Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

25 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

Aşk böceği (Kadınlar kapatılsın, içki yasaklansın, üç çocuk lazım)

Gençliğimde baraj gölünün etrafındaki koruluklarda ve yeşil alanlarda zaman geçirmekten çok hoşlanırdım, yemyeşil çimenlerin üzerine uzanmak, ellerimle çimenleri okşamak, kelebekleri izlemek müthiş keyifti benim için…

Çimenlerin içinde papatyaların yanı sıra küçücük mor çiçekler ve kır çiçekleri bulunurdu. Kıyamazdım bir tekini koparmaya, çimenlere uzandığımda hep, onlara haksızlık ettiğimi düşünürdüm.

Otların arasında özellikle papatyaların yapraklarının hemen yanında; bilirsiniz kırmızı üzeri siyah benekli “uğur böcekleri” olurdu. Onları elime alır büyük bir hayranlıkla bakardım ama aklımda âşık olmak, ölene dek sevmeye yemin edeceğim kızı düşlemek ve mutluluğu yaşamak olurdu.

O yüzden herkesin uğur böceği dediğine ben “aşk böceği” derdim…

***

Sabah yürüyüş yapmak için “Dilberler Sekisi ’ne” gittim, artık kentin altın kolyesi haline gelen Seyhan nehrinin kenarları öylesine güzel yeşillendirilmiş ve düzenlenmiş ki sabahın en erken saatlerinde oksijen çarpmasını yaşayabilirsiniz, tertemiz ılık ılık esen rüzgâr eşliğinde…

Tek bir tavsiyem var eğer buraya giderseniz lütfen yanınıza cep telefonunu falan almayın, hem siz komik duruma düşüyorsunuz hem aynı yolu paylaşanların garip ve acıyan bakışlarına hedef oluyorsunuz. Yanınıza da para almayın çünkü sabah bizim çocukluğumuzda “çörek” dediğimiz simitler “gazen gevreği” öylesine güzel kokuyor ki “tahrik” olabilirsiniz…

***

Etrafa hayranlıkla bakarken aklınıza ne siyasetin pisliği ne de dostlarınızın vefasızlığı geliyor, duygularınıza sanki “format” atılmış gibi, sadece doğanın güzelliği aklınızda bir de karşınızdan gelenlerin inanılmaz güzel ve etkileyici “gülümsemeleri” geliyor aklınıza…

Aslına bakarsanız insanoğlu günde en az birkaç kere kötü duygu ve düşüncelerinden sorunlarından arındırabilse, hepsini kalıcı olmamak üzere çöp kutusuna atabilse herhalde dünya da ne savaşlar olur ne din sömürüleri ne de katliamlar…

Kadınların güzelliği ve zekâsı ile de mutluluğun en anlamlı en özelleri yaşanırdı…

***

Konuyu giderek artan sevgisizliğe getirmek istemediğimden kaçıyor bazı bilim adamlarının şu güzelim doğada yaşanabilecek bazı olumsuzlukları gündeme taşımalarını yazacağım.

Gerçekten baktığımız zaman dünler ile bugünlere doğada gözle görünen büyük değişiklikler oldu ve halen de olmaya devam edecekmiş, şimdi yazacağım onları…

Aşk ve sevginin mutasyonundan sonra doğa mutasyonu hiç aklınıza gelir miydi? Çünkü hepimiz kendimizin dünya var olduğundan beri yaşadığını sanıyoruz.

Mesela bir bilim adamı; Akdeniz’in dünya ortalamasının üzerinde “ısınacağını” söylemesi ve daha Mayıs ayının ortalarında olmamıza rağmen sıcaklığın 38 derece olması tasdik eder nitelikte. İnanın gömlek kalın tişört giymek mümkün değil…

Bir başka bilim adamı Karadeniz de aşırı yapışlar olacak ama Türkiye genelinde yağışlar azalacak diyor.

Geçenlerde Mersin’in güzel ilçesi Tarsus da fırtınalar oldu, birçok ilimizde de, geçenlerde bir bilim adamı da ülkemizdeki sel ve fırtınalarda artış olacağını söylemişti, galiba zamanı, dedim…

Ülkemizin en güzel doğa güzelliklerinden bir tanesi bu ülkede dört mevsimin yaşanabilmesi. En güzel yanlarından bir tanesi de bazı illerimizde aynı ay içerisinde dört mevsim yaşanması…

***

Televizyonlarda bu aralar sık sık moda defilerinden görüntüler var, yurt içinden ve yurt dışından gelen birbirinden güzel manken kızlarımız arzı endam ediyorlar.

Zaten uzun zamandır televizyonlarda yayınlanan reklamların hemen hiçbirinde yerli manken yok, tamamı yabancı mankenlerden. Allah var güzellikleri baş döndürücü…

Sütun gibi bacakları zarif ve incecik bir bedenleri ve kusura bakmayın ama bizim Türk mankenlerin gösteremediği kadar güzel naz ve işveleri var…

***

Ve arkasından gelen “devletin” sanki başka hiç önemli görevi yokmuş gibi milletin hatta artık dünya insanlarının ne zaman nasıl nerede saat kaç ile kaç arasında “içki “içeceğine karar vermesine ilişkin açıklamalar.

Daha önceleri de dedemden babamdan ağabeyimden annemden ve bilumum büklerimizden öğrendiğim “rakı” içme adabının üzerine limon sıkıp “ayranın” tavsiye edilmesine şahit olmuştum ya…

Diyorum ki çağdaşlığı medeniyeti refahı en fazla hak eden ulusun ülkesinde artık sadece mevsimler ve doğa değişmiyor, “insanlık, özgürlük ve din de” değişiyor.

Kadınlarımızın kapatıldığı yetmedi, şimdi erkekler üç-beş çocuk yapmak üzere evlere tıkılmaya çalışılıyor, başka bir şey değil.

Devlet ne ahlak bekçisi ne de sağlık bekçisi olmak zorunda değildir, beni “devlet” yaratmadı çünkü…

O yüzden olmalı sabah gezintimde onca güzel çiçeklerin yemyeşil yaprakların üzerinde ne bir kelebek görebildim ne de “aşk böceği”

***

Kimin haddine ama her şeyden ötesi de insanın “lanet olsun” diye haykırası geliyor… 

İyi tatiller efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..