Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '08

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

Aşıklar, aşkınızı ölçtürmeye cesaretiniz var mı?

Aşıklar, aşkınızı ölçtürmeye cesaretiniz var mı?
 

Gerçek ölçü cesaret işi:)


Nihayet bir sevgililer gününü daha geride bıraktık. Ne kadar çok yazıldı o gün hakkında, aşk hakkında. Herkes bakış açısını, kalbinin sesini koydu ortaya. İki kavramı hep farklı düşündüm şimdiye kadar. Aşk farklı bir duygu, sevgi çok daha farklı bir güçtü bana göre. Göstergeleri, zamanları, yaptırabildikleri hep farklıydı. Sevgiyi her zaman aşkın üstünde tuttum nedense. Aşk benim için içi gaz dolu bir balondu; uçma ya da patladığında yakma ihtimali hep yüksekti. Sevgi ise daha sıcak, daha değerli geldi.
Dün aşıklar bir yarışa girdi. Aşklarını bir takım desteklerle ifade etme yarışına. Bir nevi ölçme ve bu ölçüyü sevilene gösterme durumu olarak algılıyorum ben bunu. Ölçüm hediyelerle yapılıyor, ya da sözcüklerle veya hareketlerle…Ama nedense o ''küçücük'' şeyler, en büyük tartı göstergesi. Kocaman ayıcıklar değil de o küçücük hediyeler çok daha fazla sevildiğini gösteriyormuş, hediyeyi alana!

Bu gün posta kutuma düşen bir bilgilendirme maili vardı. Düzenli olarak sağlık bilgileri içeren bir siteden geldi bu ''bilimsel aşk ölçer'' tarifi. Sizlerle paylaşmak istedim ben de.

Memorial Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Abdullah Özkardeş,14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla, “Aşkın nörolojik kimyası”nı anlatmış. Aynen aktarıyorum röportajı :

Aşk, oldukça karışık nörobiyolojik bir olay olarak tanımlanmaktadır. Beyin içerisinde; güven, inanç, haz duyma ve ödüllendirme fonksiyonları etkinleşmektedir. Bu fonksiyonlar; oksitosin, vazopressin, dopamin ve serotonin isimli maddeler aracılığı ile gerçekleşmektedir. Gebelik ve süt verme dönemlerinde farklı etkileri olan oksitosin, duyguları değiştirebilmektedir. Bu hormon; sevecenlik ve duygusallık dönemlerinde bol miktarda salgılanmakta, oksitosin arttıkça aşk duyguları da o paralellikle artmaktadır. Stres ve gerginlik dönemlerinde oksitosin salgılanması azalmaktadır.

Aşk ölçülebiliyor

Bazı çalışmalarda, fonksiyonel MRI kullanılarak, romantik aşk ile ilgili sinir yapıları incelenebilmiştir. MRI yapılırken kişiye sevdiği kişinin fotoğrafları gösterilmektedir ve daha sonra arkadaşlarının fotoğrafları gösterilerek tekrar MRI yapılmaktadır. Her iki durumda elde edilen sonuçlar kıyaslanabilmektedir. Romantik aşk; Ventral Tegmantal Alan, Ventral Striatum ve Nukleus Accumbens denen beyin kabuğunun altındaki bölümlerle ilişkilendirilmiştir. Yoğun aşk duyguları yaşanırken, bu bölgelerde faaliyetler artmaktadır.

Uykusuzluk ve iştah kaybı aşk belirtisi

Romantik aşkın; aşırı canlılık, enerji, uykusuzluk, iştah kaybı gibi bazı davranış özellikleri, kokain bağımlılarında görülen davranışlara benzemektedir. Kokain alanlarda da, fonksiyonel MRI ile Ventral Tegmental alanın aktif olduğu gösterilmiştir.

Pek çok insanın “En büyük zaafı” olarak bilinen çikolata, yine aynı bölgelerdeki faaliyeti artırmaktadır.

Aşkın sağlık ve mutluluk gibi sonuçları da bulunmaktadır. Aşk, yukarıda bahsedilen bölgelerin yanı sıra, duygulanım, dikkat, motivasyon ve hafıza ile ilgili beyin alanlarını da aktif hale getirir. Bu yapıların aktifleşmesi, stresin azaltılması gibi sonuçlar verir. Zamanla, beynin kendisi üzerinde koruyucu bir etki oluşur. Bu nedenle aşk, sağlıklı ve mutlu olmayı uyarır.

Bir uzman tarafından aşkın bilimsel ölçümü bu şekilde anlatılıyor. Aşka güveni azalan insanlar sanırım ''gerçek aşkı'' ispatlamak adına bu ölçümden yararlanabilir. Gidip 14 Şubat’ta bir MR ile aşk ölçerlerini hazırlatıp bu belgeyi de çerçeveletip, sevgililerine hediye edebilirler.

Ama kaç kişi bir ''küçük'' hediye yerine, bu belgeyle ilgilenir ki? Ya da kaç yalancı aşık bu ölçere razı olur?


Röportaj: www. realage.com.tr'den alınmıştır.

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..