Arsızdan ırzını satın al

Uluslararası toplum uluslararası arsızlara dönüşmüş, bütün utanmazlığı ile Türkiye’nin üzerine gelirken bugüne kadar Türkiye nasılsa bir iki ay sonra geri dönecek elçiyiyi geri çağırmaktan başka bir karşılıkta bulunmuyor. Türkiye’nin bu tavrı karşısında pusuda bekleyen kurtlar misali diğer arsızlar da cesaret bulup aynı yalanları tasdikliyorlar. Bu durum Ermeni soykırımı yalanını ilk defa 1965 yılında Uruguay’ın tanımasından itibaren günümüze kadar en son Almanya’nın da yalancı arsızlara katılmasıyla beraber 29 kere tekrarlanmış oluyor. 29 kere tekrarlanan bu iftiraya karşı Türk Hariciyesinin hafızalarımızda kalan etkili bir hamlesini hatırlayanımız var mı? Yok. Kararı alan ülkeye karşı Türk Kamuoyunun gazını almak için elçi geri çağrılıyor sonra Türk Halkı başka bir gündemle meşgulken elçi sessizce geldiği ülkeye geri dönüyor.

Bu 29 arsız devletten Fransa, İtalya, Rusya, Hollanda ve son olarak Almanya soykırımdan sabıkalı ülkeler. ABD henüz Fedaral Mecliste kararı tanımasa da 44 eyalet kendi meclislerinde kararı tanıdılar. ABD’de önce Püriten atalarının İngiltere’deki din baskısından kaçıp Amerika kıtasına yerleştikten sonra Kızılderililere yaptığı soykırıma bakmalı. Fransa 24 Ağustos 1572’de Paris’te öldürdüğü 60.000 Huguenot’u (Fransız Protestanları) hatırlamalı. Hatırlamıyorsa hatırlatmalı. Yine Afrika Kıtasını sömürgeleştirirken yaptığı soykırımlar Fransa’nın boynuna asılmış bir yafta olarak duruyor. Rusya Ekim 1917 Devriminden bu yana dolaylı yada dolaysız özellikle Stalin döneminde gerçekleştirdiği vahşetleri unutturamaz. Sömürgeci geçmişinde Hollanda’nın Güney Afrika’daki altın madenleri uğruna gerçekleştirdiği yerli cinayetleri unutulabilir mi? Bir başka sömürgeci ve İkinci Dünya Savaşı’nın mimarlarından İtalya’nın Afrika’daki soykırımlarını bilmeyen var mı? Gelelim Almanya’ya. Arsızlığı kahpelik seviyesini de aşmış, yemediği halt kalmadığı halde Türkiye’ye iftira atma küstahlığında bulunuyor. Dünya’da milyonlarca insanın öldüğü iki büyük savaşın yani hem Birinci Dünya Savaşı’nın hem de İkinci Dünya Savaşı’nın baş aktörü, Yahudileri canlı canlı fırınlarda yakan, Yahudiler üzerinde ölümün her tarzını deneyen utanmaz Almanya da soykırımdan bahsediyor ya gerçekten Dünyanın çivisi çıkmış. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti ile yan yana savaşan, subaylarını bile veren Almanya eğer ortada bir soykırım varsa sen de buna ortaksın demektir. İkinci Dünya Savaşı’ndaki sabıkasından dolayı hala denetimli serbestlik uygulanan, ordusu ve silahları sınırlandırılmış Anayasası bile İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından hazırlanarak ehilleştirilen Almanya bugün Türkiye aleyhine soykırım kararı alıyorsa , Haç’in Hilalle kavgası bitmemiş demektir. Türkiye Müslüman kimliği ile varolduğu sürece de bu kavga değişik versiyonlarıyla sürüp gidecektir.

Almanya Federal Parlamentosu’nun ve diğer ülke parlamentolarının almış olduğu soykırım kararlarının Uluslararası Hukuk açısından hiçbir önemi yoktur. 1648’deki Westphalia Anlaşmasıyla kabul edilen ve devletlerin egemen eşitliğine dayalı Dünya Sistemi’nde ulusal parlamentoların kararları bir başka ülke için bağlayıcı değildir. Kararlar sadece  sembolik bir anlam taşır ki sembollerde  bakış açısına göre anlam taşır. Türkiye aleyhine uluslararası hukuka uygun bir yaptırıma dönüşemez. Türkiye ise elçiyi geri çağırmanın yanında başka seçenek tepkiler ortaya koymalıdır. Uluslararası İlişkilerde küresel bir aktör olmak istiyorsa, kendine güvenli hareket edip pekala TBMM’de Fransa aleyhine, Almanya, Rusya İtalya, Hollanda ve diğer devletler aleyhine soykırım kararları alabilir. Onların ki parlamento da bizimkisi kahvehane mi? Millet böyle bir tepki bekliyor vekillerinden.

Kimse Türkiye bunu yapamaz çünkü dışa bağımlı demesin. Türkiye bundan fazlasını da yapar. En umutsuz zamanlarında küllerinden yeniden doğar. Yeni bir Kuvai Milliye ruhuyla soykırım yalancılarını dize getirir.

MUTLU BİLGE

05.06.2016 / BOLU

www.boluhavadis.net