Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '11

 
Kategori
Öykü
 

Aşk Eski Bir Yalanmış !

Aşk Eski Bir Yalanmış !
 

Size bir öyküm olacak, aşk ve sevgi üzerine; Yıllar önce tanışıp severek evlenen bir çiftin hikâyesidir. Arada ki aşılmaz engelleri aşıp yuvalarını kurmuşlardır. Fakat yıllar sonra mutluluğun meltem gibi estiği bu yuvanın üzerine kara bulutlar çöreklenmiş, o imrenilerek ve kıskanılarak bakılan çift birbirine girmiş. Erkek zamanın verdiği teknolojinin ve erişimin kolay olmasından dolayı dışarıda mutluluk aramaya başlamış, evdeki mutluluğu ona az gelmiş. Ha bu arada hala eşine onu çok sevdiğini âşık olduğunu söylermiş, bizim gözü eşinden başkasını görmeyen köylü güzeli de inanırmış. Çünkü yuvasında mutluymuş, eşinin de mutlu olduğunu düşünüyormuş. Zaman geçmiş bizim köylü güzeli her şeyim dediği eşine üç tane nur topu gibi bebeler vermiş.( Bu üç çocuk maalesef fiziğini falan bozmamış) hani derler ya anne olunca fiziğim bozuldu o yüzden aldatıldım. Değil; üç tane hamilelik geçirmesine rağmen hala düzgün bir vücut ve hatlara sahipmiş. Fakat geçirdiği bir rahatsızlık dan dolayı göğsünün biri alınmış.Tabii ki önce sağlık, önemli olan çocukları ve eşi için hayata sımsıkı tutunmak. Kadıncağız bu illeti yenmeye çalışırken problemler ortaya çıkmış. Eşinin kendisinden yavaş yavaş uzaklaştığını ve ufak tefek yalanlarını yakalamaya başlamış. O çok inanıp güvendiği eşindeki tuhaflıkları hissetmiş. Eşinin davranışları baharda âşık olan liseliler gibiymiş, cep telefonunu yanından bir an bile ayırmaz olmuş. Gece yarılarına kadar bilgisayarın başında pineklermiş. Kadın kendisini eksik ve yetersiz bulmaya başlamış. Özgüveni sıfır oluvermiş. Kendi derdiyle uğraşmanın yanında birde hafiyelik görevi oluvermiş. Saatlerce bilgisayarın başında acaba bir şeyini yakalar mıyım diye dolanır olmuş. Sonunda bulmuş.(Bulması iyi mi oldu yoksa kötü mü orası muamma) Başlamış nedenler, niçinler yüklü kavgalar. Erkeğin mantıklı bir açıklaması yokmuş. Kadın:-benimle mutlu değilsen ayrılalım, sevgiye saygım vardır demiş ama adam yemin billâh deyip gelip geçici olduğunu söylemiş. 

Bu kadıncağızın anlamadığı şu gerçekten beni seviyorsa onunla ne işi vardı. Erkeğin bir dediğini iki etmeyen eşi bu ihaneti hak edecek ne yapmıştı? Kadıncağız daha fazla yaşayabilmek için doktor doktor dolaşırken, eşinin bu durumda yanında olmamasına, ellerinin kenetlenmesi gerekirken bir başka bedene koşmasına bir anlam verememiş.
Şu an nasıllarmış? Yine beraberler, bir buçuk, iki yıl eşini gözü görmeyen adam yuvasına dönmüş, eski günlerine geri dönmeye çalışıyorlarmış. Kaybettikleri mutluluğu tekrar avuçlarına alabilmek için. Kadıncağız eşinin, kendisi gibi evli bir bayanla olan ilişkisini bir yere koyamamış. (Tabi o kadında gün gelir yaptığı günahın ve kötülüğün bedelini öder) Kadıncağız eşi (Allah düşmanım bile olsa vermesin) aynı durumda olsa ne mi yaparmış? Başka kişilere koşmazmış, ona sımsıkı kenetlenir, sevgisiyle ömrüne ömür katarmış, benim yerime ölür müsün dese hiç düşünmeden ölürüm dermiş. Çünkü o, hala kocasına ilk günkü gibi âşıkmış, Kara sevda dedikleri bu olsa gerek değil mi? Kara sevdanız hiç bir zaman amansız olmasın. Saygı ve sevgiyle kalın 

 
Toplam blog
: 173
: 568
Kayıt tarihi
: 15.01.10
 
 

Kamuda çalışıyorum, dünyalar tatlısı üç tane yavrum var. Burda bulunmamın sebebi hayatı sizlerle ..