Aşk yeniliği sever...

En son ne zaman kızgın kumlardan serin sulara atladınız bilemiyorum ama eğer uzun süreli bir ilişki veya evlilik yaşıyorsanız, itiraf etmenin zamanı geldi. Her an, bir süre sonra ne kadar bildik tanıdık anlara dönüşüyor değil mi! Sanki sürekli izlenen film tekrarları gibi, bir kareyi yaşadıktan sonra diğer karede ne yaşayacağını tahmin etmek pek güç olmuyor.

Kendimden bilmiyorsam bile, çevremde buna benzer bir sürü ilişki var ve bu çok vahim!

"Sıkıcılık, monotonluk..." Bir birlikteliğin başına gelebilecek en kötü şey. Hatta, denilebilir ki aldatmaya, aldatılmaya çıkarılan bir çeşit davetiye.

Peki, o halde ne yapmak gerekir? Bunun net ve tam isabet cinsinden bir yanıtı yok elbette...
Benim nacizane önerim; kendini, tepside sunar gibi, alelacele sunmamalı insan karşısındakine. Biraz da sonraki günlere bırakmalı. Her gün ilişkinin son günü gibi, hatta bir daha karşısındakini hiç görmeyecek gibi yaşamalı insan ilişkilerini. En önemlisi, emek vermeli insan. Belki karşınızdaki buna değmeyecek biridir, belki de hayatınızın insanıdır, bunu asla bilemezsiniz ama emek vermeden gerçek bir ilişki yaşayamazsınız. İyi bir sırdaş, arkadaş olmayı ve arada bir acımasız bir eleştirmen olmayı da yabana atmayın.

Ancak, eğlenebildiğiniz biriyle birlikte olun. Sürekli yenilikleri ve küçük şımarıklıkları sevin.

Kendinize ve O'na çok iyi bakın... Mutluluklar...