AŞIRI DETERJAN KULLANIMI

Evimde suya sabuna dokunurken, içtiğim suya da dokunuyor, yüreğim acıyor. Tabi bir çok kirlik yapıcı etkenler var. Bilhassa yüksek ölçekli sanayi alanlarının bıraktığı kirlilikler ve tarım arazilerinin gübre politikaları vb. Bu sayfayı öncelikle kendi evinizde ki deterjan kullanımları hakkında ki yaşadığımız duyarsızlıklar ve abartılı deterjan kullanımına ayırdım. Bilhassa kadınlarımızın bu konuda çok önemli sorumlulukları var. Öncelik sıralamasına baktığımda, en çok suya sabuna dokunandan başlayarak, tabiki tüm aile fertlerine sesleniyorum. İzlediğim bir çok yerde sorumsuzlukları görerek kaleme almak gereği duydum. "YETERİ KADAR KULLANMAK" disiplini çok önemli bilgelik. Avuç avuç KULLANMAK alışkanlığı her çatının altında var. Bunun yeterlilik sınırı hakkında ölçü belirlemek değil, nasıl yemeklerinizde yağ, tuz, baharat kullanımı ölçüsü varsa işte o ölçülerin bilgeliği içinde bir ölçü dikkati dengemizi ve niyetimizi belirler. Aslında bu ölçüyü tutturamadığimizda suç işliyoruz. Suyu öldürme suçu! Abartı değil inanın suya karşı cinayet suçu. Bu suçun reaksiyonu toplu ölümlerdir. 'Yine felsefe yaptı' derler, valla öyle değil. Arkana yaslan ve düşün. Dünya'da yaşamak büyük sorumluluk. Öyle elini kolunu sallayarak yaşama zamanı kredisini bitirdi. Borçlu duruma girdik büyük faizleri ile birlikte: MÜSİLAJ birikmiş faizlerimizin SALYASI! Artık dışarı çıktığımız alış verişlerde Natural ürünlerin çoğaltılmasında ısrarcı olmak için hep birlikte kol kola çalışmalıyız. İktidar'a baskı kurup Çevre ve şehircilik bakanlığı yukarıdan aşağıya kullanılan tüm deterjan marka ve türlerini etiketleyip kimyasal verilerini yeniden gözden geçirerek evrensel sınırların altını çizip yetki verdiği marka ve ürünleri piyasaya sürmelerini sağlamalıyız. 
Marmara denizinin gözündeki büyük MÜSİLAJ çapağını gördüğümüz de bunu yapmalıyız artık. Çünkü bu gözümüz kapanacaktır.
İçimiz acıyor. İçinde barındırdığı tüm yaşamlar adına. Ülkem adına...içtiğimiz suyun adına...
El yüz yıkamaktan, banyo yapmaktan, çamaşır yıkamak, halı kilim yıkamaya kadar olan tüm etkinliklerimizde aşırılıklar, bizim sorunumuz. Hastalıklı halimize referanstır. Vurdum duymaz olma halimiz, hastalıklı halimizdir!
Bir Anımı anlatacağım: benim çocukluğumda bir ilköğretim okulu bahçesinde bir öğretmenin biz çocuklara diş macunu ölçüsü hakkında söyledikleri hala kulağımda. "Çocuklar öyle reklamlarda gördüğünüz dış fırçası boyunca sürülen macun miktarına inanmayın, bir nohut tanesi kadar macun sürerseniz bile yeter de artar" demişti. Ondan sonra hep öyle yaptım. Yetti de arttı, 60 yaşındayım tüm dişlerim ağzımda.
Keşkem sabun, deterjan, şampuan kullanımları içinde bir nohut tanesi kadar söylemiş olsaydı. Elim, yüzüm, saçlarım yine de Temiz olurdu. Suyumuz kirlenmezdi.
Deterjanlar suyun kalbinden vuruyor. Onu öldürüyor ve ölü ölü denize gönderiyor.
Sonra denizi öldürüyor. Deniz yaşamını öldürüyor. Balıklar öluyor, proteinler ölüyor!
Hanı bir çivi meselemiz vardır. Bir çivi, bir nalı... sonuçta bir çivi bir ülkeyi kurtarıra gelirdi.
İşte bir Damla deterjan kullanırsak bir Denizi kurtarırız.
Sloganımız şu olsun mu?
Bir Damla deterjan kullanalım, bir Denizi kurtaralım!
Sonuca gelirsek;
Konuyla ilgili bir haber okumuştum. İşin uzmanından dinlemek istiyoruz azıcık ta, AFFINIZLA.
Anadolu ajansından Zeynep Rakipoğlu'ya 30.04.2020 de Prof.Dr. Meriç Albay Bey'in röportajından paylaşmak istedim.
"Aşırı deterjan ve dezenfektan kullanımı temiz su kaynaklarını tehdit ediyor" başlıklı makaledeki uyarı, bir yıl önceki uyarı. Bu uyarıların haddi hesabı olmasına ne kadar kulak verebiliyoruz ve dinliyoruz:
Prof. Dr. Albay, "Salgın sürecinde virüslerden korunmak için birçok kimyasal daha fazla kullanılıyor. Oysa ki kullandığımız dezenfektan ve deterjanlar sularımıza karışıyor ve kirlenmesine neden oluyor." dedi. Salgın sürecinde virüslerden korunmak için birçok kimyasalın daha fazla kullanıldığına dikkat çeken Albay, şöyle devam etti:
"Gereğinden fazla deterjan harcamaları yapılıyor. Oysa ki kullandığımız dezenfektan ve deterjanlar sularımıza karışıyor ve kirlenmesine neden oluyor. Suyun miktar ve kalite olarak yetersiz hale gelmesi toplumda en temel ihtiyaçların bile karşılanmamasına neden olur. Toplumun ve bireylerin yaşam kalitesi düşer. Başta içme suyu ihtiyacı olmak üzere temizlik ve hijyen temelli sağlık sorunları ortaya çıkar. Bölgesel bazda salgın hastalıklarda artış görülür. Su kirlenmesine bağlı insan ölümlerinde kayda değer miktarlarda patlamalar yaşanır. Su yetersizliği nedeniyle tarımsal üretim ve sanayi üretimi zarar görür. Su paylaşımı ile ilgili yerleşim birimleri arasında çatışmalar başlar, toplumsal huzur bozulur."
"Hem su kalitesinde hem canlıların hayatında tahribata yol açıyor"
Kimyasalların suda yaşayan canlılarda birikim yapma ihtimali olduğuna değinen Albay, yüksek konsantrasyonlarda suya karışan deterjanların balık, midye, alg gibi deniz canlılarında toksik etki yapacağını vurguladı.
Balıkların solungaçları ve organlarının kimyasalların etkisiyle zarar göreceğini, balıklarda hematolojik, hormonal ve enzim bozuklukların oluşabileceğini anlatan Prof. Dr. Albay, bu süreçten planktonların da büyük zarar göreceğini kaydetti.
Prof. Dr. Albay, "Yani yüksek miktarlarda deterjanın deniz ve göllere karışması durumunda hem su kalitesinde hem de canlı hayatı üzerinde büyük tahribata yol açar. Temizlik ve hijyen amacıyla kullanılan çamaşır suyu kimyasal özelliklerinden dolayı aşırı miktarlarda kullanıldığı zaman öldürücü, zehirleyici, yaralayıcı ve tahriş edici özellikleri olan bir maddedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı geleceğimiz için tehdit"
Prof. Dr. Meriç Albay, suyun bilinçli kullanımının da önemine dikkati çekti. Ülkenin su kaynaklarının bilinçsiz şekilde kullanımı ve tüketiminin gelecek için en büyük tehditlerden birisi olabileceğine işaret eden Albay, "Gelecekte yaşanacak sorunları minimize etmek için şimdiden radikal tedbirler alınmalı, içme suyu, kullanma suyu ve ekosistem için gerekli suyun kullanımı sürdürülebilir şekilde planlanmalıdır." dedi.
Ve diyorum ki,

BİR DAMLA DETERJAN BİR DENİZİ KURTARIR!