Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşk Kapıyı Tıklatınca

Aşk Kapıyı Tıklatınca
 

Aşk denen ve herkese farklı tatlar sunan sarhoşluk misali duygu kaç kez kapısını çalar insanın?

Belki de aşk dene şey şunu söylüyor insanın kalbine: "İşte O"

Ah deli gönül kapıldımı bir kez Onun cazibesine herşey tersine dönmeye başlıyor.

Mantık denen şeyle, gönül denen şeyin irtibatı kesilip; ruhun kuş misali, kardelenin güneşi görmesi misali, baharda kozasından çıkan kelebek misali, uçuşa geçmesi mi aşk sarhoşluğu?

Yok yok bu değildir. Öyle değildir demenin de, bunu söylediğimiz andan itibaren bir faydası kalmıyor galiba...

Neden hem aşk ararız hem de kaçarız ondan acaba?

Her defasında yenilmişlik tatmak, olmadıların ardından gene olmayacak, gene yanılacağım demek de ne yazık ki bir kaçış yolu olmuyor galiba.

Acaba her defasında geldiğini zannettiğimiz şey aşk mıdır? İnsan her defasında aşık olur mu? Olabilir mi? Aşk bu kadar sık yaşanabilir mi? Yaşanırsa da aşk olur mu? Kendimizi kandırdığımız nokta da birinin açtığı yaraları bir diğeriyle aşık oldum zannederek kapatabilirmiyiz?

Yoksa bu zannetmeler, her defasında kendimizi hırpalamak, aşka olan inancı yitirmek ve sevgiyi bulamamak mıdır bir türlü?

Aşık olabileceğimiz özel bir tip var mıdır? Yani ben aşık olmalıyım ve şu özelliklerde birisi olmalı dediğimiz ve kendi kendmize olsa da dile getirebildiğimiz bir tip var mıdır? Bir bütün var mıdır?

Belki de aşk denen şey, yarımları-buçukları bütün olarak görmektir. Kabullenmektir.

Neden biter ki bu kör sarhoşluk?

Neden görünmeye başlar yarımlar, zannettiğimiz bütünün içinde?

Hani derler ya aşkın ömrü birkaç yılmış... Bütünü ne kadar tama yakın yakalarsak o kadar uzun mu sürer ki aşkın ömrü? Sonrasında kaliteli bir sevgi ve birliktelik oluşabilmesi için.

Şu atasözündeki gibi gönül sevdi mi kaşı gözü hiç önemli olmazmıymış acaba?

Peki o zaman erkeklerin çoğunun ve kadınların çoğunun aşk diye diye fizik peşinde koşmaları neden?

Okulda fizik derslerindeki başarızıslıklarının cabasını bedensel fizikten mi çıkarmak acaba?

Şimdi gene okuyanların pek çoğu bana kızacaklar.

-Kadın dediğin şöyle olmalı...

-Kadın dediğin böyle olmalı...

-Bunu diyen bir kadın zaten kadın değildir...

-Tabiki fizik çok önemlidir...

-Nasıl düşünüyorsunuz böyle?...

Tamam fizik denen şey de önemlidir de biz insanların bir de konuşup anlaşabilmek, birlikte gülebilmek, sohbet edebilmek gibi bir derdimiz de var bence.

Yani fizikle de konuşulmuyor ki!

Belki de aşk denen şeyin bu kadar ve bazılarında birkaç gün sürecek kadar kısa olmasının nedeni de budur.

Bilinmez ki...


 
Toplam blog
: 41
: 784
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Üniversiteyi bitirdiğimden ve işe başladığımdan bu zamanabir hayli yıl geçmiş:). Bir de baktım ki em..