Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşk bu mu? Sevda bu mu?

Aşk bu mu? Sevda bu mu?
 

Nerde o eski Türk filmi gibi aşklar?



İnce ve uzun boyluydu. Simsiyah saçları ta beline kadardı...

İnce bedenine oturan siyah bir de elbise giymişti..

Ardında çiçek kokuları bırakarak az ötedeki masaya nazenin yüreyerek oturdu...

Hava çok sıcaktı,

siyah saçlarını iki eliyle ensesinin altından kaldırarak havalandırdı ve yavaşça başını arkaya doğru çevirerek gözleri beklediği kişiyi merakla aradı..

Az sonra; uzunboylu, esmer, iri kıyım amerikan traşlı bir "adam" yanımızdan geçti. O zarif kızın yanına giderek oturdu. Kızın gülümsemesi dudaklarına oturdu...

...........

"Adam" birşeyler anlatırken işaret parmağının tersiyle kızın ince kollarını okşamaya başladı.
..........

"Adam"ın anlattıklarına kız hafifçe gülümsedi ve başını önüne eğdi...

Daha sonra;

"Adam" kıza doğru eğildi ve pembe yanağından hafifçe öptü.. kız saçlarını eliyle yine arkaya attı. Aynı anda arkaya doğru dönüp baktı ve "adam"a yavaşça sokulup birşeyler fısıldadı... "adam" kahkahalarla güldü.

Kızın yanına doğru sokulup daha bir sarıldı.. ve eğilip kızın dudaklarından öpmeye çalıştı. Kız kibarca ittirip başını hafifçe salladı...

Mekan giderek kalabalıklaşıyor.. garson masaya gelip-gidiyordu...

En sonunda "adam" dayanamadı ayağa kalktı ve kızın elinden tutarak ağaçların arasındaki masalardan birine doğru sürüklemeye başladı...

Kız "nereye? diye sordu endişeyle...


****

Adam sürekli birşeyler anlatıyordu tüm sevimliliği ile...

Kız ise kendinden geçmiş, gözleri yarı aralık vaziyette sürekli onun saçlarını okşuyordu. Adamın ne anlattıgı umrunda bile olmadıgı besbelliydi. Ara sıra eğilip adamı öpüyor, kendine sımsıkı bastırıyordu...

Az sonra; sohbet etmek hiç hoşuna gitmemiş olacak ki kız daha da ileri giderek adamı sedirin üzerine yatırmış ve aşk'a sıgınarak ateşli bir şekilde öpmeye başlamıştı.

Az ötede küçük bir kız çocuğu oynuyordu.. karşı masada emekli bir çift kahvaltı ediyordu.. başka bir çocuk gözlerini kocaman açmış olduğu yerde sessizce bir film izler gibi izliyordu onları ve en sonunda dayanamayarak annesini sürekli dürterek parmakla aşıkları(!) gösteriyordu...

"Kız, adamın üzerinden kalktı ve yüzünde iğrenç bir gülümseme ile beraber keyifle sigarasını yaktı.
adam, üstünü başını düzeltti.. ve bir süre daha hararetle konuştuktan sonra mekandan ayrıldılar...

****

Kız sevgilisine masumca sitem eder...

" Beraber hiç zaman geçirmiyoruz, sohbet edemiyoruz.. ne zaman arasam hep yogunsun, hep arkadaşlarınla berabersin.. hep programın var...

Hafifçe dudaklarını büküp, şımarır
"Sen beni hiç sevmiyorsun" der..
"Adam" ın gözlerinde ışıklar yanıp söner.
Kıza sarılır sevgiyle(!)
"Tamam" der adam... yarın buluşalım... saat..... de evime gel.."
"Ama...
" evde kimse olmayacak merak etme.. ve hınzırca; hiç canını acıtmayacagım söz!"der...

****

Ve bunun gibi bir çok sahne...

otobüste,
parkta,
cafede,
denizde,
plajda,
gemide
açık alanlarda...

Etraftaki insanları umursamadan aşklarını(!) yaşayan insanlar ne çok!...

Bir de derler ki "aşk yok!"

Önüm, arkam, sağım, solum aşk(!)

Onları izlerken aklımdan bir şarkı geçiyor nedense...


"Aşk bu mu? sevda bu mu? hayat bu mu?


Nerde o eski Türk filmi gibi aşklar?

Gizli gizli bakışmalar? mektuplaşmalar... sevgilinin eli değdiğinde titremeler? sevgiliye zarar gelmesinden korkmalar?

Saf, temiz, duygulu ard niyetsiz insanlar,

AŞK şarabından içen de yok, sevgilisine mektup yazan da yok... aşkından ölen de yok...


Perdenin kıvrılan küçük kenarından gördüğü bir çift güzel göz için yanıp tutuşan gönüller de çook eskilerde kaldı!

Kimbilir belki de gizemdi eski aşkları böylesine körükleyen

Belki de gizemi yitirdik.

Bu sebeple aşk , "AŞK" olmaktan çıktı .


"Aşk" adı altında yaşananlar hiç de hoş değil!


İnsan elde olmadan soruyor üzüntü ile;

Aşk bu mu sevda bu mu?

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..