kuşağından olmanın verdiği şevkle olsa gerek;..