Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Rumikorman (Korman Türkmen)

http://blog.milliyet.com.tr/rumi

25 Nisan '17

 
Kategori
Uzay
 

Atacama (humanoid) uzaylıları

Atacama (humanoid) uzaylıları
 

Atacama (humanoid) Uzaylı iskeleti


2012 de ünlü ufolog ve tıp doktoru olan Dr. Steven Greer bir rapor ile Şili'nin Atacama çöl bölgesinde bulunan küçük insan formu bir canlının incelendiğini ve bunun Dünya dışı yaşamla alakası olabileceğini dile getirdi. İncelemelerde küçük uzaylı olarak yer alan bu canlıya “Atacama humanoid” yani “Atacama insansılı” denilmektedir. “Ata” ismi verilen bu insansıl sadece 13 cm boyunda bir “varlıktı”.

Steven Greer, Stanford Üniversitesinin önde gelen araştırmacıları olan Dr.Garry Nolan ve Dr.Ralph Lachman ile ön genetik araştırmalar ve iskelet yapısının incelenmesi gerçekleştirmişlerdir. Genetik incelemeler çeşitli dokulardan ve sağlam olarak varlıktan elde edilen kemik iliğinde yapıldı. Vücut kurumuş halde olsa da iç yapılar korunmuş vaziyette olduğu bildirilmiştir. Elde edilen sonuçlar ise oldukça şaşırtıcı olmuştur.

Bu iskelete sahip uzaylının 6-8 yıl yaşadığı ve kesinlikle biyolojik olarak yaşamış gerçek bir canlı oduğu tespit edimiştir. Mutasyona uğramamış bir insan ya da bir insanın fetüsü olamayacağını da kanıtlanmıştı. Sadece 10 omurgası olan bu varlık (Normal insanlarda 12 bazen 11 adet bulunur), kafa yapısı olarak insandan daha farklı. Üst tepesi daha geniş.. En ilginci ise genetik olarak incelediğinde bizim türümüz olan Homo sapiens’e çok yakın olduğu tespit edilmiş durumda. Kısacası bu varlık her ne ise, bize yapısal olarak çok benziyordu ve muhtemelen çok zeki varlıklardı.

Ölüm sebebinin, kafasının arkasına aldığı darbe olduğu tahmin ediliyor. Kemik yapısı ise 6-7 yaşındaki bir bireyin kemik yapısına uygun. Dr. Nolan’ın raporuna göre genetik olarak hiçbir cücelik belirtisi de yoktu, yani bu iskelet cücelik hastalığına sahip bir insana ait değildi. Cücelik genlerinde de yani cüceliğe sebep olan genlerde de bir mutasyon saptanmadığı belirtiliyor ayrıca Dr. Lachman’ın incelemelerine göre kemik yapısında da bir sorun yoktu. Kısacası bu varlık her ne ise onun doğası bu şekildeydi. Yani böyle doğmuştu ve bu şekilde yaşamış ve evrimleşmişti; ölmese belki de yaşamaya devam edecekti. Böylesi bir varlığın yaşamış olduğunu hayal etmek oldukça heyecan verici olmuştur.

Tabi ki bu araştırmalar daha bir başlangıç. 1-2 yıl sürecek olan genetik araştırmalar varlığın sırrıyla ilgili daha fazla bilgiyi bizlere sunacak. Ama bu kadar bilgi dahi insanın sorgulamasına sebep olabiliyor.

Bu varlık, bu şekilde insan değmemiş bir yerde yaşadıysa, kim bilir Dünya’mız nelere ev sahipliği yapıyor, insan bunu düşünmeden edemiyor. Ayrıca varlığın “ne” olduğu da ayrı bir soru işareti. Dr.Greer bu varlığın bir uzaylı olduğu konusunda ısrarcı. Çevre bölgede (Atacama bölgesinde) çok fazla ufo ve küçük insanların görüldüğüne dair raporlar var. Dr Greer, bu ufo gözlemleri ile varlıklar arasında bağlantı olduğunu düşünüyor ve bu bilginin “Yaşam uzaydan gelen temaslarla mı oldu” sorusuna yöneltmesinin gerektiğini ileri sürüyor.

Dr.Greer’in raporunda belirtilen diğer bir çarpıcı bilgi ise yaşam ile ilgili. İki araştırmacının yaptığı hesaplamalara göre Dünya’da ki yaşam yaklaşık 10 milyar yaşında lakin Dünya’nın oluşumu sadece 4.5 milyar yıl öncesine dayanıyor. Yani yaşam ve DNA bilgisi, Dünya’dan iki kat daha eski. Bu da yaşamın gerçekten uzaydan mı geldiğini veya yaşamın sırrı nedir sorusunu sormaya itiyor bizi.

 

(Kaynak: Indigo Dergisi)

 
Toplam blog
: 81
: 9709
Kayıt tarihi
: 01.12.06
 
 

1968 Ankara doğumluyum. Selçuk Üniversitesi, Doğu Dilleri ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı Bilim..