Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '16

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk, herkese farklı değen kuş.

Aşk, herkese farklı değen kuş.
 

Erkekler de, kadınlar da aşk rüyaları görürler.


 Aşk öncelikle belli bir yaş döneminin kuşu. Evet, her dönemde rastlanır ama ille de ilk gençlik dönemlerinde uçar durur çevremizde.

Yazık ki her genç, her insan aşık olmaz, aşka dokunmaz. Kimilerinin yanından bile geçmez.

Kimilerinin de yanından geçemez. Onlar öyle yoğun şekilde ve öyle farklı şeylerle meşguldürler ki, yol bulamaz, geçemez.

Kimilerinin yanından geçemez. Onlar öyle etkiler altındadırlar ki, geçemez. Onların yaşamları büyüklerinin dayanıklı çatıları altındadır. O büyükler onaylamadıkları için geçemez. Onların inançları, eğilimleri, planları ya da başka şeyleri vardır, geçemez. Aşkmış, meşkmiş olmaz, olamaz.

Bu kişiler için, karşı cinsten biriyle bir etkileşim olacaksa bunun kişiden kişiye değişiklik gösterse de belli zorunlu koşulları vardır. O koşullar gerçekleştikten sonra zamanın bir anında, gittikçe artan sıcaklığın etkisiyle gönül kapısı açılır ve gelecekse aşk da o kapıdan ve kendiliğinden ve usulca çıkar gelir. Üstelik bu geciken aşkların bir kısmı diğer tüm türlerinden çok daha güçlü gelir.

Öte yandan, bu gruptakilerin bir kısmı için o aşk gelmese de olur. Onlar evlilik birliğinin üzerine oturduğu karşılıklı saygı ile yetinirler. O saygıyı doğuran saklı sevgiyi belki tanımlayamazlar, dışa vuramazlar ama çoğu kez çok sağlıklı birliktelikleri ölünceye kadar sürdürürler.

Aşk kimilerinin kovaladığı, kimilerinin de kaçtığı bir duygudur ve kovalayanın genellikle erkek olması da doğanın yasalarına uygundur.

Çok güzel kadınlar her yerde kovalanır. Çok yakışıklı, sağlıklı, efendi, varlıklı, unvan ya da şöhret sahibi erkekler de kovalanır. Bu kovalanmalar doğal olarak kovalanan kişiler için zaman içinde bir bıkkınlık, bir yorgunluk nedeni olur. O bıkkınlığın, yorgunluğun gölgesinde kalanlar yaşadıkları telaşlar nedeniyle gerçek aşk duygusuna yakınlaşmada, onu yaşamada güçlük çekerler.

Kadınlar daha duygusal oldukları halde erkeklerin daha çok âşık oldukları söylenir. Tabii, erkeklerin karşılarındaki kadını kazanmak için gerçekte o duyguyu yaşamadıkları halde aşktan bahsediyor olmaları bu oranı nasıl etkiler, bilemem.

Erkekler de, kadınlar da aşk rüyaları görürler.

Aşk klasörünün içinde farklı tanımlı dosyalar vardır. Platonik aşk bunların öne çıkanlarındandır. Platonik aşk bana göre aşkın en saf, en güzel halidir. Platonik aşk, yaşamın gerçeklerine değdiği anda kolaylıkla dağılabilecek kadar hassastır.

Platonik aşk yoğun olarak çok genç yaşlarda kendini gösteren türlü türlü düşler kurduran, türlü türlü eylemler yaptıran maskeli bir çekim merkezidir.

Platonik aşk çoğu zaman içe dönük insanlara musallat olur. Onların büyük bir kısmı bu sevgilerini başkalarıyla konuşmaz, paylaşmazlar.

İçlerinde bir çiçek gibi sular, büyütürler. Bu çiçeklerin çok büyük bir bölümü zamanla derin izler bırakarak ölür.

Aşk klasöründe başta hormonlar olmak üzere farklı şeylerin ve farklı oranlarda etkileri altında yaşam bulan başka tanımlar da vardır. Bütün bu aşkların çeşitli düşlerle, seslerle, renklerle canlılık kazanırlar ve farklılaşırlar.

Yasak aşk başlı başına özel ve ayrıca ele alınması gereken bir konudur. O aşkın diğer türleri ile kol kola gezer.

İlahi aşk, doğa aşkı, bilim aşkı ve diğer her türlü aşk da bu klasörde yerini bulur. 

Sonuçta aşk kuşu herkese değer. Kimine yalnız rüzgârı, kimine yalnız ışığı, kokusu değer. Ne yazık ki onların bir kısmı bunu kaçırır, hissetmez, fark etmez. Fark etmez ama inkâr eder.

Kimine yaralı bir kuş gibi çarpar.

Kiminin başında döner durur.  

Kimine uğrar uğrar gider. Yaş, baş tanımaz; ışığıyla, kokusuyla, türlü dokunuşlarıyla farklı dönemlerde, farklı şekillerde kendini gösterir durur.

 

 30.11.2016

 18:02

 

 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..