Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '16

 
Kategori
Öykü
 

Artık zamanlarda yaşamak,Sadaka sevgiler (Bölüm 1)

Artık zamanlarda yaşamak,Sadaka sevgiler (Bölüm 1)
 

 Orta yaşlı kadın uyanır uyanmaz yatağından kalkmadı o sabah. Gerindi,gerindi ve düşünmeye başladı.Penceredeki perdenin aralığından içeri dolmaya çalışan güneş ışınlarına bakarken düşündü.

 Bir yıl önceye dayanıyordu Adamla tanışması. Eşini uzun bir süre  önce kaybetmişti. Tek çocuğu ,kızı da bir başka şehirde yaşıyordu.Okul bitirdikten sonra orada iş  bulmuş ve o şehirde kalmıştı. Yapayalnız,bu sahil kasabasında bir kaç arkadaşı ile tam bir emekli yaşamı sürerken birden  Adam çıkmıştı karşısına.

 O gün marketten çıkarken çarpişmıştı Adamla. Adam zarif, orta yaşın biraz üstünde, çok karizmatik biriydi. Çarpıştıktan sonra kolundan tutup dengesini sağlamasından, gözlerinin içine bakıp özür dilemesinden çok etkilenmişti Kadın.Uzun zamandır bir erkeğin şefkatine, iltifatina o kadar muhtaçtı ki Adamın bir kahve içme teklifini red edemedi.

 O gün başlayan dostlukları kısa sürede çoşkulu bir ilişkiye dönüştü.Adam büyük şehirde oturuyordu.Kadının oturduğu sahil kasabasındaki yazlık evine arasıra geliyordu yakınlardaki işleri sebebiyle.Eşinin çok hasta olduğunu, kendisine iki çocuk veren bu evlilikten eşini zor günlerinde bırakmak istemediği için vazgeçemediğini de öğrenmişti Kadın.

 İlişkileri bir yıl süre ile böyle devam etti. Haftanın bir kaç günü Kadını evinde ziyaret eden Adam  dışarda buluşmayı hiç istemiyordu. Kadın onun geleceği geceler onun sevdiği yemekleri hazırlıyor, içki masasını kuruyor, süsleniyordu. Adam bazen elinde bir çiçek, bazen bir çikolata ama çoğu kere bir mücevherle kapıyı çaldığında Kadın, onu tüm sevdasını yüzüne aksettiren  gülümsemesi ile karşılıyordu.

 Beraberlikleri yemeğin ardından ıhtırasli bir sevişme ile devam ediyordu. Adam bir kaç saat sonra veda ederek ayrılıyordu yanından. Bazen çok nadir olarak gece kaldığı da oluyordu Adamın. İşte o çok nadir gecelerin sabahı Kadının en büyük mutluluğu erkeğine kahvaltı hazırlamak, çay demlemekti.O zamanlarda kendini Adamın gerçek eşi gibi görüyordu. Sabah kalkıp eşine ,çocuklarına kahvaltı hazırlayan onları okula, işe yolcu eden bir kadın gibi.

 Adam kapıdan çıkıp giderken bir sonraki buluşmaya kadar geçecek yalnız gecelerinin düşüncesi ile içi titriyordu.

 Yılardır süren yalnızlığından sonra bu ilişki Kadına sıcak bir çölde içilen serin bir su kadar mutluluk ve huzur vermişti.

 Bu mutluluk ve huzur bir hafta önce yaşadığı bir olayla birden paramparça oldu. Adeta bir kristal kadehin bin parçaya bölünmesi gibi yaşamı  ,hayalleri tuzla buz oldu.

Kadının mutluluğunu neyin, nasıl yok ettiğini bir sonraki yazımda anlatayım.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..