Artur-Arkent

Artur-Arkent Balıkesir'in Burhaniye ilçesine bağlı Karaağaç köyünde Ege'nin tüm özelliklerini taşıyan tatil köyü. Özer Türk tarafından kurulmuş Güvercin, Gemiyatağı ve Martı koylarından oluşmuş cennet köşesi.... Avrupa'nın ikinci büyük tatil sitesi olduğu varsayılır. 2000 haneye sahip bu tatil köyünde her türlü konforu bulabilirsiniz. Havuzundan, Discosuna, marketinden postanesine kadar. Alışveriş için çevre beldelerin pazarlarına da gidebilirsiniz. Pazartesi Burhaniye , Perşembe Ayvalık Pazarı benden hatırlatması.En son gittiğimde içinde migros açılmıştı. Bir de Tilki koyu diye bir koy var. O koy oldukça güzel ve temiz. (Tavsiye ederim.) Zaten bütün koylarda mavi bayrak var. Gönül rahatlığıyla tadını çıkarabilirsiniz. Gece gezerken gelincik ve tilkilere dikkat etmeniz tavsiye edilir. Vizyondaki filmleri biraz geç de olsa Işık sinemasında izleyebilirsiniz. Tenis kortu ve futbol sahası da var. Her koyun kendi basketbol kortu da. Düldül diğer adıyla çekçek koylar arası ulaşımı sağlıyor mu hala bilmiyorum ama umarım devam ediyordur.

Benim için çok şey ifade eden bu tatil beldesinden bahsetmiş olmamın bir çok nedeni olsa da en önemlisi çok özlemiş olmam diye düşünüyorum. Çok uzun zamandır göremediğim sesini duyamadığım dertleşemediğim dedecim öldüğünden beri oraya gidemedim . Bana her yer onu hatırlatıyor. Sanki kapı açılacak içeri girecek gibi. Ya da köşe başından kıvrılıp elinde poşetlerle bana doğru gülümseyerek yürüyecek gibi. Çok severdi torunlarını ve çocuklarını. Ev ne kadar kalabalık olursa , o kadar mutlu olurdu. 90 metrekare evde 20-21 kişi olduğumuzu hatırlıyorum. Birinin tatili bitse veya gitmek zorunda olsa ardından çok üzülür; keşke daha fazla kalabilselerdi diye hayıflanırdı. O kadar çok anım var ki onunla ilgili. Keşke daha uzun yaşasaydı da daha güzel olsaydı herşey. Sabahları erkenden kalkar çayını demler, sabah yürüyüşüne çıkardı. Bazen ben de giderdim onla. Onun hızına yetişemez yolda yoruldum artık geri dönelim diye tuttururdum. Denize de girerdik beraber. Çok soğuktur Artur'un suyu. Herkes yüzemez öyle. Alışınca çıkmak istemezsin o başka. Evimiz denize çok yakın olduğundan canımız ne zaman istese girebilirdik suya. Belki de en büyük şansımız oydu. Hem denize hem de gazinoya yakın olmak... Evimiz kalabalık olduğundan orda yaşamak ne kadar zor olsa da dedem yine de hiç şikayet etmezdi. Zaten bütün kış da gün sayar, tatile kaç gün kaldığını hesaplardı. O kadar değerliydi onun için. Zamanında Çeşme'den ev alacakmış ta Artur'u görünce vazgeçmiş. Onu bir tek ben değil herkes çok severdi. Artur' da onu tanımayan yok gibidir.Tatlı diliyle, güler yüzüyle herkesi kendisine bağlamayı başarmıştı. Arkadaşları gelirdi tavla oynamaya. Yenilmeyi hiç sevmezdi. (kim sever ki) Size ne kadar anlatsam boş. Keşke tanışabilseydiniz veya tanıyorsanız ne mutlu size.

İşte böyle! Ne kadar çok şey hatırladım bunları yazarken... Ölmeden önce yapılması gereken 3 şey. Artur'a gidip denize girmek, güneşin batışını izlemek ve sahilde oturup müzik dinlemek. Sakın kaçırmayın derim ben.