Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk

Aşk
 

Aşk hep beklendiği zaman çıkmıyor karşına, tam da pes etmişken çıkıyor tüm haşmetiyle. Kimi zaman yıkıp geçiyor, bazen görünmeden ansızın geliyor ve baskın halinde yerleşiyor yüreğe. Hazırlıksız yakalanınca can acısına sebep oluyor. Kimi zaman ince ince işleyerek görkemli bir kapı açılıyor gönül bahçende. Açılan kapıdaki ışığı fark etmek ya da yüzünü karanlığa çevirmek. Seçimi sana kalıyor . Gözlerin ani aydınlıktan kör olmaması için alıştırılması gerekiyor. Yavaş yavaş uzatmalı avuçları o ışığı yakalamak için, güneşi avuçlarında tutmak için çaba göstermeli. 

Haydi dön bak dersin içinden, açılan kapının önündeyim, verdiğin tüm sıcaklığın ışığını almaya geldim diyen çığlıklarını bastırırsın. Uzatsa ellerini çıkmana yardım etse, aydınlığınla ışıklandırsa yolunu. 

Aşkın zamanı ve mekanı yoktur ki , hep hazırlıksız yakalar insanı. Bütün bağlarından koparır senin haberin olmadan çeker alır. Elinde tutar oynar ne kadar karşı dursan da onun hiç birşey umurunda değildir. İşte bütün bunlara tek başına karşı koyabilme cesaretidir aşk. Belki de yeni hayata geçebilme yürekliliği. Bunun da doğrusu yanlışı yoktur, kimi seviyorsan doğru insan odur sana göre. 

Çözmek istersin halatlarını, güvenli limandan uzaklara yelken açmak istersin. O yakaladığın rüzgarla sürüklenmek, araştırmak, düşlemek, keşfetmek için sabırsıza dilekler yeşerir yüreğinde. Dünyanın seni beklediğini duyumsarsın, hayatın seni istediğini bilir ve sonun kadar gitmek istersin. 

Yüreğinde bir fidan büyürken onu daha çok sulamak dallarının engin maviliklere ulaşmasını sağlamak istersin. İçindeki susan çocuğu canlandırmak onun şarkılar söylemesine izin vermek, onu özgür bırakmak en büyük meselendir. O büyümeli, özgürleşmeli, gülmeli, ağlamalı, hayatta ne kadar duygu varsa hepsini yaşamalı, o kadar ki aç gözlü olmalı herşeyi istemeli onu doyurmalısın. 

Sabahları bir yanın eksik uyanmaktır. Bir yandan başlamak gerektiğinde hep inanmayı dayarsın sırtına. Yoluna güvenmekle devam etmek istersin. Yolun sonunda anlarsın ki tüm bahanelerine güzel kılıflar dikmişsin, söylediği ne varsa hepsine inanmışsın. Yürümüşsündür hiç kaybetmeyecekmişcesine. İçinden bin bir türlü yol geçer, hangi yol doğru hangi yol taşlı hangi kavşakta durmalısın düşünmelisin. Ayırdına varamazsın. 

 
Toplam blog
: 249
: 3042
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Doğup büyüdüğüm şehirde, İstanbul'da yaşıyorum. Emekliyim. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim ..