- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşk savaşı
O tutkunun sarhoşluğuyla sızıp kaldığım bir anda, bak yine sızıp gitti ellerimin arasından aşk. Ne çokta sıkmıştım avucumu dökülmesin diye oysa. Korktukça daha çok sıktım, sıktıkça daha çok damla feda ettim.
Aşk, yine gösterip yüzünü, kayboldu karanlıkta. Gidemedim peşinden bulamadım yolumu. Bu yolları ezberlemeliydim oysa. Kaç kez bakakalmamış mıydım gidenlerin ardından? Her gidenin hatrına bir adım atsam, korkutmazdı beni bu bilinmezlik belkide.
Hatayı kendimde aradım yine. "Ne zamandır O'nu bekliyordun aptal kız" dedim. Ne olurdu tutsan elinden, gitsen peşinden. Masalımın prensi sensin desen. Ömrümün en güzel deseni sen oldun desen. Böyle göz göre göre o damarları koparıp gitmesine izin vermesen.
Yine öylece bakakalacağım ardından. Elimi uzatmayı denediğimde çoktan ufuklara kavuşmuş olacaksın. Anlatamayacağım sana nasıl tutkun olduğumu ve öğrenemeyeceğim bana nasıl yangın olduğunu. Biz daha birbirimizi tanımadan bitecek bu sevda.
Savaşmaya karar versem, barış çığlıkları atılacak, barışmaya karar versem, günlerce kan dökülecek kalbimde. Ne kazananı, ne kaybedeni belli olacak bu anlamsız harbin. Ne bir beyaz bayrak sallandırılacak gönlüme, ne de bir karış toprak alınacak hediye. Orta yolu bulmaya heveslenipte, bir masada karşılıklı oturamayacağız bile.
Bu kez yenilmeyeceğim koydum kafama. Gözlerine muhtaç bakışlarım aydınlatacak kaybolduğun karanlık yolu. Biliyorum elimi uzatınca tutamadığım ruhun, kalbimi uzatınca akacak ruhuma.