Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '07

 
Kategori
Haber
 

Aşırı, gereksiz ve yakışıksız iltifat...

Aşırı, gereksiz ve yakışıksız iltifat...
 

Sudi Arabistan Kralı Faysal, “geçerken uğramak ve iki sohbet etmek (!)” için olanca avenesi ile Ankara’ya hem de 10 Kasım Tarihinde geldi.

Bu ziyaret “resmi” bir ziyaret görüntüsünde kamuoyuna verildi.

Cumhurbaşkanı, uçağının merdiveninde, hava alanında karşıladı.

Karşılıklı “Madalya ve nişan”lar verildi. Olmadı, tahtını kurduğu otele, ayağına gidilip iki yanına kuzu kuzu oturuldu.

Kısaca anlatmak gerekirse, Türkiye Cumhuriyetine Devleti’ni ve milletini incitecek ne kadar davranış biçimi varsa, hepsi sergilendi.

Daha da önemlisi, 2933 sayılı “Madalya ve Nişanlar” kanununun 2. maddesinin (a) fıkrası, keyfe göre yorumlandı ve hak etmediği halde Kral’a “O bize taktı, biz de ona takalım” anlayışı içinde “Devlet Şeref Madalyası” verildi.

Bakınız, o kanunun 2. maddesinin (a) fıkrası nasıl?

* * *

DEVLET MADALYALARI

Madde 2 - Devlet madalyaları aşağıda gösterilmiştir:

a) Devlet Şeref Madalyası;

Devlet Şeref Madalyası, Bakanlar Kurulunun teklifi, Cumhurbaşkanının tevcihi ile Türkiye Cumhuriyetinin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzuru, birlik ve beraberliği için yurt içinde veya yurt dışında üstün feragat, fedakârlık, başarı ve yararlık gösteren Türk ve yabancı uyruklu kişilere verilir.

* * *

Sudi Arabistan Kralı veya o ülkenin kral dâhil yöneticileri ne zaman yukarıdaki, yasanın içeriğine göre Türkiye’ye karşı tavır almışlardır?

Her fırsatta “Osmanlı hükümranlığından” şikâyet etmediler mi? Osmanlı eseri olan tarihi kaleyi yıktırmadılar mı? Uluslar arası alanda bazen karşımızda olmadılar mı? Karşımızda olmasalar bile yanımızdan kaçmadılar mı?

Millet olarak tepkimizi topluca ortaya koyduğumuz belli olunca, bu kez Cumhurbaşkanlığı makamından gelen açıklama, üzerine aşırı tuz ve acı biber oldu.

Yuttuk mu?

Yok, yutmadık. Sadece kahrolarak sineye çektik. Gösterilen gerekçe, kimseyi mutlu etmedi, üzüntüsünü gidermedi.

Hürriyet Gazetesinin internet sayfasında Engin Asyalı’nın “e-çizgi”si ortaya konulan mazeretin gülünçlüğünü anlatmak bakımından son derece görmeye değer buluyorum. O “Son karesini” de Sayın Engin ASYALI’dan izinsiz ve hoşgörüsüne sığınarak sizlerle paylaşmak istiyorum.

13 KASIM 2007


 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..