Aşkın dönemeçleri -1

“Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir.”

Goethe

Aşk dümdüz uzanan bir yol değildir. İnişleri, çıkışları, tümsekleri, kısa süreliğine duraklatan engelleri vardır. Şimdiye kadar bunlarla baş etmeyi başardınız. Bazı tatsızlıklar, küçük kırgınlıklar, üzüldüğünüz olaylar yaşadınız. Sevginiz ve sağlıklı iletişiminiz sayesinde hepsinin üstesinden gelmeyi başardınız. Her adınla biraz daha tanıdınız onu. Her tatlı sürprizinde biraz daha bağlandınız. Bu defa doğru insanı bulduğunuz dair kuvvetli bir his var içinizde. Yüzüne her baktığınızda, elini her tuttuğunuzda sıcacık oluyor içiniz. Tamam biliyoruz; siz sırılsıklam âşıksınız! Ortak bir yaşam oluşturmak konusunda çok yol kaydettiniz. “Ciddi ilişki” statüsüne ulaştınız artık. Kafanıza takılan soru işaretlerinin birçoğu yok oldu. Kalan birkaç tanesinin de zamanla silinip gideceğine eminsiniz. Mutluluk, kendinizi hiç olmadığınız kadar güçlü hissetmenize yol açıyor. Geleceğe güvenle bakabiliyorsunuz. İstediğiniz an dayanabileceğiniz, sıcacık bir omuz hemen yanı başınızda çünkü.

Aşk dümdüz uzanan bir yol değildir. İnişleri çıkışları, tümsekleri, kısa süreliğine duraksatan engelleri vardır. Ancak ne yazık ki, hepsi bu kadar değil. Bazen ucu bucağı görünmeyen bir uçurumla, bazen adeta gökyüzüyle birleşmiş, dimdik, yalçın kayalıklarla karşılaşabilirsiniz. Büyük fırtınalar öncesi denizlerin süt liman olması gibi, karşınıza çıkacak büyük sorunlar da sinsice beliriverir. En beklemediğiniz anda ortaya çıkıp sizi şok ederler. Aşkın dönemeçleri olarak adlandırabileceğimiz bu tehlikeli durumlar belirdiğinde ilişkiniz adına en büyük sınavları verirsiniz. Yanlış bir adım uçuruma yuvarlanmak anlamına gelir. Bunca emek verdiğiniz ilişkiniz, bir anda tepetaklak oluverir. Geride kalan hem yarım bir aşk, hem de yuvarlandığınız uçurumun dibinde bir dakika sonrasını bile hesaplayamayan şaşkın, çaresiz kalbinizdir.

Her şey güzel giderken nereden çıktı bu cümleler dediğinizi duyar gibiyiz. Amacımız elbette moral bozmak değil. Ancak aşkın dönemeçleri olarak nitelendirdiğimiz bu tarz olayların da ciddiyetini anlamanız önemlidir.

Sevgilinizin birkaç gündür oldukça gergin olduğunu gözlemliyorsunuz. Sorduğunuz soruları geçiştiriyor, aranızda tuhaf bir gerginlik oluştu. Kendi kendinize farkında olmadan onu kırmış olabileceğinizi düşünüyorsunuz. Son günlerde yaşananları tüm ayrıntılarıyla gözden geçirmenize rağmen, böyle bir olay hatırlamıyorsunuz. İşiyle ya da ailesiyle ilgili bir mesele olabileceği aklınıza geliyor. Yine de sizinle paylaşamayacağı kadar ciddi boyutta bir tatsızlık ihtimali canınızı sıkıyor.

Bir akşam yemeğinde sıradan bir olaymış gibi; “Eski sevgilim şehir dışından geliyormuş, benimle de görüşmek istiyor” ya da “Eski sevgilim beni aradı, önemli bir problemi varmış, bunu konuşmak istiyor” deyiverdi. Bu konuda daha önce konuştuklarınıza bağlı olarak tepkiniz değişebilir. Daha önceki ilişkisini size anlatmışsa, kavgalı gürültülü ayrılmadıklarını, birbirlerine insan olarak saygı duyup değer verdiklerini biliyorsanız, haberi daha sakin karşılarsınız. Ancak tatsız ayrıldıklarını, hiçbir şekilde görüşmediklerini biliyorsanız ya da sevgilinizin bu konuda ettiği cümle sayısı bir-ikiyi geçmeyecek kadar az olmuşsa ciddi bir kaygı hissedersiniz. Ani bir öfke nöbetiyle bağırarak “Nereden çıktı bu şimdi? Benden haberi yok mu bunun? Siz daha önce de mi haberleşiyordunuz? Ne istiyormuş ki senden?” tarzında edeceğiniz cümleler, takdir edersiniz ki durumu kötüleştirmekten başka işe yaramaz. Eski sevgilisinin buluşma teklifini reddetmeyip bunu size söylemesi, kafasında zaten buluşmaya karar verdiği anlamına gelir. Bu yüzden “Hayır efendim, kesinlikle olmaz!” ya da “Ne istiyorsan onu yap, mutluluklar dilerim” benzeri sözler ne onu kararından caydırır, ne de bu aşamaya kadar gelmeyi başarmış olan size yakışır. Üstelik olaya iyi yönden bakarsak, eski sevgilisiyle size haber bile vermeden gizlice buluşmaması sizi önemsediğini gösterir. Sakin olun ve yaşanacakları beklemeye başlayın.